Okuldan çıkmış eve doğru yürüyordum.
Yaptığım konuşma pahalıya patlamıştı ama hiç umrumda değildi.
Ben bu konuşmayı yapmasaydım, kendilerine özgüven gelecek kız çocuklarını daha fazla ezeceklerdi.
"Üç gün uzaklaştırma Okyanus!" diye bağırdı Asaf müdür.
gözlerim kocaman açıldı.
sırf konuşmayı yaptığım için üç gün uzaklaştırma mı gerçekten!
kendimden ödün vermeden iğreniyor gibi bakışlarımı ona gönderdim. "Hay hay hocam." dediğimde arkamı döndüm ve kapıyı çarparak odadan çıktım.
tam bir pisliğin tekiydi! Bana kafayı takmıştı.Her dönem birine takardı.Bu dönemde sıra bendeydi sanırım.
Sinirle eve doğru yürürken arkadan duyduğum sesle kaşlarımı çatarak durdum.
"Pişt rapunzel baksana bi." dediğinde yavaşça ona döndüm.
Üstündeki Nike hırka gözlerimi devirmemi sağladı.Allah'ın kekosu!
"Ne var Aral! Benimle uğraşacaksan hiç zamanı değil çünkü hiç havamda değilim."
"Hadi ama ya." diyerek sırıttı.Yine benimle uğraşacağı belliydi.Her gün yaptığı bir aktiviteydi.
"Çok güzel bir konuşma yaptığından bahsedecektim oysaki."
"Bahsetme Aral." dedim öfkeyle.Karşımda 32 diş sırıtırken sinirlenmemek elde değildi.
Gözleri saçlarıma doğru kaydığında gözleriyle işaret etti. "Saçların fazla uzamış Rapunzel."
"Kesmemi mi söylüyorsun yani?" dedim etrafıma boş bakışlar atarak.Ona bakmaya bile gerek yoktu.
Önüme geçerek ona bakmamı sağladı. "Kesme Rapunzel.Onları daha fazla uzat.Saçlarını seviyorum." Garip bir sessizlik oluştuğunda rahatsız olmuştum.Seslice öksürerek Aral'a baktım. "Yeter benimle bugünkü uğraşma seansın." diyerek binaya doğru yürüdüm.
Peşimden gelen adım seslerini duyduğumda sinirle arkama döndüm. "Neden beni takip ediyorsun!"
Ellerini suçluymuşçasına havaya kaldırdı. "Sanki evim buradaydı." dedi alayla.Aklıma gelen şeyle alt katımda oturduğunu daha yeni yeni idrak ederken hiç birşey söylemeyerek arkamı döndüm.
Merdivenleri yavaş yavaş çıkarken içeri girip dış kapıyı örttüğünü duydum fakat dönüp bir kez bile bakmadım.
Ardarda gelen bildirimlere dayanamayarak telefonumu elime aldığımda çoktan merdivenleri bitirmiş, eve girmiştim.
Doping hafıza birincileri *grubun ismi değiştirildi.
Önceki grubumuzun adı tezeklerdi ve babam telefonumdaki yazıyı gördüğünde 'at boku ismi görüyorum şuanda.Hemde bir mesaj var.' dediğinde gülmekten altıma işeyeceğim sanmıştım.
Babam fazla değişikti.Çok komik ve deli biriydi fakat bir o kadar da bazı konularda ciddi olabiliyordu.Babamın iki yönü vardır diyebilirim.
"Hoşgeldin kızım!" diyerek büyük bir mutlulukla sırtımdaki çantamı aldı. "Nasıl geçti bakalım okul?"
"Çok iyiydi anne.Maşallah bundan daha iyi gün görmedim ben!" diyerek yalan söyledim ve odama doğru adimladım.
Gruptan gelen mesajı gördüğümde gozlerim kocaman açıldı.
Açelya:Aral'ın attığı şeyi gördünüz mü lan!
Betül: Asıl sen değil Okyanus'un görmesi gerek!
siz: neyi görmem gerekiyor? Aral'ın olduğu hiçbir şey beni ilgilendirmiyor.
Betül: Aral'ın olduğu hiçbir şey seni ilgilendirmiyor bunu biliyorum ama kendininde içinde bulunduğun bir durumda ilgilendirmesi gerekiyor!
Gruba attığı ss'e aval aval baktım.
Bir kaç dakika sonra beynime dank ettiğinde gözlerim kocaman açıldı.
Aral beni mi paylaşmıştı!
Benim olduğum bir fotoğraf ve altında da şöyle bir yazı:
Aral_Karen
:bir tane daha çilin çıkmış.Saydım Rapunzel.
Hay sikeyim!
Çil tekrar tekrar çıkıyor muydu ki!
Bu kürsüdeki bir fotoğrafımdı.Konuşma yaparken beni çekmiş olmalıydı. Peki niye? Dalga geçmek için mi?
Sinirle telefonu sıkarken üstten gelen bir mesaj Aral'a aitti.
Aral: sanırım artık herkes bizi sevgili sanıyor.
Gördüğüm mesaj karşısında telefonumu duvara atmamak için daha çok sıktım.
Bu çocuk ne halt yapıyordu!
Instagram'a girmeye korkarken üstten 1.000 tane mesaj geldiğini rahatlıkla görebiliyordum.
Allah'ım benim ne günahım vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAPUNZEL
Teen FictionOkyanus, kadınlar için okulda bir beste söyleyerek gösteri düzenler.Okulun popüler, herkesin aşık olduğu fakat bir yandan da korktukları Aral, alt komşusu olan kızı seven, onunla sevdiği kadar da uğraşan biridir.O gösteriden sonra kızın fotoğrafını...