instagram & twitter/x : cordeleima
5. SESSİZ ÇIĞLIKLAR
I Feel Like I'm Drowning, Two Feet.
Bir dilek hakkım olsa tekrardan yedinci yaşıma dönmek isterdim.
Kendimi gerçekten bir çocuk, kendi istediği şeyleri yapabilen bir birey olarak hissettiğim en son zamanda yedi yaşındaydım çünkü. Annemin beni sevdiğini düşündüğüm, babamın omuzlarına çıkmaktan utanmadığım son yaşımdı.
Ve hatta sanırım, aile olduğumuz son yaşımdı.
Annem ve babamın arası da güzeldi. Ya da değildi ama küçük olduğum için anlayamıyordum ama annem şimdi olduğundan mutluydu. Bana bu şekilde davranmaz, hayatımızı soyadımızın önüne koymazdı. Bir ailenin sıcaklığı, evimizi sarardı. Sonra ben sekiz yaşına girdim ve her şey değişti.
Annem beni sevmemeye, babam bizden uzaklaşmaya ve ben, bir birey olmaktan çıkıp annemin kuklası olmaya başladım. Her şeyim değişti, ben kimsesiz kalmaya başladım. Etrafım insanlarla doluyken tek başıma kaldım. Kimsesiz, tek bir kimsesi olmayan bir kuklaya döndüm. Etrafımdaki herkesin, bir amaç uğruna etrafımda olduğunu anladım.
Sonra ise onunla tanıştım. Bana dünya üzerinde sevdiği tek şey benmişim gibi davranmış, bulutların üstünde, yüzümde hep bir gülümseme ile dolanmama neden olmuştu. Onunlayken mutluydum. Onunla değilken bile mutluydum çünkü onunla olacağım anları hayal ederdim.
Ama şimdi öyle bir şansım yoktu.
O şu an bir başkasının ellerini tutuyor, bir başkasının gözlerine bakıyordu. Bana beni ardından bıraktın diyordu ama asıl ardında kalan bendim. Ben onu bırakmış olsaydım, bu kadar yanar mıydım? Hiçbir şey bilmiyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Yanılıyordu ve yanılgısına o kadar kanmıştı ki etrafını görmüyordu.
Çaba sarf etmiyordu. Anlamak için çaba sarf etmiyor, bana gelip tam olarak sormuyordu bile. Tamay'ın bile anladığı şeyi, o anlamıyordu. Anlamamak işine geliyordu, beni suçlu görüyor ve bu şekilde daha rahat hareket ediyordu.
Ben Eflah'ı tanıyordum. Onun kendini tanıdığından daha iyi tanıyordum.
Koridorda yürürken etrafımda durmuş benim hakkımda dedikodu yapan öğrencileri görmezden geliyordum. Aslında görmezden gelmiyordum ama dışarıya, onları önemsemiyormuş havası vermek için tepkisiz şekilde ilerliyordum. İçten içe ise hepsinin sözlerinin kalbime saplanan birer cam parçası görevi gördüğünü hissediyordum. Acıtıyordu. İnsanlar, insanları acıtıyordu.
Kitaplarımı alıp bir an önce derse gitmek istiyordum. Tamay'a Eflah ile ne konuştuklarını sormam lazımdı hemen. Onu neden ayrı olarak çağırdığını, sevgilisini bile bırakacak kadar önemli konunun ne olduğunu bilmem lazımdı.
Sadece bir araba yarışı olduğunu düşünmüyordum. Bir şey olmuş olması lazımdı ki Eflah, Doğa'yı arabanın yanında o şekilde bırakıp gitmişti.
"Yalnız, Talya'nın Doğa'dan daha güzel olduğunu daha önce kimse dememişti," diyen kişi benim dolabımın tam karşısında duran iki kızdan birisiydi. "Talya afeti devranmış, Eflah ya tam bir salak ya da sarışın sevdalısı klasik bir erkek."
Küçüklerdi büyük ihtimalle. Burada durma nedenleri de tüm okulun nefret kustuğu o kızı merak ediyor olmalarıydı. O yüzden on ikilerin katına çıkmışlardı. Normalde burada bir işleri yoktu. Zaten bir öğretmen gördüğü takdirde ikisini de bir güzel haşlardı ve hatta ceza bile verirdi. Ama onlar, tüm bu risklere rağmen buraya gelmekten vazgeçmemiş, karşıma geçmiş bana iltifat ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVERA
ChickLitKötü kızlar hiçbir zaman kazanamazlar. Ve bu hikayenin kötü kızı benim.