barış: hayırlı geceler güzellik
barış: nasılsın sözlüm
deniz: hayırlı geceler yakışıklı, iyiyim sen?
barış: ben pek iyi değilim
deniz: niye?
deniz: nr oldu?
deniz: karakolda bir şey olmadı de bana?
barış: sakin ol aşkım
barış: ne olursun sakin ol
barış: bu gün seni göremedim
barış: geceme ay doğamadı diyecektim
barış: az balkona çık ta gül cemalini göreyim, gözüm şenlensin diyecektim
barış: lafı hopba ağzıma tıktın bitanem
deniz: ne yapayım korktum bir şey oldu sandım
barış: yok bir şeyim de
barış: balkona çıkmazsan az sonra sensizlikten bayılacağım
barış: sensedim
deniz: yaaa barışş
deniz: hemen çıkıyorumm
Deniz elinde ki telefonu bırakmadan üzerinde ki mavi tişörtü düzeltti. Saçlarını da hafifçe geriye attı. Çalıma masasının üzerinde duran küçük aynadan kendisine baktı, güzel görünüyordu.
Balkonun perdesini açıp küçük balkonuna çıktı. Zaten küçük olan balkon abisinin odasının da sayıldığı için pek bir eşya koyamıyordu. Daha doğrusu abisi sakarlığı yüzünden ne koymaya çalışsa kırıyordu. Ya da en az zarar veriyordu. İki tane renkli sandalye ve küçük bir masa vardı yanlızca.
Onları da abisi balkona çıkacağı zaman katlayıp kenara koyuyordu. Kaldırmayı unutursa o eşyaları son görüşü oluyordu. Artlarından birer bardak soğuk su içiyor bir de Fatiha okuyordu.
Bir keresinde test kitaplarını unutmuştu da Kerem üzerine kahve dökmüştü.
Karşı balkona baktı genç kız. Ordaydı ışte demir korkuluklara dirseklerini vermiş elinde ki gazozu içiyordu. Göz göze gelince genç adam gülüp öpücük attı sözlüsüne.
Deniz kenarda ki sarı katlanmış sandalyeyi açıp üzerine oturdu bu gün okulda çocuklarla birlikte çok koşturmuştu. Belki atlamış zıplamış da olabilirdi.
Karanlık gecede sokak lambaları ve ev ışıkları arasında hafif loş görünen yüzlerini izlediler.
Genç adam derin bir iç çekti geceye. Bu kız gittikçe güzelleşiyor muydu yoksa ona mı öyle geliyordu. Ya Deniz'de ki güzelliği başkaları da görüyorsa diye geçirmeden edemedi içinden.
Kaşları hafif çatıldı bu düşünceyle. Boşta ki eliyle eşofmanının cebinden telefonu çıkarıp açtı. Bu sırada aşık bakışmaları kesilmişti.
Barış: deniz
Deniz elinde ki telefonun titreşmesiyle açıp okudu.
deniz: barış
barış: ben şey
barış: ben deniz bir şey diyeceğim
deniz: de bakalım
barış: sen benim hani sözlümsün ya
deniz: evet öyleyim
barış: hani gelecekte ki eşin, kocan, hayat arkadaşın
deniz: evet öylesin
barış: şey acaba senin etrafında böyle avcılar dolanıyor mu?
deniz: ne alâka avcı?
barış: yani şey
deniz: barışım yakışıklım uzatmadan söyle yorgunsun işten yeni geldin
deniz: hem sen yemek yedin mi?
barış: senin yüzünü görmeden yemek gelmedi içimden
barış: beni düşünme şeklini yerim senin
barış: tamam uzatmıyorum
deniz: eeee
barış: yani sana yan gözle bakan hemcinsim var mı?
barış: nolur yok de de rahatlayayım
deniz: bir şartla söylerim
barış: ne yani var mı?
barış: şartlar sana kurban olsun
deniz: yaaa şapşal
deniz: ama benim şapşalım
deniz: yok kimse sanırım
deniz: karakolda var mı peki sana yan gözle bakan kem gözlü avcı hemcinsim
barış: yok varsa bile benim gözüm tek bir kişide
deniz: kimmiş bakalım o şanslı kız?
barış: o değil ama ben çok şanslıymışım
barış: kimseye söyleme ama baş harfi deniz
barış: kimseye söyleme ama karşı komşum olur kendisi
barış: kimseye söyleme ama şu an o kızla mesajlaşıyorum.
deniz: şey beni
deniz: beni sanırım annem şey yapıyor ben seni sonra şey yaparım
baruş: ney yaparsın?
barış: canım sözlüm kaçmana gerek yok
Barış telefondan başını kaldırıp karşı balkona baktı, yüzünde güller açan sevdiğini görmesiyle onun yüzünde de şapşal bir sırıtma belirdi.
O gülen yanakları öperdi be...
barış: kaçama çalışıyorsun ama öyle de güzel hülünmez ki
barış: bak kalbime geldi
deniz: asıl sen aynaya bak
deniz: sen nasıl gülüyorsun be adam
deniz: bende ki de kalp
barış: aynam sen olunca işte
deniz: seninle konuşmak şahane de aşkım
deniz: gir artık içeri de yemeğini ye
deniz: aç aç da gazoz içiyorsun
barış: hasretinden yandım bi gazoz içeyim dedim fena mı etmişim?
deniz: bari önce yemek yeseydin
deniz: hadi yemek ye
barış: tamam aşkım da sende fazla durma burda üşürsün
deniz: tamam aşkım sözlüm ileride ki kocam
Barış okuduklarıyla şaşkınlıktan açılan gözleriyle karşı balkona baktı. Genç kız öpücük atıp hızla odasına girip gözden kaybolunca kalbi tekledi. Ne yapacaktı bu kızla?
Bu kız onu parmağında oynatsa çok şükür Ya Rabbi derdi. O dereceye gelmişti artık.
Kalbi duracak gibi göğüs kafesini döverken sağ elini üzerine bastırdı.
"Sakin ol lan!"
Yaa siz çok mu tatlısınız?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ayağını denk al, polis |texting
Humor05**: ayağını denk al! deniz: almazsam ne olur? 🍬Çerez tabağınıza konya şekeri olmaya geldim🍬