"Meğerse ben senin aşkına sevdalanmışım."
"Mühürleyeceğim seni... Bir gün sen altımda adımı sayıklarken mühürleyeceğim seni."
Aşk mağlubiyettir başlı başına, bu otobiyografisidir en büyük yenilgimizin.
Omegaverse!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sende yüreğim var, Canım var, Aklım fikrim var, Sende her şeyim var" ~Nazım Hikmet Ran
231024
¶
Bilgisayarımı aldım ve son okuduğum kitap hakkında bir eleştiri yazısı yazmaya başladım, negatif eleştiri yapılması gereken bir tarafı yoktu lakin işim buydu bu yüzden pozitif bir eleştiri yazısı yazdım ve mail olarak patronuma attım.
Bu ana kadar tek düşündüğüm şey Jungkook'tu. Yedi yıl boyunca ne yapmıştı, nerelere gitmişti, kaç kere gülümsemiş, ne kadar gözyaşı dökmüştü, Jimin'in hislerinden haberdar mıydı? Öğrenmek istiyordum ama bunu bizzat bunları yaşamış özneden dinleyecektim bu yüzden şimdi bunu düşünmemeliydim. Telefonumu elime aldım ve bir arama motoruna girip 'delta, Jeon Jungkook' gibi başlıkları arattım.
Biz ayrıldıktan sonra defalarca kez suikaste uğramıştı, annesi silahlı bir saldırıda ölmüştü, babası kendini öldürtmüştü, ve bir basın açıklaması yapmıştı. Ayrıldığımızı dünyaya duyurmuştu. "Siktir, neler yaşamışsın Jungkook." dedim kendi kendime, birde üstüne içinde bana ait olan hislerle savaşmışsın, ve sonra belkide beni korumak için basın açıklaması yapıp insanların alaycı bakışlarına göğüs germek zorunda kalarak ayrıldık demişsin.
Gözlerim doldu ve telefonu kapatıp ağlamaya başladım. Nefesim ciğerlerimi deldiği için dışarı çıkıp hava almak istedim. Üzerimi değiştirip ayakkabılarımı giyerek evden çıktığımda Yoongi geldi aklıma. Telefonumu açıp mesaj atarak geleceğimi haber verdim. Cevabımı aldığımda telefonu kapatıp yürümeye devam ettim ve eski evime ulaştım, zili çaldım, merdivenleri çıktım.
İçeri girdiğimde Yoongi "Nasılsın?" diye sordu. "iyi değilim ama kelimelerime 'iyiyimi' yamalayacağım, sen nasılsın?" dedim. İyi olduğunu belirttiğinde tekrar konuştum. "Hoseok'u tanıyor musun?" dediğimde biraz dumura uğrayarak kafasını salladı ve "evet tanıyorum, buraya gelip sen buraya gelirsen ona haber vermemi istemişti." dediğinde "anladım" dedim.
"kahve ister misin?" dediğinde "kahveden hoşlanmam pek, çay alsam daha iyi olur yine." diye yanıtladım onu. Mutfağa ilerlerken bende peşinden gittim ve ondan tavsiye alsam mı diye düşündüm. "Sence üzerime atılan bir iftiranın iftira olduğunu nasıl kanıtlayıp yedi yıl önce bitmiş ilişkimin kaderini değiştiririm?" dedim. "zor bir soru ve derin bir konuya benziyor, anlatmak ister misin?" diyip gözlerini kahve kavanozundan ayırıp gözlerime baktı. "iyi bir dinleyiciyimdir." diye eklediğinde onu onaylayıp konuşmaya başladım.
"nedem bilmiyorum ama sana güveniyorum bu yüzden kartlarımı açık oynayacağım, ben Vitayım Yoongi." dediğimde kafasını hızla bana çevirip "Yuh! Ciddi misin?" dedi. Gülerek onu onayladım. "sevgilim bu yüzyılın deltasıydı. Adı Jungkook, üzerime atılan bir iftira yüzünden ayrıldık ve dün onu 7 yıl sonra ilk defa gördüm." dediğimde beni etkin bir şekilde dinlediğini belli etmek için kafasını salladı ve kahvesinden bir yudum aldı, benim çayım hâlâ demleniyordu.
