-2-

286 9 0
                                    

-"Bu akşam kafeyi sen kapatıcaksın Mina"
Sevgili patroncuğumu! Duysam bile cevap vermeden masayı silmeye devam ettim.Meleğe dergileri gönderdikten sonra kafeye gelmiştim ve yaklaşık 3 saattir çalışıyordum üstelik kafeyi ben kapatıcaktım, aman ne güzel! Ama 3 gün sonra okullar başlıyordu ve benim cehennemim o zaman ortaya çıkıyordu.Hem okulu hem işi idare etmek o kadar zordu ki!Düşüncelerimi Sinan'ın sesi bozdu;
-"Mina istersen akşama ben kalabilirim sen eve git"
Sinan'ın bana aşık olması bazen işime gelmiyo değildi.,her ne kadar o benim için bi mesai arkadaşıyken o bana aşıktı ve bunu dile getirmişti de,bende onu güzel bir dille reddetmiştim.Şimdi ise karşımda benden bi cevap bekliyordu.
-"Gerek yok ben kalırım"
-"Ama gecenin bir saatinde sokaklar güvenilir değil Mina ve-
"-Gerek yok ilk defa kalmıyacağım Sinan"
Sözünü kesmeme sinirlenmişti ama belli etmemeye çalışıyordu. Bi anda gözlerimin içine bakıp;
-"Sana zarar gelmesinden korkuyorum Mina,seni kendimden bile çok seviyorum"
O muhteşem bi duygu yoğunluğuyla bunları söylerken ben donuk bi ifadeyle ona bakıyordum.Son anda pes edip;
-"Pekâlâ Mina ama korkarsan beni ara"
Bu dediği üzerine homurdanıp mutfağa girdim.Aşçımız Nihal abla son pastaları ve CupCakeleri yapıp tezgahın üstüne bırakmıştı ve hazırlanıyordu beni görünce içten bi şekilde gülümsedi. Ona nasıl karşılık vereceğimi bilemiyordum.Karanlığım gülümsemelerimi de almıştı benden.Sadece zoraki gülümsemelerim vardı ama Nihal ablaya değer veriyordum ve ona iğrenç zoraki gülümsemelerimden yollamak istemiyordum bu yüzden ona direk;
-"Gülümsediğimi varsay" dedim.
Beni tanıyordu o yüzden bu durumu yadırgamayıp;
-"iyi akşamlar tatlım"
dedi,bende ona mırıldanarak cevap verdim. Herkes gittiğinde saat 22:47 idi. Kafe 23:00'da kapandığı için etrafı toplayıp kafeden çıktım. Fazla müşteri gelmemişti zaten,peh zaman kaybıydı işte! Yürüdüğüm caddeden dar ve küçük apartmanların bulunduğu mahallemize girdiğimde içim yine huzursuzlanmaya başladı. İçimde kötü bir his vardı. Ama ben bu hisi aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Tam o sırada bir araba kornasıyla olduğum yere mıhlandım.Belki de şuan ölmek için iyi bir vakitti belki de değildi.Ama yaşamak artık saçma geliyordu.Sordum karanlığıma "ölümde aydınlık var mı?" Cevap alamadım.Şuan ölüme meydan okuyordum, belki de ölüme tapıyordum.Ruhum kordon bağımdan çıkıp çıkmamakla savaşırken arabanın acı frenini duydum.Tamam bugün de ölmemiştim. Arabanın kapısı açılınca içinden suratında endişe ve korkuyu barındıran bi kız indi. Sapsarı saçları pembe elbisesi ve modern arabasıyla ben zengin ve masum bi prensesim diye bağırıyordu âdeta. Kız gelip;
-"iyi misin?" diye sorduğunda cevap vermedim.Şoka girmiştim belki de.Ben cevap vermeyince daha da telaş yaptı. Bu hali komikti ve içimden kahkaha atma isteği uyandırıyordu.Bu isteğimi bastırıp ayağa kalktım.Sanırım bi anlık boş bulunmayla yere düşmüştüm.Bunları boşverip kızı baştan aşağı süzdüm.O bana endişeyle bakarken ben mimiksiz bir suratla ona;
-"Niye bu kıyafetler ve bu arabayla bu sokaktasın?"
bu dediğim üzerine bakkaldan şeker çalarken bakkalın sahibine yakalanmış küçük çocuklar gibi yüzü kızardı ve kekelemeye başladı.
-"Ş-şey ben hmm şey yani burda şey yolumun üstüydü de uğradım."
Ne saçma bi bahaneydi bu, bu kız gerçek bir aptaldı.
-"Yalan söyleme,gerçeği anlat"
-"Tamam amaBeni dinler misin yani uzun bi olayda"
Sesi titrek çıkmıştı hadi ama ağlayan insanlardan nefret ederdim ben!
-"Ağlamıyacağına söz verirsen dinlerim"
-"Tamam söz ama önce sahile gidelim olur mu?"
-"Tamam"
Külüstür Telefonumu elime alıp anneme geç geleceğimi anlatan ufak bi mesaj attım ve arabaya bindim.Tanrım bu araba bindiklerimin en iyisiydi.Tamam bundan daha iyisi vardı.Cem diye bi arkadaşım vardı ve aynı mahallede oturuyorduk,ama o taşınmıştı herneyse beni en iyi o tanıyordu,her şeyimi biliyordu ve beni hırsızlığa o alıştırmıştı.Bi gün bi araba çalmıştık ve evet o bundan daha güzeldi ama bu araba da fena değildi.Kimi kandırıyorum bu araba da muhteşemdi.Ben bunları düşünürken araba durdu.Dışarıya bakınca sahile geldiğimizi fark ettim.Adını bilmediğim sarışın kız arabadan inip kumların üzerine oturdu bende aynı şekilde oturdum ve ona;
-"Seni dinliyorum" dedim.
-"Benim ismim Elif. Ailem bu ismin anlamını sorduğumda bilmediklerini söyleyip duruyorlar.Bir insan kızının isminin anlamını bilmez mi?
-"Ee bu mu yani sorun ismin mi? Bak kızı-
-"dinle"
Lafımı bölmüştü ve ben buna sinirlenmiştim ama üstelemedim.Devam etti;
-"Sadece bu değil babam ve annem bana karşı hep soğuklar.Sadece başkalarının yanında iyi anne ve baba rolü yapıp duruyorlar.Sanki bi süs gibiyim.Bunun dışında hiç benimle ilgilenmiyorlar.Sürekli dadılar ve bakıcılar..Bi gün bi arkadaşım bana evlatlık gibi olduğumu söylemişti,ilk başta onu dikkate almadım ama sonra söylediği mantıklı gibi gelmeye başladı ve bende test yaptırmaya karar verdim"
-"Tuhaf yani garip bir olay yerinde olsam annemin kendi ağzından öğrenmek isterdim"
-"Dinle sadece!"
Kafamı geriye atıp inledim.Tamam belki dediği gibi sadece dinleyebilirdim.
-"Devam et"
-"O gün annem ve babam iş seyahatine gittiği için ev boştu ve dışarı çıktığımda nereye gittiğimi soramazlardı,bende o gün hastahaneye gitmeye karar verdim. Çok dikkat çekmemesi devlet hastahanesine gittim,çünkü özel hastahaneye gitseydim muhakkak ailemin kulağına giderdi. Evden annemin tarağından aldığım saçlarını ve benim saçlarımı laboratuar görevlisine verip gittim.Bugün de hastahaneye sonuçları almaya gitmiştim.Ordan dönüyordum."
-"Sonuç neydi?"
-"Bilmiyorum korktuğum için bakamadım.Sen bakar mısın şey ımm-
-"Mina.Adım Mina"
-"Evet Mina sen bakar mısın? "
Korktuğu belliydi. Olumsuz sonuç almak onu korkutuyordu belki de.Bana uzattığı zarfı alıp açtım ve kağıdın sol alt köşesine baktım.Cevap Negatifdi.Sanırım
O bu cevaptan korkuyordu¿

Karanlık KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin