"Gelinin arkadaşından çeyrek altın!"
Zelal ve Dora aynı anda adama göz ucuyla baktıktan sonra gülümseyerek birbirlerine döndüler. Kumaş ceketinin iç cebinden çıkardığı çeyreği düzgünce taktıktan sonra, "Abla valla kaptın." dediğinde kadın gülerek koluna vurdu.
Hemen ardından ciddileşerek, "Maşallah de, maşallah de. Kaçar falan uğraşamam." dedi. Dora gülüp kadının yanından ayrılırken arkasından Barlas adamın karşısında dikilmişti. Efe arkadaşının ne takacağını merakla beklerken Barlas arka cebindeki cüzdanını çıkarıp 200 lirayı alarak küçük bir kutunun içindeki toplu iğnelerden birini alıp taktı.
"Damadın arkadaşından 200 lira?"
"Bu devirde kardeşim?"
"Benden geçindiğin onca yıllara sayarsın. Hadi hayırlı olsun kardeşim."
Barlas sevgilisinin yanına ilerlerken bakışlarını kaçırmaya başlamıştı bile. Dora bir şey demeden porselen tabaktaki pastadan küçük bir dilim koparıp ağzına atarken etrafına bakındı. Susamlı krakerden de eline alıp yavaşça yemeye başladı.
"Gelirken ayrı ayrı geldik, çıkarken de ayrı çıkalım komutan."
"Niyedir?"
"Sence niyedir?"
Barlas kendi pastasını da sevgilisinin önüne koyarken, "Niyedir balım, he anlat bana." dediğinde Dora komutana döndü. "Sana dedim ki ortak falan alalım ama sen inat edip yok ben 200 takacağım dedin, millet şimdi konuşuyor aralarında. 200 takmış diye koskoca adam. Devlet az mı ödüyor bu askerlere diye konuşacaklar tüm akşam birde- komutan?"
Dora'nın kraker yerken aynı zamanda söylenmesini tebessümle izlemişti Barlas. Bazen hoşuna gidiyordu onu delirtmek. Çevresindeki her şeyi unutarak konuşur dururdu hatta, onu saatlerce dinleyebilirdi.
"Efendim balım?"
"Beni yine dinlemiyorsun. Bu akşam koltuktasın."
Barlas bir anda yerinde doğrularak, "Ne?" dedi. İnanamıyormuş gibi bir hali vardı. "Yavrum etme eyleme, sensiz mi uyuyacağım ben?"
"Uyursun, ne var? Ananın karnından da benimle mi çıktın sanki."
Dora söylenmeye devam ederken Barlas onu gülümseyerek izliyordu halen. Bu süre zarfından geri kalanlarda takacaklarını takmış ve yaşı büyük olanlar yavaşça düğün salonunu terk etmeye başlamıştı. Zaten geriye ne kalmıştı ki? Danslar da edinmişti. Efe'nin timi özellikle güzel bir performans sergilemişti.
Dora o sırada birkaç yaşlı kadının sevgilisini kameraya kaydettiğini görmüştü ama bir şey diyememişti tabi. Hatta yanına gelip Barlas'ın sevgilisi olup olmadığını soran kıza yüzük parmağına bakmasını söylemişti çünkü önceki haftalarda çift yüzüğü almışlardı. Bu yüzük garip bir şekilde hayat kurtarıcıydı gerçekten.
Sonrasında Zelal kendi aralarında biraz eğlenebileceklerini söyleyince işler bayağı değişmişti. Nereden geldiği belli olmayan alkollü içecekler, değişen ışık sistemi ve günümüz şarkılarından oluşan bir müzik listesi şuan çalıyordu.
Zelal gelinliğini çıkarıp daha rahat parçalar giyerken özellikle yaşı genç olanlar coşmuştu. Kazım ve Tutku zaten parti insanlarıydı. Üniversite zamanlarında partiden partiye koşarlardı. Tanımadıkları insan yoktu, herkesle konuşurlardı ama asla yakınlaşmazlardı.
Berna ve Doğan onları yerinde tutmakta fazlasıyla zorlanıyor gibi dururken Dora'da alkolü fazla kaçırdığını fark etmişti çünkü dünyası fazla dönüyordu ya da çok sevdiği adam dönüyordu, şuan neler oluyor onu bile bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
komutan bey
Teen FictionSon sınıf üniversite öğrencisi olan Dora, karşı komşusu olan asker Barlas Sönmez'e mesaj atma kararı alır (ciddiye alınacak türden bir kurgu değildir)