🐞(1.bölüm )

3 0 0
                                    











Bu hikayede olay ve durumlar tamamen hayal ürünüdür....





Keyifli okumalar dilerim... 🐞







Vatan için ölmekse kaderim, böyle kaderin ellerinden öperim...

                             ~ Süleyman Nazif ~









Biz çocukken kurduğumuz hayerleri gerçekleştirmeye çalışmıştık. Biz birbirimizi yok etmek değil ortak hayalimizi gerçekleştirmeye çalışmıştık...

Ama hayat bizi ayırmıştı, biliyordum bir kerede olsa denk düşecektik birbirimize...

Küçük Savaş oyun oynuyordu bir elinde asker oyuncağı vardı, ordan oraya zıplıyordu. Bu en sevdiği oyuncağıydı, en çok bununla oynardı.

İçeriye koşarak Alev girmiş " ben geldim" Savaş hemen kapıya doğru koşmuştu bu kızı hem seviyor hemde acayip siniri bozuluyordu.

Elindeki asker oyuncağıyla onu karşılamış "hoşgeldin kızıl kafa" hemen yüzümü buruşturmuş "bana kızıl kafa demeni sevmiyorum" Savaş bir adım arkaya gitmiş "tamam o zaman, sende kızıl olmasaydın"

Onu geçip koltuğa oturmuştu "ben büyüyünce saçlarımı boyatacagım zaten" Savaş hemen yanına oturmuş "hangi renk yapıcaksın" kız düşünmüş "sen hangi renk seviyorsun?"

Küçük Savaş gülmüştü "ben bu renk seviyorum" Alev hemen şımarmıştı kızıl saçlarını önüne almış "bana da çok yakışıyor dimi?" Savaş gülmüş "evet çok yakışıyor" Alev gülmüş "bana kızıl diyebilirsin? Bende sana tavşan diyorum zaten"

Savaş yanındaki küçük kıza bakmış ve mutlu olduğunu görünce o da gülmüştü  "bana da tavşan yakışıyor dimi" dişlerini gösterek gülmüştü önünde iki tane dişleri vardı Alev ilk önce bakmış ve başını sallamıştı  Alev elindeki asker oyuncağı almış "hadi komupacılık oynayalım" Savaş ona şaşkınlıkla bakmış "ne oynayalım" Alev kaşlarını çatmış "komupacılık" dört yaşındaydı Alev ama gayet iyi konuşuyordu bazı kelimeleri söyliyemiyordu ama olsun bu tatlılık ona çok yakışıyordu.

Yedi yaşındaki Savaş gülmüş "komutan, komutancılık" Alev elindeki asker adam ile "neden kadın değil bu?" elindeki asker oyuncağı koltuğa koymuş ve odadan çıkmıştı.

Annesi Arzu mutfakta Bilge teyzesi ile oturuyorlardı. İkiside lisede çok yakın arkadaşlardı hayat onları ayırmamış hep birbirlerinin yanında olmuşlardı. Küçük Alev annesinin kucağına gelmiş" bende asker oyuncağı istiyorum" Savaş kapıda berilmiş.

Bilge teyzesi "oğlum neden vermiyorsun oyuncağını" Savaş öne gelmiş "böyle mi dedi? Bu kızıl kafa" Alev annesinin kucağından inmiş Savaş'ın karşısına geçmişti "tavşan bana kızıl kafa deme demedim mi?" Az önce anlaşmış olabilirler Alev kendisine kızıl Kafa demesini istemiş olabilirdi ama o, o zaman için geçerliydi

Savaş gülmüş "kı-zıl kafa, Kı-zıl kafa" diyerek evde bağırmaya başlamışlardı. Alev onun arkasından koşuyor "tavşan buraya gel çabuk" Savaş koşarak "bana emir verme kızıl kafa"

Alev koltuğun üzerine çıkmış ve o arkasına bakarken önüne atlamıştı. Böhhh diyerek onu korkutmaya çalışmış ama o hiç korkmamıştı.

Savaş eğilmiş "böhh ne be, bununla korkuttulur mu?" Alev onu başını kollarının arasına almış ve dişlerini geçirmişti. "ayılar korkmaj" Savaş acı ile inliyor ama hiç de lafın altında kalmıyordu "ben ayıysam sen niye korkmuyorsun benden, sende mi ayısın" Alev daha çok sıkmıştı kolunu "ayı sensin" sonra kapı sesi ile ikiside ayrılmıştı birbirinden. Bu gelen babaları olmalıydı ikiside askerdi...

Uğur Böceği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin