12- where's the trophy?

193 27 0
                                    


🎵 The Alchemy - Taylor Swift

"Bir oyun oynayalım mı seninle?" abajurumu yakıp odaya loş bir ışık sağladım.

"Oynayalım bakalım."  Gülümseyerek pür dikkat beni izliyordu.

"Sırayla birbirimize sorular soracağız, sadece net ve doğru cevaplar." Elimle yatağın üstüne vurarak oturmasını işaret ettim.

"Tamam, kabul." Karşıma oturup bağdaş kurdu.

"İlk sorum geliyor o zaman. Benimle birlikte olduğun süreçlerde Pelin'le bir iletişimin oldu mu?"  Alacağım cevaptan korksam da daha fazla içimde tutmak istemiyordum.

"Hayır. Ulaşmaya çalıştı ama cevap vermedim."

Tuttuğum nefesimi bırakırken rahatlama hissiyle dolup taştım. Başımı salladım, "Sıra sende."

Bekletmeden sordu, "Annenle ne konuştunuz?"

Bunun geleceğini tahmin ettiğimden şaşırmadım. Ben de ona karşı dürüst olmak durumundaydım. "Onlar gibi doktor olmadığım için hayal kırıklığı olduğumu söyledi. Bir de, bunu direkt dillendirmedi ama gayet açıktı, bir futbolcunun oynaşı olduğumu belirtti."

Şaşkınlıkla ağzı açıldı, "Gece... Doğru olmadığını biliyorsun değil mi? Her ikisinin de."

Ellerimi tuttuğunda gülümsedim, "Biliyorum, unut gitsin zaten. Sıra bende!"

Heyecanla yerimde kıpraştım, "İstanbul'daki ilk karşılaşmamızda beni görünce ne hissettin?"

Dudakları çapkın bir gülümsemeyle yukarı kıvrıldı, şuracıkta onu öpmek istedim.

"Kalbim yerinden çıkacaktı, mutluluktan."

Midemdeki kelebekler uzun bir aradan sonra varlıklarını hissettirdiler. "Neden öyle davrandın madem sevindiysen?"

Başını kurnazca iki yana salladı, "Benim sıram Juliet."
Gözlerimi devirirken aslında gerisi pek de umrumda değildi. "Benden önce hiç aşık oldun mu?"

Ufak bir kahkaha döküldü dudaklarımdan. "Sana aşık olduğuma eminsin yani?"
Bilmiş gülümsemesiyle yanağımdan makas aldı, "Deli divane..."

Geri çekilip elini savuşturdum, "Aman tamam, havalara girme hemen."
Gözlerini gözlerime sabitledi. "Sorumun cevabını alamadım Juliet."

Bu soru beni de düşünmeye itti, Barış'tan önce yalnızca bir kişi olmuştu hayatımda. Aklıma gelen anılarımla yüzüm düştü. "Olduğumu sandım galiba, ama hayır."

Bakışlarından geçen merak duygusunu görebiliyordum. "Kim lan o?"
Kıskanç hallerinin bana keyif vermesi normal miydi? Onu taklit ettim, "Benim sıram Romeo."

Elleriyle çıkmaya yüz tutmuş sakallarını kaşıdı, "Öyle olsun."

Aklımdaki bilinmezliklerde göz gezdirdim. En merak ettiğimde takılı kalınca heyecanla öne atıldım, "Bana aşık olduğunu ilk ne zaman anladın?"

Sahne gözünün önünde canlanmışçasına gülümsedi, "Seni ilk öptüğüm andan sonra, bana sarılmıştın hatırlıyor musun?"

Aynı an benim zihnimde de can bulurken başımı salladım, "Evet, ağlamıştım aptal gibi. Utanç vericiydi."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 5 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ROMEO | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin