Bölüm 12 ☠️

585 45 36
                                    

Jungkook kaşları çatılı halde kapıda duruyordu. Taehyung yumuşak yatakta uzanırken ve bir kitap okurken onu fark etmesi uzun sürmüştü.
Oturdu ve korkuyla elini kalbinin üzerine koydu.
"Jungkook?" Adamı tanıştıklarından bu yana ilk kez böyle sinirli görüyordu.

"At binebilir misin?"
Jungkook sorduğunda Taehyung kirpiklerini kırpıştırdı.
"Biraz biliyorum."

"Ava çıkmak için yeterli mi?"

Taehyung'un kaşları havaya kalktı.
"Av mı? Bu konu hakkında bir bilgim yok. Periler et tüketmez ve avlanmaz."

"Bugünkü av, veliaht prens tarafından organize ediliyor. Prens Heeseung açıkça senin varlığını istedi." Sesi sert çıkıyordu.

Taehyung'un kalbi göğsünde yüksek sesle atmaya başladı, kızardığını düşünecek kadar ama Jungkook bu değişiklik karşısında gözünü kırpmadı.
"Yapabilir misin?" diye tekrar sordu, daha yumuşak bir sesle.

"Yapabilirim." gülümsedi, Jungkook'un bakışlarını yakalamaya çalıştı ama prens keskin bir baş sallamayla bundan kaçındı.

"Prensten olabildiğince uzak dur. O bir şeytan. İnsanları küçük düşürmekten ve acılarından zevk alır." Jungkook topuklarının üzerinde döndü ve gitti.

"Bence kızgındı. Veliaht prensin isteklerine karşı gelemez bu onu kızdırmış sanırım prensim." Jungkook gittikten sonra Ricky söyledi ve omuz silkti.

Taehyung dudaklarını birbirine bastırdı. Ricky haklıydı, Taehyung onu ilk kez böyle sinirli görmüştü. Adam normalde periye karşı çok nazik ve ilgiliydi.

~

Jungkook çoktan bir grup atlı adamın arasında eyerindeydi, konuşuyor ve onları dinliyordu.

Taehyung saçlarını omzunun üzerinden geriye attı ve onlara yaklaştığında rahatsızca kıpırdandı. Bu ürkütücüydü.

"Prens Taehyung sanırım?" diye bağırdı adamlardan biri ve sonra tüm gözler onun üzerinde oldu. Taehyung başını ve bakışlarını dik tutmaya kendini zorladı.
"Doğru tahmin." Zoraki şekilde gülümsedi. Adam karşılık olarak sırıttı.

Daha sonra Taehyung'un daha önce bir kez gördüğü prens ona yaklaştı.
"Ben Prens Heeseung, sizinle tanışmıştık ama bu pek iyi bir tanışma değildi." Prens iri ve uzun boylu, yakışıklı bir yüze sahip, yaydığı aura her bakımdan kocasınınkine benziyordu.

"Tanıştığıma memnun oldum Prensim." Söyledikten sonra hızla başını eğdi. Taehyung bir an önce bu ortamdan gitmek istiyordu.

"Bu ava katılman için seni rahatsız ettiysem özür dilerim ama görüyorsun, senin hakkında o kadar çok şey duydum ki, seni kendi gözlerimle görmek ve gerçekten tanışmak zorundaydım."

"Sorun değil. Bir kereliğine dışarıda olsam iyi olur." Taehyung söylediğinde
Prens Heeseung buna genişçe gülümsedi. Taehyung gözlerinin çok fazla kırıştığı için kaybolduğunu fark etti. Bu sevimliydi, Jungkook'un ki gibi.

"Evet, kocan seni çok iyi saklıyor."
Taehyung buna ne cevap vereceğini bilemediği için tekrar başını eğdi. Bu sefer Prens güldü.
"Ama senin gibi bir güzelle evli olsaydım, sanırım ben de saklardım. Orklar bazen aşağılık olabiliyor."

Bunun üzerine Jungkook'a bir bakış attı ve Taehyung da bu bakışı takip etti.
Kocası bir ok gibi dimdik oturuyor, bakışları Prens Heeseung'un büyük bedenini deliyordu. Prens bu sefer daha gergin bir şekilde tekrar gülüyor ve ona dönüp fısıldamak için yaklaştı.
"İtiraf etmeliyim ki bu ava pek hevesli değilim. Doğruyu söylemek gerekirse sadece seninle tanışmak istedim. Diğerleri av peşindeyken senin yanında kalmama izin verir misin?"

Melez 'KookTaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin