Why are you just looking?

18 5 11
                                    

"Anlamadım- ne dedin?"
"Jake ile konuşacağım dedim artık rahatsız edici olmaya başlıyor... gözleri sürekli üzerimde"

Aslında çok rahatsız değildim bu durumdan çünkü beni izleyen tek kişinin jake ile sınırlı olmadığını, okulun yarısından çoğunun da beni her an için takip ettiğini biliyor ve görüyordum.
Sadece sebebini merak ediyorum o kadar...

Neden öyle bakıyor ve sebebi ne...
Rahatsız değilim sadece merak ediyorum bana neden öyle baktığını.

Yemek masalarından birisine oturup biraz yemek yemiş ve tabağı jungwona bırakıp masadan kalkarak karşı masaya ilerlemeye başlamıştım. Ama bir anda sorgusuz sualsiz jake'in yanına oturan jay ile adımlarım anında durmuş ve gitmemi engellemişti.

Neyse... bunu burada konuşmak daha iyi olabilirdi ama başka bir yerde de konuşabiliriz.

《 ●●● 》

Kitaplığın yakınlarındaki bedene adımladığım esnada yere düşürdüğü kitapkarı topluyor olması onun oyalanması için büyük fırsat olmuştu.

Hiç durmaksızın yanına varmak için hızlı ve sessiz adımlar atıyordum ama bir anda önümden geçip ona çarpmamı sağlayan heeseung yüzünden durmuştu adımlarım

"Özür dilerim- dikkat etmeliydim"
"Sorun değil, geçsem ben"

Jake kitapları yerden tamamen toplamak üzereyken yanına ulaşmak için birkaç adımım kalmıştı ama heeseung bu sefer bilinçli bir şekilde önüme dikilip sırıtmıştı

"Sende korelisin değil mi?"
"Ee- evet yakamda bayrağı var zaten, şey gitmem gerek"
Jake kitapları toplayıp rafa yerleştirirken acele etmeye çalışıyordum ama heeseung bu sefer kolumu tutarak gitmemi engellemişti.

Şimdi basacağım karı gibi çığlığı!!

"Sende mi gaysin?"
"Ne-"

Kendisi de saçma bir soru sorduğunu fark etmiş olacak ki gülümsemişti

"Şey erkeklerden mi hoşlanıyordun... onu sordum"
"Hayır? "
"Arkadaşın hakkındakilerde dedikodu mu o zaman?"

Ne saçmalıyor bu geri zekalı??

Aklıma şeytanca bir fikir yerleşince gözlerim endişeyle heeseungun gözlerini bulmuştu
Acaba jay mi... kendine engel ol hoon!
Jungwonun başını derde sokmadan jayi ona yönlendirmeliyim ama eğer jay soruyorsa. Eğer jay sormuyorsa gelecekleri vakitte jungwona avukatlık yapacağım.

"Kendin sorsana... onun hakkında konuşmam yanlış olur"
"Bizimle konuşur mu ki"
"Off... gitmem lazım-" kafamı kaldırıp jake'i kontrol ettiğimde gözlerim sıkıca sinirle kapanmıştı.

Gitmiş yine...
Yine yakalayamadım.
Tanrım tam üç gün olacak şu jake denen aptala ulaşmaya çalışıyorum ve yine aptal sebepler yüzünden adını bile seslenemedim.

"İyi öyleyse görüşmek üzere"

Kolumu bırakıp uzaklaşmasına karşılık sadece bakakalmıştım.

Ulan o pezevenkler bilerek yapmıyorsa!
Bende park sunghoon değilim!!

Sinirli adımlarla kütüphaneyi terk edip kampüs çıkışına gitmiş ve boş banklardan birisine oturmuştum.

Tamam belkide bilinç dışı gelişiyordur tüm bunlar.
Heeseungda beni yalnız yakalamaya çalışıyordur günlerdir aynı benim jake'i yakalamaya çalıştığım gibi.

Ama sorduğu soru tamamen saçmalık! Ne demek gay misin!?

Evet gayim götümü siktiriyorum dememi bekliyodu herhalde!

Gözlerimi kendi kendime devirmiş ve cebimden telefonumu çıkartıp mesajlar kısmına girmiştim

Siz
Sunoo-ya!
O jake göt vereni yine kaçtı!
Elime bir geçsin kan alacağım o küçük beyninden!!
Dersten çıktığında yaz


Gönderildi
15.40

Telefonu kapatıp kalktım ve nereye gideceğime dair bir fikrim olmadan okula ilerlemeye başladım.
Jungwonu bulayım bari... kaç gündür çocuğu jake'i bulacağım beş dakikaya dönerim diye ekiyorum.

Bu aptal işi başlatan o değilmiş gibi birde okulun içinde saklambaç oynuyorduk.
Hemde birbirimizden haberimiz olsa da yokmuş gibi davranıyorduk.
Yani beni bilmem ama o yokmuş gibi davranıyordu veya benim onu izlediğimin farkında olmanın verdiği utanç ile kaçıp duruyordu

"Hey! Sunghoon" yanlış teleffuz edilen ismim ile bana seslenen kişiyi tahmin ediyordum.

Bu kişi noah hariç kimse olamazdı.
Gerçekten aksanı çok komik

"Son zamanlarda öğle aralarında hiç görüşemiyoruz... çok meşgulsün"
"Evet birisini arıyorum da" o zaten kendi halinde olduğundan ve genelde kimseyle konuşmadığından benim ona anlattığım her şey güvende olurdu.

"Kimi arıyorsun, bir şey mi oldu?"
"Sim jake denen bücürüğü arıyorum... birkaç aydır gözleri sürekli üzerimde ve kaçıp duruyor bir yakalayamadım küçük sıçanı"
"Ne- yapmaz o öyle bir şey... sevgilisi var" duyduğum şeye inanamamış gibi olsam da kim olduğunu merak etmiştim açıkçası. Çünkü yanında asla kızlara yer vermeksizin hep arkadaşlarıyla.
Ama direk sevgilisi kim diye sormayacaktım.

"Yalan mı konuşacağım sanki noah! Bakıyor işte!"
"Sevgilisini tanıyor musun ki?
"Yoo, hiç yanında falan da görmedim"

Noah kısa bir an düşünmüş ve hiç beklemediğim bir anda beklemediğim bir isim fısıldamıştı kulağıma

"Lee heeseung" gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Bu saçmalık tamamen bir dedikoduydu kesinlikle.

"Onun en yakın arkadaşı diyorlar ama geçen gün kazan dairesinde ikisi başbaşaydı"

Little Things/ JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin