Elif hızlı adımlarla ilerliyordu, Serdar'ı bulmaya çalışıyordu. Tam mühendislik fakültesinin önüne geldiğinde yanında arkadaşlarıyla birlikte çıkmıştı Serdar fakülteden. Elif hızla yanına ilerledi.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Diye sordu Elif sinirli bir şekilde. Serdar arkadaşlarına gitmelerini işaret etti. Arkadaşları birşey demeden gittiler.
"Noldu Elif yine?"
"Yusuf sakat kaldı, senin yüzünden! Daha kötüsü de olabilirdi! Ölebilirdi mesele! O insanlar senin yüzünden ikinci kez evlat acısı yaşayabilirdi!"
"Bağırma bana! Ben birşey yapmadım ona! Beni suçlayamazsın!"
Serdar ve Elif bağırarak kavga ederken sesleri duyan herkeste kavgayı izlemek için toplanmıştı, kısa süre de Kenan'ın başına gelenleri herkes öğrenmişti.
"Sen daha öncede arkadaşlarınla onun üstüne gittin! Gözümün önünde senle hesaplaşacaz dedin ona!"
"Ben ondan kavga için özür diledim ve kabul etti! Bir kere oldu diye başına ne gelirse benden mi bileceksin?!"
"Başka kim yapacak?! Kimseyle derdi yoktu ki Yusuf'un!"
"Bilmiyorum Elif ama benim bir suçum yok, bu kadar ileri gitmem ben." Dedi Serdar az önceye göre sakin bir tonda. Elif sakinleşmek adına derin bir nefes aldı. Serdar'a güvenmek istiyordu.
"O zaman kim olabilir?"
"Bulucam ben onu, suçsuz olduğumu sana kanıtlıyıcam."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Akşam saatleri.
Kalabalık dağılmıştı, çekirdek aile ise salonda sessizce oturuyordu. Kenan da odasında uyuyordu, ağrıları çok olduğu için ilaç almıştı ve uyumuştu. Eve derin bir sessizlik hakimdi.
"Abine değil sana güveniyorum."
"Sana emanet ediyorum aileyi."
"Kendine de onlara da iyi bak."
"Aklım sizde kalmasın Yusuf'um."
Kenan aniden nefes nefese uyandı ve etrafa baktı, kollarından destek alıp yatakta doğruldu, yandaki sürahiyi uzanıp aldı ancak elleri titrediği için sürahi ellerinin arasından kaydı ve gürültüyle yere düştü. Kenan bunu dahi yapamadığı için kendisine karşı sinirlenmişti, bardağı alarak duvara fırlattı. Sesi duyan aile hemen odaya koştu.
"Paşam noldu?" Diye sordu İbrahim. Kardeşinin yanına ilerleyip yatağın kenarına oturdu, Kenan'ın saçlarını geriye doğru eliyle taradı.
"Sürahi düştü sadece, birşey yok."
"Neden seslenmedin bize?"
Kenan sessiz kaldı, yumruklarını sıktı. En ufak konuda bile başkasına ihtiyaç duyuyor olmak canını yakıyordu, bunu istemiyordu, böyle olmak istemiyordu.
"Ölseydim bundan daha iyiydi." Diye mırıldandı. Muammer hızla odadan çıktı. Döndü'ün de gözleri dolmuştu.
"Sakın! Bir daha asla bunu söylediğini duymuyucam." Dedi İbrahim sinirli bir ses tonuyla. Kenan ifadesiz bir şekilde baktı abisine.
"Böyle yaşamak kolay mı sanıyon? En ufak birşey için bile başkasına ihtiyaç duymak kolay mı?"
"Biz başkası değiliz, biz senin aileniz."