Elimdeki telefonu hızla kapattım ve kapıyı açarak aşağıya adımladığımda annemin sesini duydum.
"Kızım nereye gidiyorsun!?"
"Geleceğim anne!" Sesimi duyması için hafif bağırdım ve Aral'ın kapısının önünde durdum.
Kapı bir hışımla açıldığında tam konuşmaya başlayacaktım ki, kolumdan tutup beni içeriye çekmesiyle susmak zorunda kaldım.Ağzımdan küçük bir çığlık firar ettiğinde öfkeyle ona döndüm fakat o kapının deliğinden dışarı bakıyordu.
"Naptığını sanıyorsun!" dedim sinirle. Öküz gibi çekmek de neyin nesi!
Derin bir nefes vererek işaret parmağını dudaklarımın üstüne koydu. "Nebahat teyzenin bizi görmesini istemiyorsundur değil mi? Bence bağırmamalısın." Duyduğum şeyle hemen sustum.
Nebahat teyze bizim binanın dedikoducusuydu.Zaten sürekli 'kesin bu ikisi sevgililer.' diye anneme söyleyip duruyordu.Ne kadar bu durumun olmadığını anlatmaya çalışsam da kadın yine de aksini söylüyordu! Şimdi ise bizi karşı karşıya görse kim bilir kafasında kaç senaryo dönecekti.
Adım sesleri evin kapısına doğru yaklaştığında nefesimi tuttum.
Zilin çalmasıyla kalbim daha da hızlandı. Birde evin içinde mi görecek! Biteriz!
"Aral Kapıyı açar mısın yavrum kek getirdim." diyen sesi duyunca Aral'ın kolunu tutup ona doğru fısıldadım. "Gerizekalı aptal! Şimdi daha kötü bir durumdayız! Çabuk birşeyler yap!"
Eliyle mutfağı gösterdiğinde mutfağa doğru koşarak kapıyı kapattım.
Aral'ın kapıyı açtığını duyduğumda Nebahat teyzenin sesi de arkasından geldi.
"Ay yavrum bu merdivenleri çıkmak da ne zor! Ben bir mutfağa gideyim de şu keki koyayım."
Stresle önüme dönerek ne yapacağımı düşündüm.Nebahat teyzenin geleceği zamanı ben!
"Yok yok!" diyen Aral'ın sesini duyunca içim biraz da olsa rahatlamıştı.Umarım mutfağa girmesini engellerdi.
mal çocuk neden başka bir yere değilde mutfağa saklanmamı söylediyse!
"Peki yavrum şuraya bırakayım ben." Tabağın koyulma sesi geldiğinde masanın üstüne bıraktığını anladım. "Gel bakalım seninle bir dedikodu yapalım." Oldu olmadık herkesle dedikodu yapacak bir kadındı.
Kargocular bile artık onun evine kargo getirmeye korkuyordu.
Onların oturacağını düşündüğüm için mutfakta gezindim.
Mutfağın ilerisinde bir balkon vardı fakat kapı kapalıydı.
Gözüm masanın üstündeki resime kaydı.
Resimi elime aldım.Şimdiki halinden eser yoktu.Küçükken kapkaraydı.Yani bu resim öyle olduğunu gösteriyordu fakat fazla tatlı duruyordu.Şimdi ise fazla sinir bozucu!
Yanında ise bir kadın vardı.Annesiydi yüksek ihtimal.
Onun annesini hiç görmemiştim.Annemler öldüğünü söylüyorlardı fakat annesinin nerde olduğunu Aral'a hiç sormaya fırsatım olmamıştı.Zaten sorsam da söylemezdi çünkü aramızda o kadar bir samimiyet yoktu.
Allah korusun iyi ki de yoktu.
Masanın üstündeki telefonunu farkettim.Yüksek ihtimalle en son burada oturuyordu ve bana mesaj atmıştı.Fotoğrafı da o yüzden burada unutmuş olmalıydı.
Telefonuna mesaj gelince merakıma yenik düşerek yandaki tuşa basarak kilit ekranını açtım.
Ekranda gördüğüm fotoğraf, elimde tuttuğum fotoğrafla aynıydı fakat burada bir çocuk daha vardı.Bir kız çocuğu.Kumral ve biraz da çilli.Bana çok benziyordu fakat bu fikrimden gülerek hemen vazgeçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAPUNZEL
Teen FictionOkyanus, kadınlar için okulda bir beste söyleyerek gösteri düzenler.Okulun popüler, herkesin aşık olduğu fakat bir yandan da korktukları Aral, alt komşusu olan kızı seven, onunla sevdiği kadar da uğraşan biridir.O gösteriden sonra kızın fotoğrafını...