şuan codename anastasia part 2 - VOL 1 kısmının ilk bölümü olan Rebot'u okuyacaksınız, cevirirken cok eglendim umarım sizde okurken eglenirsiniz olabildigince anlasılır ve orijinaline sadık kalmaya calıstım koreceden ispanyolcaya ispanyolcadan da türkçeye çevrildiği için anlam bozulmaları vs olabiliyor ondan dolayı maksimum anlayabileceginiz sekilde cevirmeye calıstım gerekirse de @gyuhwool hocama da sormaktan çekinmedim hdpejglekfkem kalan 3 kısmı ne zaman ceviririm bilmiyorum ama haftaya sınavlarım baslıyor ondan dolayı pat diye ikinci kısmı cevirip paylasamam🥲 ondan oturu sınavlar bittikten sonra cevirmeye calısıcam ama net bi tarih veremiyorum 🥲 ben 2.bolumu cevirirken arkadasım da 3. bolumu cevirecek boyle planlıyoruz 😃 keyifli okumalar 😊-nehir
***
1.Rebot.
*ispanyolca* [Rusça] ingilizce "korece"
Küba'nın başkenti Havana'nın eteklerinde, şehir merkezinden uzak köyler, güpegündüz bile daimi bir sakinliğe hapsolmuş gibiydi. Soluk asfalt yollarda gün boyu toz yükseliyor ve sadece ara sıra eski bir kamyon ya da bir bisiklet geçiyordu. Dar sokakların her iki yanında sıralanan binaların tek bir sağlam köşesi bile yoktu.
Dış duvarların hepsi çatlamış ve boyaları acayip bir şekilde soyulmuştu. Sarmaşık gibi birbirine dolanmış elektrik telleri duvarlar boyunca sarkıyor ve her pencereye bağlanıyordu. Her zaman açık olan pencerelerden gelen tek tük televizyon ve radyo sesleri buranın tamamen terk edilmediğini doğruluyordu.
Köydeki tek apartman da benzer bir durumdaydı. Bölgenin sürekli sıcağı duvarları ve kapıları son derece ince hale getirmiş, herhangi bir ses yalıtımı beklemek neredeyse imkansız hale gelmişti. Yandaki evin kapısı her açıldığında ya da kapandığında titreşim net bir şekilde hissediliyordu.
Güvenlik işlevini yitirmiş olan ahşap pencereler aynı zamanda kavurucu güneşi engellemek için panjur görevi görüyordu, ancak birçoğu ara sıra yağan sağanak yağmurlar nedeniyle çürümüştü. İnternet ya da düzgün bir iletişim sinyali bile yoktu. Orada zaman daha yavaş akıyor gibiydi.
Gece boyunca zaten boğucu olan hava, güneşin doğuşuyla birlikte kaynamaya başladı. Kavurucu güneşte dışarı çıkarsanız, lastik parmak arası terliklerinizin tabanları kısa sürede yapış yapış olurdu. Dışarı çıkmak ancak öğleden sonra, sıcak biraz gittiğinde düşünülebilecek bir şeydi. İşte o anda üçüncü katın sonundaki evin gece gündüz sessiz duran kapısı açıldı.
Dışarı çıkan kişi elinde aksiyon kamerası tutan Asyalı bir adamdı. Koridorda oturup üstünü başını düzeltmeye çalışan bir adam, orta avluda çamaşır asan bir kadın ve pencereden dışarı bakan yaşlı bir adam yabancıya baktı.
"Şimdiye kadar size bir hafta boyunca yaşayacağımevin içini gösterdim. Şimdi, çevreyi tanımak için köyü biraz keşfedeceğim.Buranın yapısı biraz tuhaf; Korece 'ᄆ' ünsüzü şeklinde merkezi biravlusu olan koridorlu bir bina. Eskiden Kore'de buna benzer bir sürü dairevardı, değil mi? Burada avluya çıkan merkezi bir merdiven olduğunu ve koridorunher iki ucunda da dışarıya çıkan merdivenler olduğunu görebilirsiniz. Asansöryok gibi görünüyor. Adı apartman dairesi olsa da sadece üç kat var ve eğer dışarı çıkarsanız, işte size daha önce pencereden gösterdiğim manzara. Küçük, ama bazı ortak dükkanlar ve evler var, ancak hiçbir işaret yok, bu yüzden neyin ne olduğunu bilmek zor.
Hala gün ışığı var ama sokakta neredeyse hiç insan yok. Küba'daki sıcak sadece bunaltıcı değil, kavurucu, bu yüzden herkes içeride dinleniyor gibi görünüyor. Aslında az önce dışarı çıktım ama tekrar içeri girmek istiyorum. Hava o kadar boğucu ki sanki saunadaymışım gibi hissediyorum. Burada çok sık yağmur yağdığını söylüyorlar."