Birisine değer vermek kolaydır. Ama birisinin size değer vermesini sağlamak çok zordur.
Oysa ben hiç bir şey yapmadan başarmıştım bunu.
Melek annem, Fatih babam, Cengiz'im, Cihan, Alin, ve Taner abim.
Taner abime ismi ile hitap etmek zordu. Kendisini tanımasam bile saygı belirtisi için abi derdim. Benim için sorun yoktu. Tabi bunu daha sesli söylememiştim ama olsundu.
Kapım tıklatılarak açıldığında içeriye elinde bir kutuyla Cengiz belirdi. Kafamı geriye atıp ağlamaklı sesler çıkardım. Hastane yemekleri gerçekten iğrençti.
"Kocasının karısı. Karıcım. Karım."
Kendimizce iltifatları ile beni boğarken halimden memnundum. Eriyordum ama kocam değil mi canım.
"Aşkım gerçekten çok kötü yemeklerin tadı ya!"
Cengiz sırıtarak yanıma yaklaştı. Elinde ki tepsiyi sehpaya koyup bana yaklaştı.
"Sizi doyurmamız lazım sultanım."
Güldüm. Yakasından tutup kendime çektim. Dudaklarımız birbirine değerken gülümsedim.
"Hangi anlamda?"
Cengiz sertçe yutkundu.
"N-Ne anlamı?"
Evleneli en az 5 yıl olmuştu. Hala böyle heyecanlanması işime geliyordu.
(Kısa bir kiss sahnesi var. Rahatsız olanlar diğer uyarıya kadar geçebilir.)
Dudaklarımızı birbirleri ile sertçe birleştirdim. Hemen alt dudağını kavrarken Cengiz de üst dudağımı kavradı. Cengiz ellerini yanaklarıma koydu. Ben Cengiz'in alt dudağı ile işimi bitirip üst dudağa geçerken Cengiz de alt dudağıma geçmişti.
Cengiz'i çok özlediğimi fark ettim. Daha fazlası olamazdı biliyordum.
Cengiz ellerini göğüslerime attığında başımı iki yana salladım. Dudaklarımızı ayırdım."Umay."
Cengiz'in inlemesine karşılık vermedim.
"Cengiz. Hissetmiyorum."
Cengiz yutkundu.
"Tamam, banyo ne tarafta?"
Elimle banyonun yerini gösterdim.
(Kiss sahnesi bitişi!!)
Cengiz gittiğinde dolan gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerimden bir kaç yaş aktığında hemen sildim. Derin nefes aldım.
Kendimi çok kötü hissediyordum.
Daha kendi eşini memnun edemiyorsun! Nasıl kadınsın sen!
Başımı iki yana salladım.
Cengiz biliyordu benim halimi. Anlardı o beni.
Boğazımı temizlediğim anda içeriye Cihan girdi.
"Mukaddes hanım! Nasılsınız?"
Güldüm. Cihan kapıyı kapatıp sırıta sırıta yanıma geldi. Kendini karşımda ki koltuğa attığında gülüşü genişledi.
"Zamanınız güzel geçmiş herhalde?"
Başımı hayırdır anlamında salladım.
Elini kendi dudağına götürdüğünde neyden bahsettiğini anladım. Boğazımı temizleyip delici bakışlarımı üzerine doğrulttum. Sonrasında ise uğraşmaya değmez diye düşünerek göz devirerek önüme döndüm.Bir kaç dakika sonra su sesleri durduğunda içeriden saçları ıslak bir Cengiz çıktı. Cengiz tepki vermeden karşımda ki koltuğa otururken onun da üzüldüğünü hissediyordum. Cihan ikimizde de göz gezdirdi. Sonra derin nefes verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zelzele, Acıların Kadını
Novela Juvenil28 yaşında, evli, mutlu, çocuklu kavramını tam anlamı ile taşıyan Umay. Kendisine gelen bir arama sonrası bebekken karıştığını öğrenir. --- "Bana hiç tatmadığım o hissi tatmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim. Hayatıma bir yol daha kattığınız...