02- Güneş ve Ay

273 45 58
                                    

Merih Kocaer

"Muratgilin damından atlayamadım! Muratgilin damından atlayamadım," diye bağırırken aynı zamanda parmaklarımı şıklatıyor, belimi kıvırıyordum. Efe kısa bir zılgıt çekerken Salih ıslık öttürüyordu.

"Muratgilin?" Yandan gelen sesle hepimiz durup sese döndük; Efe'nin abisi Murat abi, elleri cebinde tek kaşını kaldırmış bize bakıyor. O sırada telefondan çalan şarkı sözleri devam etti. "Efe?"

"Abi şarkı ya!" İsyan eden Efe omuzlarını kaldırdı. "Bari şarkıya karışma hacı."

"Lan it!" Efe'nin ensesinden yakalayan Murat abi kardeşini kendine çekip koluyla boynunu sıktı. "Sen abiyle taşak geçmeye utanmıyor musun boklu göt?"

"Abi bir dur!" Bağıran, abisinden kurtulmaya çalışan arkadaşım gerçekten sinirlenmeye başlamıştı. Salih'le bakıştık. Bu abi-kardeş şakalaşırken bile birbirine ciddi yaralar açıyordu. Onlar güreşmeye devam ederken Kubat abimin arabası yanımızda durduğunda Murat abi bile durmuş, kardeşini kendinden uzaklaştırmıştı.

"Selamünaleyküm," diye aracından inen abim, Murat abiye bakıyordu. Hepimiz selamını aldık. "Nasılsın kardeşim?"

Kubat abimi çevremizde yediden, yetmişe herkes tanır; çocuklarla mahalle maçı yapar, gidip kavga ayırır, bir kız istenecekse ya da damat soruşturulacaksa abime gelirler, biri taşınacaksa abim yardıma gider, cemiyetlere özellikle çağrılır. Mahallede acayip ağırlığı var, muhtar bile abimden çekinir. Polislerle arası çok çok iyidir.

"İyi kardeş elhamdülillah. Sen nasılsın?" Abim sadece baş sallayıp kolunu kaldırdığında çantamı alıp kolunun altına girdim, önce saçlarımı okşadı, ardından alnımdan öptü.

"İster arabada bekle. Hesabı ödeyip geleceğim." Başımı salladığımda önünde beklediğimiz Fuat abinin internet kafesine girdi. Camdan duvarlar sayesinde ikilinin yakın bir şekilde sarıldığını izledim.

Şarkıyı kapatarak yanıma gelen Salih, göz ucuyla Efe'yi işaret etti, anında dönüp baktım; başını eğmiş Efe, ellerini ceplerine koymuş, ayağının ucunu yere sürtüyor. Yanındaki Murat abiyse onu umursamıyor.

Saat akşam on bir. Sıkıldığımız için kafeden çıktık, abimi aradığımda gelebileceğini söylediğinden uzaklaşmak yerine orada beklemeyi seçtik. Canımız sıkıldığından da öyle şarkı açtık; ilkin hep rap falan çıksa da sonunda oyun havaları da çıkmıştı ve en olmadık şarkıda Murat abi geldi.

"Abi," diye seslendiğimde Murat abi direkt bana döndü. "Kusura bakma valla sıradan gidiyordu, liste falan da değildi; öyle YouTube'dan dinliyorduk."

"Yok b'oğlum; ben işin şakasındayım da gülmeyi bilmiyorum. Değil mi lan it?" Sorarken yine kardeşini kol kıskacına almış, burnuna vurmuştu.

"Sevmiyorum oğlum seni! Bırak!"

"Ben sanki sana çok meraklıyım!" Onlar yine kavgaya tutuştuğunda Salih'le aynı anda stres yaptık. Neyse ki abim çabuk çıktı, Murat abi yine duruşuna çeki düzen verdi.

"Hadi atlayın," derken bana arkayı işaret etmişti. "Murat, sen öne geç. Salih ilk seni bırakalım oğlum."

Sözlerini onaylayıp arabaya dizildik. Abim ne yaptığımızı, ne oynadığımızı, ödevlere kadar sorduğu sıra Salih'i evine bırakmıştık. Abim de inmiş, Salih'in balkondaki ailesine selam vermişti. Murat abiyle Efeleri de evine bıraktığımızda öne, abimin yanına oturdum.

"Senin günün nasıl geçti abi, Batuhan abime gittin mi hiç?" Son sorum yüzünden abimin gözlerinin dolduğunu gördüm, sakince başını yukarı aşağı sallarken dudakları titriyordu, yani ziyaret etmiş. "Abi, abim düzelecek. Eminim böyle davranmasının bir sebebi vardır. Üzülme bu kadar."

Annem Kadere İnanmayınca -Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin