Sonbaharın gelmesiyle birlikte sararan yapraklar, ince dallardan kopup hafif hafif esen rüzgarın da etkisiyle havada süzülerek bir kuş gibi yere konuyordu. Belki bozkıra yakışan en güzel mevsim sonbahardı. Bu düşünceyle dudakları belli belirsiz kıvrıldı genç adamın.
Sandalyesini çevirerek masaya sürdü ve tam önünde durdu. Kumsal hanım bu zamana kadar görüştüğü kaçıncı psikologuydu saymamıştı, tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan beri hayatı ailesi tarafından yönetiliyordu. Yıllardır kendisi istemese de psikolog psikolog gezmek zorunda kalmıştı.
Kumsal bu zamana kadar görüştüğü psikologlar arasında en genç olanıydı. Ondan sadece birkaç yaş büyüktü ve bakımlı, güzel bir kadındı. Kenan tabi bununla hiç ilgilenmiyordu. Kalbinde Elif vardı, en başından beri Elif vardı.
Daha aşkın ne demek olduğunu bile bilmeden sevdiği Elif.. sonsuz aşkı..
"Bugün hava çok güzel değil mi?" Diye sordu Kumsal, naif sesiyle. Kenan ona diğerlerine olduğu gibi değildi çünkü konuşması için zorlamıyordu Kumsal. Hep havadan sudan bahsediyorlardı. Biriyle normal bir sohbet etmek çok iyi geliyordu Kenan'a.
"Bizim orda yani Gedelli de daha güzel görünüyor." Dedi Kenan, çünkü ilçeye geliyorlardı psikolog için. Kumsal onu başıyla onayladı.
"Bozkıra çok yakışıyordur eminim."
"Biraz önce aynısını düşündüm."
Kenan'ın yüzünde bir tebessüm oluştu. Kumsal masaya yaklaşarak ellerini iç içe geçirdi, Kenan'ın çevresine ördüğü duvarları geçmeyi başarmıştı, bugün onunla konuşmayı da deneyecekti ve kaçmadan anlatacağını düşünüyordu.
"Çocukken yaprak yığınına atlamayı çok severdim. Sen sever miydin?"
"Aslında ben değil daha çok kardeşim severdi." Dedi Kenan, eskilere gitmişti aklı, yürüyebildiği günlere ve bu öfke hissetmesine neden oldu, sandalyenin kenarına bir yumruk vurdu.
"Bu sandalye olmasaydı onunla daha çok vakit geçirebilirdim."
"Sandalyenin yaptığı birşey yok, bunu sen yapıyorsun Kenan."
Kenan dirseğini sandalyenin kenarına ve yanağını da eline yasladı. Kumsal'a hak veriyordu, kendini ve sevdiklerini cezalandıran kendisiydi. Onları da bir bataklığa çekmişti kendiyle beraber ve biliyordu ki ailesini ve kendini oradan kurtarabilecek tek kişi yine kendiydi.
"Ben bir karanlığın içinde kayboldum ve beni oradan çekip çıkaracak birinin olmadığına inandım hep."
"Sana uzanan elleri tutmuyorsun."
Kenan başını kaldırdı, Kumsal birşey demedi ve düşünmesi için ona zaman tanıdı. Ve kısa bir andan sonra Kenan başını onaylar anlamda salladı.
"Haklısın."
"O elleri tut ve o karanlıktan çık."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kenan odadan çıkınca İbrahim hemen kardeşinin yanına geldi. Kenan abisine gülümsedi. İbrahim şaşırmış ve çokta mutlu olmuştu.
"Paşam iyisin sen demi?"
"İyiyim abi, eve gidelim artık."
İbrahim sandalyenin arkasına geçti ve sandalyeyi ilerletti, dışarıya çıktığında arabaya ilerledi ve arabanın kapısını açıp kardeşini kucağına aldı, koltuğa yerleştirip kapıyı kapattı, sandalyeyi kasaya kaldırıp yan tarafa dolanarak arabaya bindi.
![](https://img.wattpad.com/cover/377321142-288-k485456.jpg)