5- the very first night

345 15 1
                                    


again - noah cyrus, XXXTENTACION

Yanağıma konan sulu öpücükle birkaç dakikadır sürdürdüğüm uyuma taklidime son verdim.

"Barış!" kıkırdayarak yatakta ona döndüm. Dün gece hayatımın en huzurlu uykusunu çekmiştim.

"Juliet!" dedi aynı tonda. Yanımda çocuk gibi olmasına aşıktım. Baş başa kaldığımız nadir anlarda duvarları yoktu.

"Uyuyan insana saygı da kalmamış." dedim ayıplayan bakışlarımla.

"Yalan söyleme kızım naz yapıyorsun kaç dakikadır uyanıksın." elleri karnıma giderken çoktan ne yapacağını kestirsem de karşı koyamadım.

Gıdıklama seansı.

Kahkahalarımın arasında nefes nefese kalmıştım. "Barış, dur!"

Rüya gibiydi. Dün gece, bu sabah. Az sonra annem odama dalıp uyandıracaktı sanki.

"Ya Barış!" nefes nefese kalmıştım. Odayı inleten kahkahalarım yüzünde güller açtırıyordu.

Gıdıklamalarının yerini minik öpücükleri aldı. Karnımdan başlayıp dudaklarıma çıkana kadar bayılmanın eşiğine geldim. Nihayet güzel dudaklarını benimkilerle buluşturduğunda gülümsüyordum.

"Seni çok seviyorum."

Vücuduma çarpan şok dalgasıyla donakaldım.

"Ha?" Evet, tepkim bu olmuştu.

Güldü, "Ne öyle şaşkın şaşkın bakıyorsun yavrum sanki küfür etmişim gibi?"

Onu üstümden ittirip doğruldum. "İlk kez söyledin." Gözlerim dolmuştu.

"Anlarsın diye düşünmüştüm hani Romeo & Juliet falan?"

Omzuna yumruğumu geçirdim. "İki dakika duygulandım şurada hemen içine ediyorsun!"

Alnını alnıma yasladı, "Tekrar söylüyorum o zaman, seni çok seviyorum. Her şeyden, herkesten çok."

Gülümsedim, bu sefer dudaklarına uzanan taraf bendim, "Ben de seni."

Onu her öpüşümde yeni bir duygu filizi yeşeriyordu içimde. Tutku, heyecan, şehvet... Ama bu seferki huzurdu.
Kelimenin tam anlamıyla huzurluydum.

Öpüşmemizi bölen Barış'ın telefonuydu.

"Dayanamadınız iki dakika." diye söylene söylene açtı. Sırıttım.

"Efendim? Sana da günaydın Kerem. Tamam geleceğim patlamasınlar!"

Kerem'in cevabını beklemeden kapattı.

Ellerim saçında geziyordu, "Ne oldu?"

"Tesise gitmem lazım Juliet. İnan seni bırakmayı hiç istemezdim şu an."

Gerçek dünyaya dönmemiz gerekiyordu.

"Tamam çıkalım hadi, benim de okula geçmem lazım zaten." dedim başımı sallarken.

"Akşam maça gelir misin?" ani sorusuyla afalladım.

"Gelirim tabii ki." dedim yanağını okşayıp. "Ama biliyorsun, uzaktan izlemekle yetinmem gerekecek."

"Berkan'a ne zaman söyleyeceksin?"

Bir de o vardı tabii. Yüzleşmem gereken gerçekler can sıkıcıydı.

"İlk fırsatta. Ama bizden bahsedemeyiz Barış, biraz zaman tanıyalım."

Sanki yer değiştirmiştik.

"Gizli aşığın mı olacağım? Sen sevmezdin öyle şeyleri?"

Yanağından makas aldım, "Üzüm üzüme baka baka kararırmış Romeo. Kaptım senden bir şeyler."

ROMEO | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin