Please, Stay Where You Are

332 40 12
                                    

Semih:
Cidden Kenan'ı tuvalete kilitleyip bize işi çıktı mı dedin?
Çocuk ancak eve geldi. Kartı olmayınca otobüsteki herkese yalvarmış.
Kimse vermeyince şoför dövüp atmış otobüsten.

Barış:
ASISSOSKSKSLSAÖAPDKCPSKEMEMEM

Semih:
Açıklaman olmadığı için mi tek tek harf yolluyorsun?

Barış:
?
Random işte.

Semih:
Mesajları dinlediğinin farkındasın değil mi
Rastgele harfleri dinlemek pek bir şey ifade etmiyor.

Barış:
Neyse dua et
sadece kilitledim
Bir de ben de bekarım ya...
Artık bedensel ihtiyaçların için beni de arayabilirsin.


Teklif ne kadar cazip gelse de edebimden vazgeçemezdim. Ateşe ateşle karşılık vermem lazımdı. "Barış'a mesaj at."

"A, B, X, Y, Z, E, M, A, L."

"Semih mal mısın? Neden yarım saattir alfabeyi sayıyorsun?"

Kenan'ın içeri dalmasıyla irkildim.
"Random atmaya çalışıyorum."

Kenan'ın mal mal sırıtmasıyla mesajım zaten bozulmuştu.
"Lan gerizekalı, mesajımı bozdun. Gel şuraya bir random at."

Semih:
Komiksin vallahi.
Kenan'ın bedeniyle senin bedenin bir mi?

Kenan sırıtarak yazarken içime şüphe düşmüştü. Resmen kasaba kuzu emanet ediyordum. "Bak, başka bir şey yazmıyorsun değil mi?"

"Kanka, bırak tecrübemle halledeyim şu olayı."

İşte şimdi sıçtığımı anlamıştım. Gerizekalı Kenan kim bilir neler yazmıştı.

Barış:
Fotoğraf.

"Semih gerizekalı fotoğraf attı. Kesin nude bu, açma lan sakın."

Kendimi emanet ettiğim kişinin böyle bir zekâya sahip olması iyice gururlandırmıştı.
"Oha Kenan, ver lan hemen bakayım. Gerizekalı, görmüyorum, fotoğrafa nasıl bakayım?"

Kenan'ın sessizliği sanırım mallığını fark edişindendi.

Semih:
Iyy, ne o be bamya gibi

Barış:
Kenan, o telefonu Semih'e geri ver
Ayrıca köpeğimin fotoğrafı o
O kadar korkmasaydın, ısırmazdı. Açsaydın fotoyu

Semih:
Semih uyudu canım. Rahatsız etme bizi.

"Oh, Semih'im hallettim kekoyu. Kudurmuştur şimdi."

"Kenan çocuğu kışkırtmaya çalışmıyoruz, âşık etmeye çalışıyoruz."

~~~

Barış:
Arda, ilk uçağa atla, çabuk bana gel

Arda:
Abi, yarın antrenmanım var
Ne oldu?

Barış:
Ölüm kalım meselesi, çabuk gel.

Arda:
İyi abi, konuşurum ben hocayla
3 saate sendeyim o zaman.

Arda'nın da onayını aldığımda hızla evden çıktım ve karşı evin kapısına koştum. Zili çaldım ama beklemeyecek kadar sabırsızdım. Şerefsizin Semih'i bir kez daha ele geçirmesine izin veremezdim. Kapıyı yumruklamaya başladığımda, sonunda Kenan hayırsızı kapıyı açmıştı.

İçeri geçtiğimde Semih, koltukta oturmuş, sesten dolayı bana bakıyordu.
"Semih, acil gitmemiz lazım."

"Lan zaten alacaklı gibi kırdın kapıyı. Götüremezsin Semih'imi."

"Yarrağını götüremem."

Semih'in bana olan bakışıyla sakinleşmeye çalıştım. Masum masum bakıyordu.
"Arda'nın morali çok bozuktu, atladı ilk uçağa buraya geliyor. Tutturdu, Semih de katılsın pijama partimize."

"Bir kez tanıştığım Arda, ben geleyim diye tutturdu." Semih'in sorgulayıcı bakışlarını umursamadan yanına gittim.
"Semih, çocuğun içi dışına çıktı ağlamaktan, sen hâlâ sorguluyorsun. Şimdi sakince hadi bana gidelim."

"Tamam, geliriz Kenan'la, bırak bi hazırlanalım." Semih ayağa kalkmış, Kenan'a doğru gitmeye hazırlanıyordu ve tabii ki buna izin veremezdim. Hızlıca Semih'e doğru koştum ve gelin tarzı kucağıma alıp kapıya doğru koşmaya başladım.

"Arda yabancıları sevmez, Kenan'ın yanında rahat edemez. Kenan, sakın peşimizden gelme."

"Lan bırak çocuğu."

"Kenan'ım, sorun yok, güvende kal."

Kenan'la Semih'in bağırışmaları arasında kapıdan çıktım ve eve doğru yol aldım.
"O Kenan'ını sikerim Semih, çok yüzsüz, sevimsiz bir şey."

Semih sessiz kalırken eve girdim ve yavaşça yere bıraktım.
"Semih, şimdi sen tanımıyorsun ya, istersen evi gezelim beraber. Öğrenirsin iyice artık, zamanla."

~~~


"Barış, 3 saat oldu amk. Anladım, kuran kursu hocanız en çok seni dövüyormuş. Gelmiyor mu bu Arda?"

Semih, uzandığı koltukta rahatsızca kıpırdanırken kapının çalmasıyla tuttuğum nefesi bıraktım.
"Bak, geldi işte. Biraz anlayışlı olmaya çalış, tamam mı? Çok üzgün."

Kapıya doğru yürümeye başladım, planım Arda'ya biraz zarar verebilirdi ama uzun vadede bence kendimi affettirebilirdim. Kapıyı açmamla Arda karşımda duruyordu.

"Abi, acil çağırdın geldim. Ne oldu? Kötü bir şey olmadı inşallah."

Olmadı ama olacaktı. Semih'i Kenan'ın eline bırakmaktansa hem de Arda'ya hızlı bir terapi yapmış olurduk. Arda'ya sıkıca sarıldım ve kulağına eğildim.
"Ardacım, çok özür diliyorum başlangıç olarak ama Ferdi'yi öptüğün günü hatırlıyor musun?"

Arda'nın yüzünün düştüğünü görmemle saçmaladığımı anlasam da artık girmiştik bu yola.
"Abi, sen nerden biliyorsun onu? Hem ne alaka? Acele çağırdın zaten beni."

"Hani hatta Ferdi, yüzüne bakmadan kaçıp gitmişti. O gece İsmail'in doğum gününde nişanlısına evlilik teklifi etmişti."

Arda'nın gözlerinin dolduğunu görmemle planımın işe yaradığını anladım.
"Şimdi sen ağla, içini dök. Biz sana yardımcı olacağız koçum."

Arda, gözleri dolu bir şekilde kapıdan geçerken aklıma gelenle durakladım.
"Ha, bir de onlar o gece misafir odası sanıp İsmail'in kardeşinin odasında sevişmişlerdi. Aklıma geldikçe gülüyorum vallahi."

Arda'nın dolu gözleri hıçkırıklara dönüşürken, oturma odasına doğru Semih'in yanına yönlendirdim.

~~~

Barışı şerefsiz yazmak çok hoşuma gidiyor, özür dilerim.

Love in the Dark (Barsem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin