yazmıcam demiştim ama içim rahat etmiyor aq , dayanamıyorum. iyi okumalar diliyorum ve umarım oy vermeyi falan unutmazsınız.
sonunda maç vakti gelmişti. şu ana kadar barış abiyle - ne diyeceğimi de bilemiyorum artık ama- her şey normaldi , o gün hiç olmamış gibi davrandık. her zaman olduğu gibi antrenmandaki yakınlığı devam etmişti, gerçekten çok soğukkanlıydı bunu inkar edemezdim.
olanlardan sonra onunla yan yana bulunduğum her an işkence gibiydi , ama tatlı bir işkenceydi. ben bir ara hiç konuşmayacaktım ama o hiç bozuntuya vermeyince bende bozmadım ve her şey normal devam ediyordu.
"sarı , alsana benim ceketimi." dedi barış abi ve ceketi bana doğru fırlatım beni yanına çağırdı.
kendine doğru çekti ve alnıma bir öpücük kondurup kafamı göğsüne yasladı , yaklaşık 10 saniye sonra beni salmıştı. tatlı bir gülümsemeyle yüzüme bakarak elini salladı , bende bir baş hareketiyle ona veda ettim ve yedek klübesine doğru yola koyuldum.
...
maçı kazanmıştık , çok fazla pozisyon bulmamıza rağmen sadece bir gol atabilmiştik ama yine de kazanmıştık. bu maçta da oyuna hiç giremedim , barış abi oyundan çıkarılınca bertuğ girmişti, aslında biraz ümitlenmiştim , beni alacağını düşünmüştüm montellanın ama o bertuğu tercih etmişti. çok umursamamaya çalışıyordum ama ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı.
soyunma odasında barış abi'ye baktım , acılıydı biraz. maçtayken darbe almıştı ve canın yandığı belliydi. çoğun kişi odadan çıkarken yanına gittim.
"barış abi iyi misin?" dedim karşısına geçerek.
"iyiyim , sayılır yani canım yanıyor." dedi yüzüme acı içinde bakarak.
"pek öyle görünmüyor , umarım kötü bir şey yoktur." dedim içten bir sesle.
"umarım semih , hazırsan çıkalım."
"olur çantamı alayım , buluşuruz otobüsün önünde." dedim ve çantamı alıp otobüse doğru yol aldım.
barış abi'de gelince otobüse gidip ikimiz için bir yer bulup oturdum. barış abi de çantalarımızı alıp üstümüzdeki dolaplardan birine koydu ve yanıma oturdu.
"abi müzik dinleyelim mi?" dedim kulaklığımı cebimden çıkarırken.
"olur. aç bakalım görelim müzik zevkini sarı." dedi , salak adam ya yeni yeni kelimeler çıkarıyordu , aşık olmamak elde mi?
"bu arada sarı , sıkıldım artık ya abi deme bana barışım falan de."
"abi ne bileyim sen öyle diyorsan."
"hala abi diyorsun."
"tamam barış, demeyeceğim artık." dedim ve kulaklığın birini ona uzattım.
şarkıyı açıp kafamı cama yasladım. şarkı çalarken barış abi'nin bakışlarını üzerimde hissediyordum.
DENEDİM
BÖYLE OLSUN İSTEMEZDİM
BEKLEDİM
BİR İŞARET VERİRSİN DİYE
GEZİNDİM
HER YERDE KALDI İZLERİM
BELKİ BİR GÜN ARAR BULURSUN DİYE
-
NE AĞLARSAM
NE ANLATSAM
NE İSTERSEM
BULAMAM BEN.
(...) (şarkının devamını yazmayayım dedim dinleyin siz çok güzel lin pesto:olsun istemezdim.)
barış abi haryanlıkla bana bakıyordu.
"sarı , bir şeyler ima etmeye mi çalışıyorsun."
"bilmem abi , ne anladıysan o."
"gidince konuşalım bu konuyu o zaman , pek anlamadımda ben. açıklarsın hem bana."
"tamamdır." dedim ve gözlerimi camdan dışarıya diktim.
otele geldiğimizde kimse kimseyi görmemişti yorgunluktan , özellikle ben kenan ve ardayla bile konuşmadan odama çıktım , barış abi de yanımdaydı tabii.
odaya gelince duş aldım ve benden sonrada barış abi girdi. bende bu sırada yatağa atmıştım kendimi. aklıma otobüste olan olay geliyordu ve sürekli sırıtıyordum , ama aynı zamanda uykusuzluktan ölüyordum.
barış abi çıkınca benim yanıma geldi ve dürttü.
"semih , konuşmayacakmıyız?"
"konuşalım abi ama yarın olur mu?"
"olmaz semih. hem abi demeyecektin hani artık."
"ne yapayım , ağız alışkanlığı."
"hadi hadi kalk , gidiyorum bak ben gel balkona."
"tamam geliyorum." son kelime'yi biraz uzatmıştım.
üzerimdeki örtüyü kaldırıp kendimde kalkmış ve balkona gitmiştim. barış abi koltukta oturuyordu , bende onun karşısına geçtim koltuğun üzerinde duran pikeyi üzerime sarıp oturdum. bir süre sessiz kaldıktan sonra barış abi konuşmaya başladı.
"semih, anlıyorum seni belki hızlı geliyordur her şey ama ben bir süredir bu duygularla yaşıyorum ve yaşadıklarımız bana garip gelmiyor. şu zamana kadar sana bir şey söylemedim ama ben bu belirsizlikle devam etmek istemiyorum olmayacaksa istemiyorum de ama beni bu belirsizlikle yaşatma." barış abi gözlerimin içine bakarak konuşmuştu, bir saniye bile kesmemişti göz kontağını.
bir süre sessiz kaldım , onu da anlamaya çalışıyordum , haklıydı kısmen ama bu duygularda benim için yeniydi , yani ikimizde sıkıntılı durumdaydık. ama bildiğim bir şey vardı , o da barış abi'ye karşı boş olmadığımdı ve onu daha fazla üzmek istemiyordum.
"tamam abi, haklısın. yani barış , ama benide anla bu duyguları yeni yaşıyorum ve yüzleşmek biraz zor oluyor, gay olduğumu bile yeni sindiriyorum, zor yani. aynı zamanda seni zor duruma sokmak istemiyorum , bildiğim bir şey var o da sana karşı boş olmadığım." dedim ve derin bir iç çektim, bunları dile getirmek kolay olmamıştı.
"anlıyorum ama bu ilişki'nin bir geleceği olsun istiyorum."
"bende."
"ee , seni durduran ne o zaman semih. her şey'i kabullen artık , duygularını inkar etme."
"duymak istediğin buysa barış evet sana aşığım."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
semihi aşık ettik aq , aslında semih çok belli etmedi hikayede yani ben esgeçtim ama ancak böyle bağlayabilirdim. neyse iyi okumalar gencolar , oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. kendinize dikkat edinn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olsun İstemezdim
FanfictionSemih ne zaman fark edecekti Barış'ı? Semih KILIÇSOY & Barış Alper YILMAZ kurgusudur.