-Duyduğum takırtılarla gözlerimi açtım. Odaya giren ve bana doğru yaklaşan yaşlı bir teyze çarptı gözüme. Gözlerimiz buluşunca bana içten bir tebessüm etti.
"Hayırlı sabahlar kızım." Yatağın ucuna iyice yaklaştı. "Kalk da boğazından iki yudum lokma girsin, tarhana yaptım sana."
Teyzenin yaklaşması ile beraber uyku sersemliği üzerimden atıp yattığım yerden kalktım. Yaşı benden böyle büyük birinin yanında yatmak zaten olmazdı, saygısızlık olurdu. "Hayırlı sabahlar."
"Yavrum... Kulağıma onca şey geldi senle ilgili amma, hiçbirini sana konduramadım." Ellerini ellerime koydu. "Senin annenle biz evvelden ahbaptık..." Gözleri o anları anımsarcasına uzaklara daldı. "Bu evin işleriyle ben ilgilenirim, Kenan Bey'imi de çocukluğundan beri tanırım. Bu işin de aslı astarı ortaya çıkar elbet. Önce çorbanı iç, sonra hamama girer bir yıkanırsın.Artık bu evde kalacakmışsın."
Annemin adını duyunca aniden canlandı vücudum. "Anamın haberi var mı burada olduğumdan? Haber var mı hiç? Gözünü seveyim teyze, anama haber ulaştır. Onun meraktan gözüne uyku dahi girmez, bir ben kaldım. Bensizliğe dayanamaz. Kurbanın olayım teyze." Gözyaşlarım sual dahi etmeden öylece aktılar yanaklarıma doğru. Yalvarırcasına kadının kollarına tutundum.
Adını bilmediğim bu teyzenin gözlerini kaçırdığını, ellerini eteklerine sürttüğünü gördüm sonra. "Kızım...Ben nasıl desem."
"Anama bir şey mi oldu teyze? Söyle ne olursun. Ne oldu, söyle."
"Böyle şey nasıl denir bilmem ama..." Gözlerini iyice kaçırdı benden.
"Herkes seni Kenan Bey'e kaçtı bilir kızım. Tüm köy bunu konuşur...."
"Ne?"
"...herkes Bala kızı Ayşe Kara Kenan'a kaçmış der."
Kulaklarımın duyduğuna inanamadım. Bu yaştan sonra anama böyle bir utanç da mı yaşatacaktım. Bu saatten sonra, buradan kurtulsam ne olurdu. Ne uğruna yaşayacak bir şerefim kalmıştı, ne de namusum.
"Teyze sen ne diyorsun? Bu nasıl olur?"
"Biri görmüş seni kızım. Herkese yaymış lafı. Bu adamın bacısı öldü, nasıl kız kaçırsın demeden, herkese yaymışlar kızım..."
"Kenan Bey? O bir şey yapmadı mı teyze? Nasıl susar böyle söze, genç bir kızın namusunu nasıl böyle hiçe sayarlar..."
"Aman kızım. Kenan Bey'in haberi yok. Sakın haberi olmasın. Zaten çok kötü halde. Kıyamet kopar, taş üstüne taş komaz."
Rahmetli Emine, giderken benim hayatımı da ardında götürmüştü. Kendisi ebedi hayata göçmüş, beni ise şu dünyada yüzüne bakılmayacak bir insan haline getirmişti.
Emine yine şanslıydı. Ölüsüne sahip çıkan bir abisi vardı. Ben ise artık, ölsem ardımdan Fatiha okuyacak birini dahi bulamazdım.
-
Aradan geçen zamanda teyze getirdiği çorbayı zorla içirmiş, sonrasında beni zorla hamama sokmuştu. Uzun zamandır su görmeyen vücudum, suyun sıcaklığı ile gevşemişti. Hızlıca yıkanıp, üzerimi giymiştim. Banyo yapacak halim gücüm de halim de yoktu ancak, haftalardır yıkanmayan vücuduma katlanamaz hale gelmiştim.
Şimdi ise aynada gördüğüm kadınla bakışıyordum.
İki haftadır yaşadığım olayları idrak edemez bir durumdaydım. Hangi biriyle ilgileneceğimi bilmiyordum.
Elbette ki aklımı en çok kurcalayan şey Emine'nin ölümüydü. Yaşadığım üzüntü ve gözlerimin önündeki o görüntüsü bir yana, Emine'yi kim öldürmüştü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Al Yazmalı
Teen FictionArtvin'in güzel kızı Ayşe kara bir sevdaya düşer. Ellerine ise hiç olmaması gereken birinin kanı boyanır. Ayşe imkansız aşkına mı yansın, kendi kaderine mi ağlasın bilemez. 1996 yılında, Artvin'de Ayşe'nin imkansız aşkına işte böyle bir destan yazıl...