Majesteleri, Prens Jungkook sizi yemek odasına çağırıyor."
Hizmetçilerden biri söylediğinde Taehyung kısa bir süre başını kaldırıp ona baktı."Gelmeyeceğim."
Daha sonra yeniden başını Sunoo'nun kucağına koydu.
Sunoo hemen zarif parmaklarıyla prensinin şakaklarına masaj yapmaya kaldığı yerden devam etti."Sinirlenecek ve birazdan burada olacak." Ricky söyledi. Çünkü yemeği tüm kraliyet ailesi birlikte yiyordu. Hizmetçi Taehyung'un Jungkook'u reddettiğini söylediğinde hepsi duyacaktı.
Taehyung bakışlarını tavanda gezdirirken biraz düşündü. "Umrumda değil. Hem onların iğrenç yemeklerini yemiyorum zaten." Sonra elini Ricky'nin elinden çekti. "Akşama kadar bu odada yapacak hiçbir şeyim yok. Artık Jungkook'un bana dokunmasına da izin vermeyeceğim. Bu yüzden eğlenecek hiçbir şeyim kalmadı."
Sızlanarak döndü ve diğer iki peri gibi oturdu."Uçarak su terastan aşağıya insek ve gezintiye çıksak başımıza bir şey gelir mi sizce?"
Sunoo hemen korkuyla irkildi ve ellerini ağzına kapadı. "Olmaz! Korkunç orklar bizi yakalayabilir."
"Ama yüksekten uçacağız."
Taehyung söyledi ve başını yana eğdi. Çok sevimli görünüyordu.Ricky, prensinin keyfini yerine getirmek için her şeyi yapardı ama bu hiç iyi bir fikir değildi.
"Bahçeye çıkabiliriz prensim. Burada sizi tanıyorlar. Dışarı da sizi tanımlayıp kötü şeyler yapabilirler.""Ama bahçe de çok sıkıcı." Taehyung şikayet etti.
Ricky hemen ayağa kalktı ve koşarak teresa çıktı. Yarım saat kadar önce gördüğü peri hala oradaydı. Hemen içeri girdi.
"Orada, bahçede bir peri var prensim ve hizmetçiler gibi giyinmiyor. Onunla konuşmak ister misiniz? Küçük bir bebeği de var!""Gerçekten mi!"
Taehyung hevesle yataktan kalktı ve uçarak teresa çıktı. Gerçekten de orada bir peri vardı. Taehyung'un buraya geldiği gün gördüğü peri.
"Hadi gidelim."Uçarak bahçeye kadar indiklerinde henüz ona yaklaşmalarından önce diğer peri onları fark etti ve gözleri irileşti.
Biraz ileri de ki çocuğunu da kucağına aldı."Merhaba!"
Taehyung neşeyle söyledi ama aynı karşılığı alamadı. Çıplak ayaklarını yere koyacağı sırada vazgeçti ve yüzünü buruşturdu.
"Burada tek başına ne yapıyorsun? Tanışmak ister misin?""Üzgünüm, sahibim o ve onun hizmetçilerinden başka birileriyle konuşmama izin vermiyor."
Peri parlak gözlerle prense ve diğer ikisine bakarken söyledi. Uçabilen bir peri görmeyeli uzun zaman olmuştu."Ahh! Ama ben prensin eşiyim."
Onun oturduğu taşın üzerine oturdu ve yabancı periye daha yakından bakarken gülümsedi.
"Çok güzelsin, kuzeyde böyle güzel renkte periler yok. İsmin ne? Benim ki Taehyung. Ve onlar da Ricky ve Sunoo." Yabancı perinin oldukça dikkat çekici parlak sarı renkli kanatları vardı. Neredeyse tüm güney perilerin sahip olduğu gibi.Peri kirpiklerini kırpıştırdı ve prensi süzdü. "Ben güzel değilim, siz çok güzelsiniz. İsmim Hao."
Taehyung kıkırdadı ve parmağını emmeyi bırakıp ıslak parmağıyla kendisine uzanan bebeğe göz kırptı. "Bebeğin çok tatlı."
Tutabilmesi için elini bebeğe uzattı.
"Peri bebeklerine benzemiyor, biraz büyük. Babası kim? Sarayın bahçesinde olduğunuz için merak ettim.""Hanbin. O çok zengin bir soylu. Buraya çoğu zaman geliyor. Bazen bizi de getiriyor. Çünkü buraya geldiğinde uzun süre kalıyor. Onun ailesinin kalesi buraya uzak bir arezi de."
Taehyung somurttu. Hanbin, o çok kabaydı. "O ork çok sinir bozucu."
Hao'nun hemen gözleri irileşti ve etrafına bakındı. "Lütfen böyle şeyler söylemeyin efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez 'KookTae
FantasyPeri Kral, Ork prensi ile bir anlaşma yaptı. Değerli tek oğlunu onunla evlendirecekti. Ve böylece tüm Periler Orkların himayesi altına girecek, soyları tükenmeyecekti. 🔞🔞🔞