9. bölüm: Zihin karmaşası

39 18 8
                                    

Merhaba!!!
Nasılsınız? Bu konuşmayı burada bitireceğim çünkü konuşacağım şeyleri sona bırakmak istiyorum.
O zaman, iyi okumalar💕
***
Bir dünya vardı o dünyanın içinde benim ruhum saklıydı. Tüm acılarım, gülüşlerim, en çokta sevgim saklıydı.
Ama bazen o dünya o kadar daralıyordu ki, ruhum sıkışıyor yumruk halini alıyordu. Acılarım artıyor, gülüşlerim yok oluyor, sevgim azalıyordu.
Ve gözlerim... Gözlerim ruhsuzca bakıyordu çünkü ruhum sıkışırken acılarım, gülüşlerim, sevgim gözlerime ulaşamıyordu.
Bir de güzel yanı vardı tabi. O dünya bana aitti. Sadece bana. Tüm düşüncelerim, içimde yanan fakat dışa vuramadığım gözyaşlarım saklıydı, işte o dünya, bana ait olan o dünya saklıyordu tüm duygularımı. Gösteremediğim bazı duygularım yakıyordu canımı fakat bazıları ise mutlu ediyordu beni.
Bilincim kaybolduğu yerden geri dönerken acıyla kasılıyordum. Gözlerimi yavaş yavaş aralarken etrafıma bakmaya çalışıyordum ama her şey çok bulanıktı.
Görüşümü kazanmaya çalışıp yerimde doğruldum. Bulanık görüntüler biraz daha aydınlık bir hal aldığında etrafımı incelemeye başladım. Burası bir Şifahaneydi. Sarayın kral ve kraliçeyi ait olan en büyük Şifahanelerinden biriydi. Beni çalışanlara ait olan Şifahanelerden birine götüreceklerini düşünmüştüm. Aslında düşünmeye fırsat bulamamıştım çünkü bayılmıştım. Neden bayıldığımı, veya neden bu kadar kötü olduğumu ben de anlamış değildim. İlk defa kabuslarım beni bu kadar etkilemiş, hasta olma raddesine getirmişti. Bu, ailemden ayrıldığımdan da kaynaklı olabilirdi.
"Uyandın mı," bakışlarım sesin geldiği yönü bulduğunda şaşkınca gözlerim açıldı. Kraliçe beni görmeye mi gelmişti? Peki ya neden? Ben saraylarında sadece bir aylığına gelmiş bir gezgindim. Onlara göre.
Kraliçeyi şaşkın bakışlar eşliğinde onaylayıp zorlukla gülümsemeye çalıştım. " Evet... Affınıza sığınarak soruyorum majesteleri, beni görmeye mi geldiniz?" Kendimi tutamayıp sorduğumda anlayışla başını salladı.
"Seni görmeye geldim, Lina, neden bu kadar şaşırıyorsun?"
"Şey efendim, ben sadece bir gezginim ve burada kalıcı değilim. Üstelik sizden aşağı bir konumdayım. Beni görmeye neden gelirsiniz ki?" Kraliçe, derin bir nefes verdi. Gözlerini kaçırıp, birkaç saniye bekledikten sonra " çünkü seni ailemizden biri yapmak istiyoruz" dedi bir anda.
Dondum, gerçek anlamda dondum. Ateşe hükmeden biri de donabiliyormuş.
Kavrayamadım, gözlerimi kapattım daha sonra hızla açtım. Ailesinden biri mi? Beni? İnanamıyorum, beni ailesinden biri mi yapmak istiyor? İstiyorlar, kahretsin, istiyorlar!
Kim olarak? Beni kim olarak ailesinden biri olarak istiyorlar?
"Yanlış anladım galiba, ne için gelmiştiniz?" Aynı cevabı verirse, bir kez daha soracaktım. Bir kez daha aynı cevap verirse, yine ve yine soracaktım. İnanmıyordum, ya da, inanmak istemiyordum.
"Seni ailemizden biri yapmak istiyoruz, Lina."
*
Prens Aksel... Benim eşim! Kocam, evleneceğim adam. Bu olamazdı! Hayır hayır hayır! Bu olamazdı.
Prens aksel nişanlıydı, üstelik nişanlı iken benimle evlenecekti. Bu nasıl bir saygısızlıktı? Aklım almıyordu.
Kabul etmeyi düşünmüyordum. Eğer bu teklifi kabul edersem önce kendime olan saygımı yitirir, daha sonra gururumu ayaklar altına alırdım.
23 yaşındaydım, 23. Belkide evlilik çağına gelmiştim,fakat nişanlı bir adamla mı evleneceğim? Üstelik ajan olarak geldiğim yerdeki bir adamla.
"Çok rahat edeceksiniz. Emin olun ki prens aksel nişanlısı ile olan bağını sizinle evlendikten sonra kesecektir." Alira tepemde dikiliyor, bana bu evliliğin getireceği olanaklardan bahsediyordu fakat umrumda değildi. Olanaklar onların olsundu. Ben gezgin olarak çok mutluydum.
"Hayır, İra. Kimseyle evlenmeyeceğim. Bu bir prens olsa bile. İstemediğim, sevmediğim bir adamla evlenmeyeceğim" dedikten sonra offladım. "Neden ısrar ediyorsun? Bu benim kararım. Kararımı sorgulamak sana düşmüyor biliyorsun değil mi?" Deyip oturduğum okuma koltuğundan kalktım. Beynim isyan içindeydi zaten bir de bu kız konuşmasındı.
"Özür dilerim... Tabii ki bana düşmüyor fakat hemen kestirip atmanız da istemiyorum. Bakın, size fikir sunmak yine bana düşmüyor. Ama prens aksel ile evlenirseniz, sırtınız bir daha yere gelmez." Dedikten sonra kapıya doğru yürüdü. Son anda arkasını dönüp bana baktı ve, "akşama kadar düşünün lütfen. Siz akşama kadar düşünürken kral ve kraliçe düşünme aşamanızda olduğunuzu, biraz daha beklemeleri gerektiğini söyleyeceğim" dedi ve çıktı.
Kafam milyonlarca düşünceye ev sahipliği ediyordu. Evlensem ne olur, neler yaşarım? Saygım beni terk eder mi? Onlara gurursuz bir kadın olarak gözükür müyüm, Diye.
"*
Yüzükler... Evet evleniyorum. Maalesef ki evet. Hiç istemesem de, bu savaşı engellemek için buna katlanmalıyım.
Kral yüzük tepsisini ona uzatan hizmetçiye baktı, daha sonra prens aksel'e ve bana. Ne amaçlıyordu, beni prens Aksel ile, nişanlı bir adamla evlendirirken neyi amaçlıyordu bilmiyordum.
Sonunda yüzük tepsisini aldı ve kurdeleyle bağlanmış yüzükleri çıkardı. Bize yaklaşmamız için işaret verince isteksiz adımlarım krala doğru ilerledi. Yüzük ilk önce prens Aksel'in parmağına geçti, daha sonra benim parmağıma doğru yol aldı. Yüzük bile bu evliliğin olmasını istemiyormuş gibi parmağıma zorlukla girdi. Kral eline makası aldı kurdele yaklaştırdı.
"Mutlu olun," dedi kral makas kurdeleye geçip sadece bir darbeyle kurdeleyi keserken.
Ne kadar mutlu olacaksak!
Bugün itibari ile ben Freya Cliff değildim.
***
😊 şey... Ne oldu? Evlendiler mi? Bakıyorum da, gerçekten evlenmişler!
Arkadaşlar sizlerle ben de şaşırıyorum! Lütfen beni dışlamayın olur mu? Yazarken bir anda gelişen bir şey. Yani ben planlamıyorum😀
SORULAR:
Aksel, gerçekten nişanlısıyla olan bağını kesebilecek mi?
Freya, soyadının değiştiğini söyledi. Sizce yeni soyadı ne?
İnanın ben de bilmiyorum daha yeni soyadını düşünmedim!!! Neyse be, ben bulurum. Diğer bölümün başına eklerim.
Sorularımızı kısa tutacağım. Sizleri çok seviyorum!!! Yorumlarınızı, ve oylarınızı benden esirgemezseniz sevinirim!
O kadar emek veriyorum ve karşılığını almak benim en doğal hakkım. Öyle değil mi?
Böylece daha çok motive oluyorum ve yazmaya devam ediyorum.
Tıkanıyorum ama bölüm okunma sayıları arttıkça aklıma bir sürü fikir geliyor. Neyse, tekrar ve tekrar sizleri çok seviyorum! Şimdilik görüşmek üzere
🫶kurdeleyi keserken..

SAKLI TAÇ (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin