Son bir aydır doğru düzgün ne spor yapıyor ne de yoga derslerine katılıyordu. Belki de tek yaptığı şey okula ve staja giderken ki yürüyüştü. Birde son beş gündür endişesi yüzünden durmadan düşünceleriyle boğuştuğundan kendisini ergenliğinde bile vermediği yemeklere vermişti. Durmadan ağzına bir şeyler tıkar olmuştu. Özellikle geceleri yenmemesi gereken şeyler yiyerek kendi vücuduna bilerek zarar veriyormuş gibi hissediyordu ama durduramıyordu. Üstüne uyku düzeni de tamamen bozulmuştu.
Bu yüzden ne kadar geçte yatmış olsa sabahın altısında kalmıştı bugün. Banyosunda bütün ihtiyaçlarını hallettikten sonra spor kıyafetlerini giyinmiş ve ceketinin ceplerine soktuğu telefonu, ev anahtarı ve küçük miktardaki nakit parasıyla dışarı atmıştı kendisini. Kapının önüne çıkar çıkmaz kafasında ayarladığı yol güzergâhına uymak için önce biraz uzağında kalan parka doğru koşmaya başladı. Tempolu bir şekilde ne çok yavaş ne de çok hızlı olacak türde devam ediyordu.
Çocuk parkının etrafında birkaç tur attıktan sonra küçük bir bakkaldan aldığı suyla banklardan birine oturmuş dinlenerek suyundan içiyordu. Saat çoktan yediyi geçmişti. Sabahçı olan öğrenciler evlerinden daha yeni çıkmaya başlamışlardı. Parkın yolunu kullanan öğrenciler önünden geçerken ona göz ucuyla bakıp önlerine dönüyordu. İki genç kızın kendisine baktıktan sonra aralarında utanarak gülüştüklerini görmüştü. Ne kadar doğruydu bilmiyordu ama kendisinden küçük olanların kendisine hayran bir şekilde bakması hoşuna gidiyordu. Zamanında Dora'da kendisinden büyük olan insanlara hayranlıkla bakmıştı. Zaten hep onlar gibi olmak ister ama onlar gibi olduktan sonra da keşke çocukluğumuza dönebilseydik derlerdi.
Biraz daha dinlendikten sonra bitirdiği su şişesini çöpe atmış ve yoluna devam etmişti. Kendisini o kadar vermişti ki sabahın 11'ine kurulu olan alarmın çalmasıyla kendisine gelmişti Dora. Alarmı kapadıktan sonra evine doğru yürümeye başladı. Zaten çok uzaklaşmadığından 10 dakika içinde gelmişti.
Apartmana girmeden önce tam karşısında bulunan simitçiye girdi. Biraz kıymalı börek ve iki tane simit alıp çıktığında apartmanın önünde duran taksinin etrafından dolandı. Ceketinin cebinden anahtarını çıkarırken arkasından birinin geldiğini hissederek kafasını çevirip baktı.
Karşısındaki komutandı.
Hassiktir, diye düşündü. Cidden hassiktir.
***
görevimiz tehlike(?)
katılımcılar; esra, kazım, tutku, dora
kazım CİDDEN HASSİKTİR AMA EEE KARŞILAŞTINIZ
SONRA NE OLDU?
tutku LAN LAN KENDİNİ REZİL ETMEDİN DİMİ
dora merhaba dedi, bende karşılık verdim ve bana kaçıncı dairede oturduğumu sordu
bende cevap verdim, sonra kendisinin de karşımda oturduğunu falan söyledi
ama sonra üstümdeki tişörte bakıp aynısından kendisinde de olduğu söyledi
(fav tişörtüm🤤)
sonra bende şaşırmış gibi yaparak öyle mi falan dedim ama benimki en küçük beden dedim sonra da üstümdekine bakarak 👀
esra yaptığı cilve miydi?
tutku kendisi öyle zannediyor
dora gözlerime bakıp gülümsedi 👀
kazım gökyüzünü, denizleri taşıyan gözlerine herkes bakıp hayran olur zaten aşkom 👀💅🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
komutan bey
Novela JuvenilSon sınıf üniversite öğrencisi olan Dora, karşı komşusu olan asker Barlas Sönmez'e mesaj atma kararı alır (ciddiye alınacak türden bir kurgu değildir)