uzun bir gece

235 16 4
                                    

Asi'nin kampta olmadığı süreyi Rüya idare etmeyi başarmıştı. Onun etrafta olmadığını fark edince bir şeyler çevirdiğini de anlamıştı. Cesur'u ilk gördüğü yerde kıstırıp Asi'yle ormanda biraz keşfe çıkacaklarını söylemişti. Cesur başka soru soramadan da ortadan kaybolmuştu.

Birkaç saat sonra Asi geri geldiğinde yatağında biraz uzanıp dinlenmek için odasına çekilmişti. Bir süre sonra Rüya onu bulduğunda ve ufak, pembe yalanlarını Asi'ye anlattığında ikisi ağız birliği etmişlerdi.

En azından Asi'nin bir kere daha başarısızlığını herkesin önünde açıklaması gerekmiyordu. Rüya'ya teşekkür edip onu Athena kabininden yolladıktan sonra kafasını yastığa koydu. Uykuya dalması fazlasıyla uzun sürdü ama daldığında da deliksiz, rüyasız upuzun bir uyku çekti. Bir süre kendini uykunun kollarına bırakmak ona iyi gelecekti.

⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️

Alaz da kampa vardığında kendini çadırına atmıştı. Onu görüp onunla konuşmak için peşinden gelen Çağla'ya bir bakış atıp çadırın girişini ikizinin gözünün önünde kapatıp onu kovmuştu. Sonra da yavaşça masasına çökmüştü.

Kazanmış olmasına, buraya Eren'le dönmüş olmasına rağmen kendini çok kötü hissediyordu. Olması gereken şeyler olması gerektiği gibi yaşanmadığında da Alaz fazlasıyla rahatsız oluyordu. Özellikle özne kendisiyse.

Bu karmakarışık dünyada, Tanrıların kafasına göre hareket ettiği düzende Alaz'ın bildiğine emin olduğu tek şey kendisiydi. Kendini tanıyordu.

En azından yakın zamana kadar.

Karşı taraflarda olduğu Asi kızı alt ettiği için zafer sarhoşu olması gerekirken niye somurttuğunu bilmiyordu ama.

Tanıdığı Alaz böyle yapmazdı.

Tanıdığı Alaz Asi'yi bu kadar merak etmezdi. Onunla konuşmak istemezdi.

Asi'yle konuşmak...

Galiba gerçekten deliriyordu. Acaba Tanrılardan biri onun üzerinde küçük bir oyun oynuyordu.

Belki Afrodit-

Alaz kafasını ellerine gömüp saçlarını koparırcasına sıktı. Kafası durmayınca içeride duramayıp kendini dışarı attı. Çatılı kaşlarla ona doğru yürüyen Çağla'yı gördüğünde de hemen yolunu değiştirdi.

"Alaz! Alaz diyorum!" diye arkasından çığıran ikizini aldırmadan ağaçların arasında kayboldu.

Biraz yürüyecekti, yürümek ona iyi gelecekti.

⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️⚡️

Asi, uyandığında çoktan akşam olmuştu. Tam da istediği gibi hiçbir rüya görmemişti.

Rahattı.

Rahat olabileceği kadar.

Kendini yataktan atarken kabinde tek tük birkaç kişi vardı ama kimse onunla ilgilenmemişti. Asi de üstündeki tişörtü değiştirmiş, üstüne de deri ceketini giyip dışarı çıkmıştı. Canı istemediği için akşam yemeğini atlayarak sahile gitmişti. Her zamanki yerine oturup gözlerini kapatarak dalgaları dinlemeye başlamıştı.

Zar zor edinmeye başladığı huzur kırıntılarını ise kaybetmesi fazla hızlı olmuştu.

Yaklaşık beş dakika sonra bir yanına Rüya diğer yanına Cesur karşısına da Yaman çökmüştü. Bir çember şeklinde oturan dörtlüden üçünün de gözleri Asi'nin üzerindeydi. Sonunda konuşmak için cesaretini toparlayan ilk kişi ismine de uygun olarak Cesur olmuştu.

king and lionheartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin