Yavaşça sahneye doğru ilerledim.
Gördüğüm kişiler, beni alkışlamaya başladığında gözüm tek bir kişi de takılmıştı.
Aral.Aral Karen.
Bana anlam veremediğim gözlerle bakıyor pür dikkat beni izliyordu.
O, okulda nefret ettiğim sınırlı kişilerin baş sırasında yazan isimdi.
Benimle uğraşmayı fazla seviyordu.Tek işi beni sinir etmekti.Alt katımda oturmaları da cabası.
Dudaklarında bir tebessüm oluştu. "Hadi bakalım Rapunzel." Uzaktan söylediği şeyleri anlayabilmiştim çünkü dudak okuyabiliyordum.Sınırlı yeteneklerim arasında yer alıyordu.
Tanıştığımızdan beri bana Rapunzel derdi.Saçlarımı asla kesmezdim çünkü.Ne kadar uzun olursa olsun kesmezdim fakat annem fazla uzadığını gördüğünde bana zorla kestirirdi.Şimdi ise saçlarım belime geliyordu.Hep böyleydi.
Saçlarımı çok seviyordum.Uzun Saça ise bayılıyordum.Bana Rapunzel deme sebebi buydu.
Kendi çapında eğleniyordu fakat bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.
Pislik bir insan olduğu kilometrelerce uzaktan belli olan çocuk, sahnedeyken sadece beni izliyordu.
sahnede tek sen olduğun için olmasın Okyanus?
Kaşlarımı çatarak ona baktığımı farkettiğimde önüme dönerek kaşlarımı düz bir çizgi haline getirdim.
Kürsüye doğru yürüyerek elimi kürsünün üstüne koydum.
Önüme koydukları kağıdı alıp kaldırdım.
Herkes beni izlerken ne yapacağımı merak ediyorlardı.
Önümde duran ne demem gerektiğini göstermek için koydukları kağıdı alarak büktüm ve buruş buruş bir hale getirdiğimde yere doğru attım.
Gösterinin bir parçasıydı.Onların olmasa da, benim gösterimin bir parçasıydı.
"Görüyorsunuz." dedim ayaklarımın altındaki kağıdı göstererek.
Sonrasında ise gözlerim okul müdürüne, Asaf piçine kaydı.
Büyük bir nefretle ona doğru bakarak bana bakan kişilere doğru döndüm.
"Bu kağıdın içinde öldürülen kadınların kesinlikle hakettiği, adaletin yerini bulduğunu söyleyen şeyler yazıyor." dediğimde birbirine bakan kişileri görmüştüm.Sonrasında ise Asaf hocaya tekrar baktım. "Canım müdürümüz Asaf hocamız bu kağıdın içinde yazanları tek tek kendi yazdı.Bana bunları okumam gerektiğimi yoksa bu gösteriyi asla yapamayacağımı söyledi." Aralarında birşeyler mırıldanan insanlar yüzünden uğultu oluştuğunda güldüm.Gülüşüm onları durdurdu.
"Dünya o kadar adaletli bir yer ki, kendi düşüncelerimi söylememe bile izin vermeyen bir yerdeyiz.Şu kağıttaki yazan şeyler önemsiz." diyerek ayağımla kağıdı biraz daha iteklediğimde Asaf hocanın önüne düştüğünü gördüm.
"Bunca şey yaşadığımız bu ülkede, kendi kelimelerimizi seçerek dahi konuşamıyorsak çoktan kaybetmişiz demektir." Bir kaç kişi aralarında gülüştü.Bunlar okulun gözde öğrencileri, öğretmen çocuklarıydı.
"İşte tam da bundan bahsediyorum." dedim sesimi yükselterek. "Sizin o ezdiğiniz kadınlar, bu yaptığım konuşmaya gülmeyecek kadar olgun.Benim ne demek istediğimi anlayacak kadar olgun.Siz burada gülerken onlar ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar.Ve ya da erkekler.O baş belası deyip okuldan atmaya çalıştığınız ağzı yüzü yara bere içinde olan çocukların hiçbiri söylediklerime gülmedi." Tek nefeste söylediklerim herkesin gülüşünü soldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAPUNZEL
Teen FictionOkyanus, kadınlar için okulda bir beste söyleyerek gösteri düzenler.Okulun popüler, herkesin aşık olduğu fakat bir yandan da korktukları Aral, alt komşusu olan kızı seven, onunla sevdiği kadar da uğraşan biridir.O gösteriden sonra kızın fotoğrafını...