Duyduğum garip fısıltılar ile gözlerimi araladım. Fısıltılar devam etti. Kapının ardında bir silüet gördüm. Bu Minho muydu? "Minho?" demek istedim ama diyemedim. Bişey bana engel oluyordu.
Gözlerimi bile zorla hareket ettirebilirken vücudum kaskati kesilmişti. Kapının ardındaki silüet bana yaklaşmaya başlamıştı. Saçları yüzünü komple kapatan ve beyaz bir gecelik giyen bir kız gördüm. Yavaşça bana doğru yürüyordu.
Korkmuştum. Bağırmak istiyordum ama yapamıyordum. Kalkmak istiyordum ama kalkamıyordum. Gözlerimi zorla yana doğru çevirdiğinde sırtını dönmüş ölü gibi uyuyan bir Minho vardı. Kız dahada yaklaştı ve üstüme çıktı. Tırnakları koparılmış eliyle boğazımı tutup sıkmıştı. Acıyordu ama engel olamadım.
Göğsümde sıkışma ve nefessizlik, kadının garip fısıltıları, kımıldayamamak. Bu bir kabus olmalıydı ama değildi işte, acıyı çok net hissediyordum. Korkudan ve nefessizlikten gözlerim yaşarmış, kalbimin kızı artmıştı. Kız fısıldadı.
"Geber..."
Ve sonunda benden çıkabilen bir çığlık. Yerimden doğruldum. Etrafıma baktım. Kız yoktu. Sanki puf olup uçup gitmişti. Durumumu garipseyerek etrafıma baktım. Ama yoktu. Nasıl yani. Az önce burdaydı ama? Bu bir rüya olabilir miydi? Boğazmdaki ve göğsümdeki ağırı öyle demiyordu. Nefes nefese kafamda sorgularken gelen ses ile hafif ürkmüştüm.
"Jisung?"
Kafamı çevirdiğimde gözlerini ovalayan bir Minho ile karşılaştım.
"Niye bağırıyorsun amına koyayım?" Kırık bir sesle sessizce söylendi ve bana baktı. Yüzündeki umursamaz bakışın yerini endişeli gözler aldı.
"Noldu?" dedi sakince.
"Minho, kız, bir kız vardı, ölmemi istiyordu, konuşamıyordum, bağıramıyordum, kımıldayamıyordum" Ellerimi boynuma götürerek okşamıştım. "Beni boğuyordu." Sesim her cümlede daha da kısılıyor, gözyaşlarım yoğunlaşıyordu. Kafamı ellerimin arasına alarak sakinleşmeye çalıştım. "Çok korktum."
"Tamam sakin ol. Geçti." diye sırtımı sıvazladı. "Gel sarılayım." Minho uyku sersemiyken çok tatlı oluyordu, sarhoş olmuş gibiydi.
Düşünmeden hemen sarılmıştım ona. O da saçlarımı okşamıştı. Nefesim düzene gelene kadar biraz böyle sarılmıştık. Ayrıldık ve o bana ben ise yere bakmaya başladım. Ellerini yüzüme koyarak baş parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi.
"Uyku felci bu. Arada bana da olur. Takma kafaya."
Youtubeda duymuştum sanki.
"Tamam."
"Daha iyi misin?"
"İyiyim. Sadece biraz kalbim hızlı atıyor. Durmuyor."
Kulağını sol göğsüme koydu. Biraz şaşırarak ellerimi havaya kaldırdım.
"Hm....evet bu biraz garip." diye ayrıldı. "Sakinleştirici alsan iyi olur. Bekle."
Kalkıp kapıyı açtı ve çıktı. Onu beklemeye başladım. Kısa süre sonra elinde bir bardakla geldi. "Buldum. Hepsini iç. Sakinleştiriciyi içine kattım."
"Tamam." diye bardağı kafama diktim. Yanımdaki komodine bıraktım. Minho çoktan yerleşmişti yatağa.
"Teşekkürler." dedim ve uzandım.
"Hm..." Ve uyumuştuk.
🐇
(Felixin gözünden)
"Benim dinlediğim şarkılar daha güzel bi kere."
"Beni güldürme, onlar şarkı değil, ninni."
"Ballad denir gerizekalı."
YOU ARE READING
Homies ★minsung★
FanfictionHan Jisung üniversitesi ve kardeşi Yuna'nın okulu için Seule taşınır. 1 aydır otelde kalan ikili uygun kalacak yer arayışındadırlar. Lee Minho bazı finansal zorluklar çekmektedir. Annesi veya babasını rahatsız etmek istemez ve kirayı birlikte ödeyeb...