instagram & twitter: cordeleima (kitaplarım hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz hepinizi beklerimmmm ^^)Buraya başlama tarihinizi bırakabilirsiniz ^^
TAM İSABET
Bölüm Bir: DERBİ
Paramore, Still into You.
Hayat en çok kimlere zor, bilmiyordum ama Boran Erdem'in büyük kızı olarak bana da zordu. Tamam, dünyanın en zor hayatına sahip değildim ve standartlara göre oldukça iyi bir hayatım vardı ama bir takıma bu kadar bağlı bir babanın kızı olarak yaşamanın da zorlukları vardı.
Misal bunlardan birisi ve benim en nefret ettiğim açık ara belliydi.
Babamın oynadığı ve yönettiği tüm maçları tribünden izlemek.
Babama göre bizim onu tribünden izlemediğimiz maçlarında hep kaybederdi. Biz ona uğur getiriyor ve takımın kazanmasını sağlıyorduk. Sanki bizim tribünden izlediğimiz her maçı kazanmış gibi, her seferinde bizi buraya getirmeye devam ediyordu.
Hiçbir zaman hoşuma gitmeyen ve her seferinde babamla kavga etmeme sebep olan tek şey; futboldu. Sevmiyordum. Ve hatta nefret ediyordum.
Ama babam, benim aksime futbola aşıktı. Ah, hayır, futbola aşık değildi.
Benim babam Galatasaray'a aşıktı.
Ve bu aşkı, çocukluğuna kadar dayanıyordu. Senelerce Galatasaray'ın golcülüğünü yapmış, yurtdışındaki birçok kulüpte oynamış, milli takımla sayısız maça çıkmıştı. En sonunda da kürkçü dükkanına dönmüş ve teknik direktör olarak Galatasaray'ına geri gelmişti. Halinden oldukça memnundu. İşine ve takımına aşıktı.
Ve bizim de onun gibi âşık olmamızı istiyordu.
"Galatasaray'ımızın ikinci gölü, on numaralı forması ile Acar."
"Doruk."
"Acar."
"Doruk."
Tüm stat ayaklanmış, ezeli rakibe atılan ikinci gölün sahibinin adını haykırırken ben oturmaya devam ediyordum. Annem ve kız kardeşim de stattaki sevinç yağmuruna tutulmuş, futbolcunun adını haykırıyordu. Ben ise saha kenarına bakıyor ve babamı görmeye çalışıyordum.
Bir yerlerde, futbolcularını kucağına almaya çalışıyor olabilirdi ve bu, birkaç ay önce ameliyat olduğu beli için iyi değildi. Bendeki mesleki deformasyon. Ben gözlerimle babamı aramaya çalışırken yanımda kendinden geçmiş kız kardeşim omzuma sarıldı.
"Abla, hayatımda gördüğüm en ama en ruhsuz insan olmayı nasıl başarıyorsun? İnsan bir heyecanlanır, gaza gelir, bağırmalara eşlik eder. En kötü şarkıyı mırıldanır refleks olarak. Mumyalanmış gibi duruyorsun sadece."
Onun esaretindeki omuzlarımı kaldırıp indirdim. Onun babasının biricik dişi aslanı olması benim de öyle olacağım anlamına gelmiyordu, değil mi? Ona karşılık vermediğim için ofladı ve hemen kulağımın dibinde durduğu için duyabildim bu sesi. Biraz uzakta olsa duyamazdım.
Şu an stattaki ses desibeli ölçülse rekor kitabına girerdi.
Golün ardından golü atan kişi ve takım arkadaşları bir araya gelmiş, birbirlerinin üstlerine çıkmışlardı. Kısa bir süre sonra ise maç hakem tarafından devam ettirildi. Hala aynı şarkı statta çalmaya devam ederken oyuncular topu sürmeye başlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAM İSABET
Short StoryGalatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası için hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalar...