3

343 27 10
                                    

OY VERMEYİ UNUTMAYINN

barış abi'nin sarsmalarıyla uyanmıştım. " hadi semih toplanacaklar bir kaç saate kahvaltı edip çıkalım bizde." dedi yüksek sesle. uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordum. barış abi'ye elimle işaret edip gitmesini sağladım ve üzerimdeki örtüyü attım.

elim henem yanımdaki telefonuma uzandı. biraz dolaştıktan sonra kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru gitmeye başladım. yüzüme çarptığım son suyla kendime geldim ve yüzümü kurulayıp banyodan çıktım.

banyoya giderken kokulara dikkat etmemiştim ama bu kokuyu nerede olursak olalım tanırdım barış abinin omletinin kokusunu , aslına bakılırsa barış abi bu konuda ustaydı.

"barış abim ya döktürmüş yine." dedim omzunu hafifçe sıkıp. gururlu bir şekilde bakıyordu yüzüme. "ee semihim sana layık olmaya çalışıyorum, kolay değil." dedi salatalık doğrarken.

gülümseyip oturdum sandalyemi çekip masaya, bu sefer televizyonun karşısını kapmıştım.

barış abi hazırladıklarını masaya getirdikten sonra, çaylarıda getirip karşımdaki yerini aldı. 

öncelikle omletten biraz bölmüştüm kendi tabağıma koymak için bu sırada barış abi" semihim heyecanlı mısın?" dedi oda tabağını doldururken.

"tabii abi , bu sefer ümitliyim. umarım öncekiler gibi olmaz gerçekten çok istiyorum süre almak." dedim ve derin bir nefes aldım. "ben sana güveniyorum, emin ol herkes fark edecek ne kadar iyi olduğunu fırsat bulacaksın eminim." dedi büyük bir gülümsemeyle.

gerçekten bu bile yetiyordu motive olmam için.

barış abi cidden çok başarılıydı bu konuda, kim olursa olsun güldürmei başarıyordu. gerçek anlamda ona özel bir yetenek gibi geliyordu gözüme. bu düşüncelerle kahvaltıma geri döndüm ve mükemmel omletimin tadını çıkarmaya başladım.

kahvaltı bitince hızlıca bulaşıkları makinaya yerleştirdik. işim bitince valizime son kezgöz atmak için odama gittim ve her şey'in hazır olduğuna emin olduktan sonra barış abi'ye de hazırlanması talimatını verdim.

"hazırım semih , çıkalım mı?" barış abi'nin sesini duyduğumda parfümümü sıkıyodum bileklerime ve boynuma birer fıs olacak şekilde.

"geldim abi." dedim ve valizimi kaptığım gibi onun yanına yürüdüm.

aşağıda bizi bekleyen bir araba vardı. arabanın önünde duran takım elbiseli adam bizi görünce hemen kapıyı açmak için yeltendi , diğer adam ise valizlerimizi aldı. biz araba'nın içine oturunca kapı kapandı ve yaklaşık 10 saniye kadar sonra araba hareket etti.



uçağa binmiştik sonunda, "bu yolda ne yoruyor insanı he" diye geçirdim içimden. gerçekten ne kadar basit gibi görünse de haftada en az 1 kere uçuyorduk vee bu da yorulmamızın en büyük etkikerindendi.

üçlü koltuklardan birine ben, arda ve kenan üçümüz sıralanmıştık, cam kenarı tabii ki benimdi yanımda arda onun yanında da kenan vardı.

aslında buraya gelirken barış abi ile birlikte oturmayı planlamıştık ama gelince fikrim değişmişti.

barış abi arkamdaki koltuktan seslendi, " sende sat be semih. hani birlikte oturacaktık, şerefsiz." dedi kırgınlıkla karışık sinirle birlikte. "ayıp ediyosun abi gel başımın üstünde ye-" diyemeden arka koltuktan kalkıp ardayla benim arama girmişti. "abi." dedim anlamsızca. "ne oldu semihim sen öyle deyince geleyim dedim. sıkıntı olur mu?" dedi bir bana bir ardaya bakarken.

arda benden önce davrandı " yok abi estağfurullah , olur mu öyle şey? sen rahatsan sıkıntı yok bizlik." dedi bana göz kırparak. biraz idare edelim der gibi bir anlam çıkarmıştım bu bakıştan. kafamla onaylayıp döndüm önüme.

"abe ban dusuyor ama." dedi kenan. bunun üzerine bir kahkaha kopardım , barış abi ve arda da bana katılmıştı. "neye bakıp gulorsunz?" demesiyle kahkahalarımız daha da artmıştı. kenan darılmış olacakki telefonuna döndü hemen.

"kenan bir şey olmaz abim sabret 2 saat uçacaz alt tarafı." dedi barış abi ama kenan aldırmadı. barış abi biraz daha sıkışıp sonunda poposunu sığdırmıştı arda ile benim arama. bunun üzerine ikimize de şirin olduğunu düşündüğü bir bakış bırakmış ve telefonuna dönmüştü.

bunun üzerine bizde telefonlarımıza odaklandık sonuçta bu şekilde rahatça muhabbet edemezdik.

bir süre kadar telefonla ilgilendikten sonra sıkılmıştım ve arda ve kenana bakmak için kafamı kaldırmamla kafamın durması bir olmuştu. arda kenanın omzuna yaslanmış uyuklarken, barış abi bir elini benim baldırıma koymuş , kafasınıda omzuma yaslamıştı.

aslında beni şaşırtan şey bu değildi, barış abi'nin siki'nin kalkık olmasıydı şaşırdığım şey. bayağı büyük görünüyordu ve beni korkutmuştu sebebini anlamadığım şekilde.

uykusunu bölmek istemediğimden uyandırmadım ve sadece bana kaldırmış olmaması için dua ettim.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tahminimce semih şu şekil kaldı.

RJNVIBNTUIANGIURN kafayı yicem barış napıyon aq korkutma çocuğu. OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ YORUMLARINIZI OKUMAK ÇOK HOŞUMA GİDİYOR. KENDİNİZE DİKKAT EDİNİZ EFENDİM.


Olsun İstemezdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin