-3-

208 9 0
                                    

Elif'ten;

Bana olan bakışları hiç hoşuma gitmemişti.Ya cevap negatifse.,işte o zaman yıkılırdım.Ben ona merakla bakarken dudaklarını ıslatıp;
"Cevap pozitif,gereksiz tedirginlik yapmışsın.Şimdi evine git ve birdaha buralara uğrama.Tekin değil buralar"
Verdiği cevapla içimden büyük bir yük kalkarken kağıdı almak için elimi ona uzattım, ama o kağıdı bana vermeyip kağıdı yırttı.Bu yaptığı üzerine tam ne yaptığını soracaktım ki bana;
"Hadi sarışın evine,kurda kuşa yem olursun burda hadi git"
Bu dediği üzerine sinirlenmiştim ama cevap vermeden ayağa kalkıp arabama bindim.Beyoğlunun eski ve tozlu sokaklarından çıkıp Beşiktaş'ın yolunu tuttum.Eve vardığımda hizmetlileri uyandırmamak için anahtarımla sessizce kapıyı açıp yavaş adımlarla odama çıktım.Odama girdiğimde direkman yatağa yatıp bugün yaşadığım olayları düşündüm. Saat 2;36 idi ama benim hiç uykum yoktu. Kalkıp mutfağa indim ve atıştırmalık bir şeyler alıp odama çıktım. Çalışma masamın üzerine oturup leptobumu açtım. Sosyal medyada biraz gezindikten sonra leptobu kapattım.Tam o sırada sabah ezanı okundu,kalkıp duşa girdikten sonra limon sarısı, dizimin hemen altında biten askılı bir elbise giydim,Saçlarımı salıp dalgalandırdıktan sonra bordo rengi dudak kalemimi sürdüm.Ayağımada bordo rengi babetlerimi giydikten sonra aşağı indim. Kahvaltı hazırdı ve masa harika görünüyordu, yazın son günlerini evde geçirmek istemediğim için hızlıca kahvaltımı yapıp dışarı çıktım.Kızlarla anlaştığımız üzere alışveriş merkezininin yolunu tuttum.
MİNA'DAN;
Sabah alarmın iğrenç sesiyle uyanırken küfürler savurarak hepimizin ortak kullandığı banyoya girdim. Öyle her zaman banyo yapan kızlardan değildim,bu yüzden sadece dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım. Bugün izinliydim ve malesef terapiye gidicektim.Mutfağa girdiğimde annem bana sorgucu bakışlarını yollayıp;
"Dün akşam niye geciktin" diye sordu. Hadi ama ne dicektim ben zengin bi kızın salak saçma dertlerini dinleyip ona evlatlık olduğu halde iki saat zırvalamaması için evlatlık olmadığını söyledim desem ne derdi ki¿Gerçi ben yalan söylicektim ama hadi neyse
"Kafede çok müşteri vardı ve tam kapanırken hamile bi kadın geldi."
"Tamam. Şimdi doğru hastahaneye çünkü senin aptal ergenliklerini çekmek istemiyorum."
"Ama bişey yemedim hem beni hep aç bırakıyorsun anne ve-
"Terbiyesizleşme!Çabuk Özür dile Mina!"
Tırnaklarımı ellerime batırıp tıslarcasına Özür diledim.Annem de bundan tatmin olmuşcasına gülümseyip beni kovmuştu.Sokakta yürürken yaralı bir köpeğe kaydı gözüm ama yardım etme tenezzülünde bulunmadım.Hastahanenin sokağına girdiğimde etrafıma bakındım ve birsürü genç kız topluluğu gördüm. O kadar hararetli konuşuyorlardı ki eminim cüzdanlarını çalsam fark etmiceklerdi bile.Hızlı ve sessiz adımlarla onlara yaklaştım,en arkada olan ve sohbete dahil olan bi kızın çantasının açık olduğunu gördüm.Pembe cüzdanı burdan bile belli oluyordu.Sessizce elimi çantasının içine attım ve cüzdanı cebime indirdim.Sonra sanki yanlarından yeni geçen hanım hanımcık bir kız gibi hastahaneye girdim.Biricik! Psikoloğum Fuat beyin odasına girdiğimde başka birini görmeyi beklemiyordum.Kısa ve turuncu saçları vardı. Ayrıca kaşları da turuncuydu yani boya değildi. Kahverengi gözlerindeki yumuşak ve samimi bakışlarla bana;
"Merhaba ben Doktor Mine.Yeni psikoloğum."
"Ama Fuat bey-"
"Fuat beyin gitmesi gerekti ve gitti."
Kuruyan dudaklarımı ıslatıp cevap verdim;
"Bende Mina.Fuat beyin benden çok haz ettiği söylenmez"
Son söylediklerim mırıltı gibi çıkarken o sadece gülümsedi ve oturmamı söyledi.
"Peki Mina bana biraz ruhundan bahset bakalım"
"Ruhum karanlığa hapis.Karanlık kavramı bazılarına göre sadece bir ışıksızlıkken bende bir yaşam biçimi.Sigara gibi..Bana zarar verdiğini bildiğim halde onu seviyorum ve ondan vazgeçmek istemiyorum."
"Peki karanlığına hiç ışık katmayı denedin mi Mina?"
"Hayır. Deneyemem de zaten. Baskıcı ve beni anlamayan bi ailem var"
"Hiç intihara kalkıştın mı?"
"Hayır kendime zarar vericek kadar aptal değilim"
Elindeki deftere birşeyler yazdıktan sonra;
"Tamam Mina çıkabilirsin"
"Teşekkürler"
Odadan çıktığım gibi hastahanenin çıkışına yöneldim.Karşıdaki kuaföre gittikten sonra bir sarı birde kahverengi uzun peruklar aldım. Çaldığım pembe cüzdandaki paraları çıkarıp ödemeyi yaptım. Oradan çıktıktan sonra CupCake satan bir dükkana girip iki tane Cupcake alıp çıktım. Hastaheneye geri girdiğimde Meleğin odasına gittim ve içeriye girdim.
"Sana bir süprizim var"
"Bekletme beni Mina hadiii"
Kafamı tamam anlamında sallayıp perukları ona verdim. Perukları gördükten sonra bana öpücük atıp beni sevdiğini söyledi sonra da keklerimizi yedik.O an fark ettim karanlığıma ışık tutabilirdim

Karanlık KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin