4/Friend

31 4 7
                                    

(Jisungun gözünden)

Boş bir hafta sonundan sonra tekrar unideydik. Hoca ekonomiyle ilgili hazırlamamız gereken bir proje ödevi vermişti. Felixle aynı gruptaydım.

"Son ders bitince bize gel yaparız ödevi."

"Tamam."

Felixin teklifiyle saate baktım. 1 ders kalmıştı. Dikkatimi yanımda beliren bedene verdim.

"Jisung."

Minho çantasıyla ve yorgun bir edayla bana seslenmişti.

"Hı?"

"Gelmiyor musun?"

"Nereye?"

"Acaba nereye olabilir?"

Siniri bozuk bir tonda sorarak elini masanın kenarına yaslayarak gözlerini tavana dikti ve düşünüyormuş gibi yaptı.

"Ha derslerin bitti mi? Benim bir dersim daha var gidebilirsin."

Gözleri tavandan bana kaydı.

"Sen nasıl gelicen?"

"Otobüslü."

"He tamam. Gidiyorum ben o zaman."

Elindeki çantayı arkasına atarak çıkışa doğru ilerledi.

"Jisung sencede çocuk seksi değil mi?" Arkasından bakakalan Felixe baktım. Kafasına geçirip "Sapık." dedim.

"Yönelimini öğrenebildin mi?"

Ne alaka diye düşünürken "Eşcinselmiş." dedim sakince önüme bakarak.

"Oha gerçekten mi lan?" Felix hayretle kendi kendine gülüp hoca gelene kadar Minho hakkında sorular sormuştu. Klasik gay Felix. İlk kez hocanın geldiğine mutlu olmuştum.

Ders bitince Felixlere gittik. Kapısının parolasını açtıktan sonra burnuma kötü bir koku gelmişti. Burnumu kapatarak "Lix buranın hali ne?" dedim. Yerlerde kıyafetler, masada yemek artıkları, lavaboda yıkanmamış bulaşıklar...burada proje yapmamız imkansız.

Felix normal bir şekilde ayakkabılarını çıkartıp çantasını yere bıraktı. "O kadarda kötü değil. Bir programda gördüm adam evini 30 yıl temizlememiş küf ve bokla doluydu her yer." dedi masumca gülümseyerek.

"Temizlemen için küf ve bokla dolması mı lazım? Burayı temizlemeden oturamam." dedim çantamı askılığaya asarken.

"İyi önce temizleyelim bari, gerçi o kadarda kirli de-"

"Az söz daha çok iş."

Mutfaktan büyük bir poşet alarak masadaki ve odadaki çöpleri toplamaya başladım. Felix ise yerdeki kıyafetleri katlamaya başlamıştı.

"Katlama onları."

"Neden?"

"Kim bilir kaç gün yerde durdu kaç kez üstünden bastın, direkt çamaşır makinesine koy."

Katladıklarını çözerek hepsini kucaklayarak makineye koyduktan sonra "Nasıl çalıştıracağım?" diye salak bir soru sordu.

Elimdeki poşeti bırakırken "Mal nasıl nasıl çalışıyor, hiç çalıştırmadın mı?" dedim.
Ensesini kaşıyarak "Yoo. Kuru temizlemeye götürüyorum hep." dedi.

"Ağzına sıçacağım da bir gün bugün değil. Çekil."

Her hafta kendi çamaşırlarımla yaptığım gibi detarjan ekleyerek kapağını kapattım ve çalıştırdım. "Mal."

İşime geri dönerken "Bulaşıkları yıka bari." dedim. "Tamam."

En azından bunu yapabildiğine şükür edip yatak odasındaki çöpleri topladım. Süpürgeyle süpürüp yeri yıkadıktan sonra çalışma masasını düzenleyip üstünü sildim.

Homies ★minsung★Where stories live. Discover now