Telefona baktım, kıyafetlerimi ve eşyalarımı yerleştirdim, oyalandım. Şimdiyse Minho'yla televizyonda penguenler ile ilgili bir belgesel izliyordum. Bir buçuk saat geçmişti. Yuna'nın kapısı açılınca ikimizde aynı yöne baktık. Gözlerini ovuşturarak yanımıza geldi.
Gözlerinin çevresi maskaradan dolayı simsiyahtı.
"Lavabo nerede?" desi boğuk sesiyle.
Minho gülerek işaret parmağıyla kapıyı gösterdi. Oraya taraf yürüyordu ki durdu. Durduğu yerden konuştu."Selam bu arada." diye yoluna devam ederek kapıyı açtı, girdi, kapattı, kilitledi.
"Bu hep böylemi?" dedi Minho bana bakarak.
"Nasıl?"
"Kafaya göre yatıp kalkar mı yani?"
"Öylede diyebiliriz. Takma sen ona." Kafasını sağa sola salladı.
"Peki sen? Akşam saat kaçta uyursun?"
"Hmm...12den 2ye kadar uyumuş olurum." dedim.
"Öğlen uyurmusun?"
"Yok ben uyuyamıyorum öğlen. Sen?"
"Ben de."
Bir süre sonra önümüzde makyajsız bir Yuna vardı.
"Yastık kılıfını kirlettin kendin yıkarsın artık." dedim o benim solumdaki kanepeye yerleşirken.
"Kirletmedim. Pudra o, kirli sayılmaz."
dedi gözlerini devirerek. "Yine de temizlemen lazım.""Of tamam temizlerim üstüme gelme."
Minho'nun kavgamıza karışmaması hoşuma gitmişti.
"Hem ben acıktım. Bişey var mı oppa?" Kafasını yana eğdi. "Bilmem, git kendin bak."
"Sana demiyorum." Kırıcı. Umursamaz gözlerini normal gözlere çevirerek Minhoya baktı.
"Pek bişey yok. İstersen omlet yapabilirim. "
"Yapsana." Sağımdaki Minhonun kalkmasıyla ben de ayaklandım ve peşinden gittim.
Buzdolabını açtı ve 3 tane yumurta aldı. Açtığında içinin neredeyse boş olduğunu gördüm. Sandalyeye oturdum.
Omleti yaptıktan sonra mutfak adasında servis etti.
"Yuna!"
"Bağırma geliyorum." Oturup yemeye başladı.
Saat 11i geçmişti.
Odamdan (odamızdan) çıkarak koltukta oturan Minhoya baktım.
"Markete gitsek iyi olacak." dedim.
"Doğru ben unutmuştum. Liste yaptım ama daha gidemedim."
"Tamam gidelim."
İkimizde aynı odaya girdik ve Minho arkamdan kapıyı kapattı. Benim için sol tarafını boşalttığını düşündüğüm ve kıyafetlerimi çoktan oraya yerleştirdiğim dolabı açtım. İkimiz de yan yana karıştırarak bulduğumuz kıyafetleri aldık.
Minhonun çoktan üstünü çıkarttığını gördüm. Gözlerimi kaçırdım.
"Ben, ben banyoda giyicem." dedim kapıya yürüyerek.
"Neden? Utanıyor musun?"
Durdum ve ona dönerek "Ben öyle istiyorum." dedim bastıra bastıra.
"Nasıl istersen."
Hızlıca çıkarak tuvalete girdim ve üstümü değiştirdim. Siyah hoodiemi ve koyu mavi kot şortumu giyerek çıktım.
"Stilin bok gibi" Yunanın dediklerine takmadan kapıda beni bekleyen Minho'yla birlikte ayakkabılarımızı giyerek çıktık.
YOU ARE READING
Homies ★minsung★
FanficHan Jisung üniversitesi ve kardeşi Yuna'nın okulu için Seule taşınır. 1 aydır otelde kalan ikili uygun kalacak yer arayışındadırlar. Lee Minho bazı finansal zorluklar çekmektedir. Annesi veya babasını rahatsız etmek istemez ve kirayı birlikte ödeyeb...