"Kimsesiz bir çölüm ben.
Susuzluktan ölünmez."Can Bozok
~~~
Elinde tuttuğu fotoğrafı hızla yere attı. Camın kırılma sesi boş odada yankılandı. "Yalancı!" diye bağırdı küçük kız. "Sen bana yalan söyledin anne!"
Küçük eline cam saplanmıştı. Çok kanıyordu ama canını acıtan o cam kesikleri değil karşısında duran o kadındı. Fırlattığı fotoğrafa kaçamak bir bakış attı, annesiyle birlikte çekildiği bir kareydi. O gün annesi ona, onu asla bırakmayacağını söylemişti. Ve şimdi gidiyordu...
Kızına baktı, eli kanıyordu ama ona yardım etmedi. Ayağa kalktı kapıya doğru ilerledi. Kız çöktüğü yerden zorlukla doğruldu. Cılız sesiyle yalvardı, "Gitme..."
"Ne olur anne! Beni bırakma!"
Kapıyı açtı ve evden çıktı. Kız hızla annesinin peşinden koştu. Çıplak ayaklarına yerdeki camlar battı. Yarasına yara eklendi. Yine ve yine umursamadı. Kapıyı açıp o lanet evden çıktı.
Annesini aradı gözleri. Kömür saçlarını görünce hızla koşmaya başladı, "Dur!"
"Anne..."
Yağmur yağıyordu. Onu acımasızca yaralarıyla baş başa bırakıyordu. Oysa bir anne çocuğunun yaralarını sarmaz mıydı?
Daha da hızlandığında annesini tutabilmişti. Elindeki fotoğrafı annesine uzattı. Cam parçaları arasından onu çıkarabilmişti. "Bari bunu al. Beni unutma olur mu? Belki bir gün geri gelirsin."
Kadın arkasını döndü. Her yeri kan içinde olan kızına baktı. O da üzülüyordu. "Beni bırak artık Güneş! "
Kızını ne kadar istemesede hızla itti. Küçük bedeni dayanamayıp ıslak zemine düştü. Annesi koşmaya başladı ama artık ona yetişecek gücü kendinde bulamıyordu. Son bir kez daha yalvarmayı denedi.
"Anne! Gitme!"
Bir çığlık daha yükseldi içinden. Kalbi acıdı belli edemedi. Haykırdı, kimse duymadı. Kan sızdı yaralı ellerinden. Gözlerini kaçırdı, yaralarına bir kez daha göz yummak istedi. Koca bir hiçlikte hissediyordu kendini. Gülümsedi ama mutluluktan değildi. Bu gülümseme sadece acıdandı, üzüntüdendi, çok derindendi.
Gözyaşları yağmura karıştı. Daha fazla dayanamadı. Ve o gün o sokakta yerde baygın, kaybolan bir kız çocuğu bulundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Bu Siyah Laik
Teen FictionBir şizofrenin dilinden... Bir çığlık daha yükseldi içinden. Kalbi acıdı belli edemedi. Haykırdı, kimse duymadı. Kan sızdı yaralı ellerinden. Gözlerini kaçırdı, yaralarına bir kez daha göz yummak istedi. Koca bir hiçlikte hissediyordu kendini. Gülüm...