|6| Ulaşılamaz Noktalar

99 16 1
                                    

Selam.

Öncelikle şunu söylemeliyim; lütfen Taehyung'u böyle şirin, tatlı, bebek gibi olan ukeler gibi düşünmeyin. Bu ficin en önemli uyarısı bu... Taehyung görüp görebileceğiniz en katı olabilen, sert bakışlara, alaylı sözlere, fazla zekice düşünmeye yönelik bir çocuk. Asla şirin değil, asla bebek gibi değil. Jeongguk'dan daha sert bir görüntüye ve kişiliğe sahip. Fakat Jeongguk alttan alınacak bir karakter de değil. Taehyung herkese göre ne kadar baskın olsada Jeongguk'un baskınlığı ondan daha fazla. Yani Taehyung'un baskınlığı, katılığı sadece Jeongguk'un altındayken pasifleşiyor. Ki buna rağmen yatakta da bebek gibi, tatlı falan değil.

Son konuşmamızdan sonra uzunca sevişmiştik. Evet, bunu söylemek kolaydı. Tek kelime işte; sevişmek. Aslında seks demek daha doğru olurdu. Sevişmek, aşkla yapılan birleşim demekti. Daha önce hiç sevişmemiştim ben. Kimseye aşkla dokunmamış, aşkla solumamıştım bir kokuyu. Nasıl bir duygu olduğunu bilmiyordum. Bana çok uzaktı; çok çok uzaktı. Fakat daha önce seks yapmıştım. İhtiyaçlarım gereği seks yapmıştım ve yaklaşık beş dakika öncede seks yapmıştım.

Fakat eskilerin aksine Kim Taehyung biraz farklıydı. Evet, bu şey seksti fakat o tek gecelik olamayacak kadar ilgimi çekmeyi başarmıştı. Dış görünüşüyle, bakışlarıyla ilgimi çekmişti ilk gün. Birkaç gün de öyle ilerlemişti. Lakin sosyal medya hesabını gezdikten sonra ve bugün düşüncelerini aldıktan sonra bunlarla da ilgimi çekmeyi, onu sonsuza kadar altıma almayı seçeceğimi belirttirmişti. Dudakları olsun, yoğun saç tutamları, açık kahveleri, incecik beli, incecik bacakları, hoşlandıkları, hoşlanmadıkları, seçimleri, kişilik özellikleri olsun; Kim Taehyung benim asla sıkılmayacağım birisiydi.

Ve şimdi, dağınık yatağımda ikimiz yan yana yarı oturur, yarı yatar pozisyonda, ayak ucumuzda yatan Aphelios, elimizde sigara dallarımızla karşımızdaki duvarı izliyorduk. Çırılçıplaktık, mahrem yerlerimizi beyaz yorganım saklıyordu. Sol bacağı yorgandan taşmış, dizini kırmıştı. Kahve tutamları gözlerine doğru dağılmıştı, boynunda birkaç morluk vardı ve parmakları arasındaki dalı yavaşça dudaklarına götürüp odaya duman ekliyordu.

"Odan güzelmiş Jeon." Dediğine baktığı yerlere değdi gözlerim. Solunda kalan duvarda bahsettiğim gibi bir pencere vardı, ve pencerenin perdesi kapalıydı. Yine de içeriye batan güneşin loş ışıkları giriyordu. Duvarda bir kaç çerçeve asılı, bir kaç rüya kapanı vardı rengarenk. Çerçevelerde benim birkaç çocukluk fotoğrafım, annem ve babamla olan fotoğrafım(sınırlıydılar), dedemle olan her yaşımdan fotoğrafım vardı, Aphelios ve benim sarmaş dolaş fotoğraflarımız, Yugyeom Ve Yoongi ile kahkahalarla güldüğümüz fotoğraflar vardı. Ben çok kahkaha atmazdım, hatta hiç, fakat Yugyeom Ve Yoongi bunu birkaç kez başarmışlardı.

Yatak başlığımın yaslandığı duvarda ise siyah-beyaz-lacivert işlemeli bir duvar örtüsü vardı. sol üst tarafında LGBTQIA+ bayrağı, Yine birkaç rüya kapanı bulunuyordu fakat bunlar açık renkliydi. Diğer duvarlar boştu. Yatağımın karşısındaki duvara yaslı olan geniş bilgisayar masam, oyun bilgisayarım ve sağımızda kalan duvara yaslı gardırobum. Odam bundan ibaretti işte. Birde çok sevdiğim beyazla kaplı geniş, dağınık yatağım.

"Sağol." Diye mırıldandığımda bakışları bana döndü. Kısık bakan gözlerine ben de normal, duygusuz bakışlarımı yolladığımda öpülmekten kızarmış dudaklarını araladı.

"Çok fazla düş kapanının olmasının özel bir sebebi var mı?" Diye sorduğunda bakışlarım duvarlardaki düş kapanlarına gitmişti. Bunların sebebi, çok fazla kötü düş görmemdi. Ne gördüğümü hatırlamazdım ama görürdüm önceden. Herhangi bir dine mensup değildim, bu kapanlara da pek inandığım söylenemezdi. Sadece kötü düşleri çekeceklerine inanıp almıştım ve uzun süredir kötü düş görmüyordum.

505Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin