1. Bölüm: DOST (Masal ve Gülce)

902 110 70
                                    

Merhaba bunu okuma inceliğini gösteren tatlı insan. ^^
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki bu benim ilk kitabım ve biliyorum çok fazla hatam var ve bunun farkındayım. Ayrıca ben kişilik olarak da saçmalamayı seven biri olduğum için az sonra okuyacağın (umarım) satırlarda da göreceğin gibi aşırı saçma ifadeler kullanabiliyorum. Fakat diğer bölümlerde farklı olaylar da var. Pek sıkıcı olduğunu düşünmüyorum. Umarım siz de okurken keyif alırsınız. Ani duygu değişimlerim yüzünden bir bölüme saçmalamayla başlayıp trajediyle bitirdiğim oldu. Bu yüzden kusura bakmayın. Umarım kendimi ve hikayemi okurlara sevdirebilirim. Bunu okuduğunuz için gerçekten çok teşekkür ederim. Umarım keyif alırsınız. Eğer beğenirseniz oy vermeyi unutmayın lütfen ve eğer çok saçma bulursanız da lütfen bana söyleyin. Çünkü benim pek sınırım yoktur. Başlayınca duramam:)) vaktinizi aldım kusura bakmayın keyifli okumalar^^
Şimdiden teşekkürler hepinize...

...............

'' Bundan yıllar yıllar önce kaf dağının ardında çok uzak bir diyarda güzeller güzeli bir prenses yaşarmış. Bu prenses o kadar güzelmiş ki onu görenler bir daha başka bir kız görmek istemezlermiş.

Ayrıca bu prensesin çok uzun saçları varmış. Hem de saçları o kadar sarıymış o kadar parlakmış ki görenler altın sanarlarmış. Derken bir zaman karşı ülkenin prensi ülkeye ziyarete gelmiş. Genç prenses prense çok aşık olmuş. Adeta tutulmuş.

Ama bir türlü prensle konuşamamış. Prensin sesini o kadar merak etmiş o kadar duymak istemiş ki... Ama maalesef prensle konuşamadan prens ülkesine geri dönmüş. Genç prenses bu duruma çok üzülmüş. O kadar çok üzülmüş ki aşkından yataklara düşmüş.''

'' Ya kızım çok klasik bu. Bana bunlarla gelme bana yeni şeylerle gel. Çok klasik çok sıkıcı çok iğr...''

''Kes sesini! Anlatmıyorum ya ''

''Tamam tamam sustum devam et''

''Nerde kalmıştım ki. Hıh tamam hatırladım. Aşkından yataklara düşen prenses çareyi yaşlı bir büyücüden tavsiye almakta bulmuş. Tutmuş büyücünün şatosunun yolunu.

Ama büyücünün şatosunu canavar arabalar koruyormuş. Sürekli prensesi ezmeye çalışıyorlarmış. Ancak bizim cesur prensesimiz o arabaların hepsini pişman etmiş. Camlarını kırmış, direksiyonlarını koparmış, tekerleklerini patlatıp arkalarına Konteynır bağlamış. Canavar arabalar dayanamamış ve 'Anacıım!!' diyerek kaçmışlar.''

''Allah belanı versin. Ee..''

''Sonunda prenses büyücünün şatosuna varmış ve büyücüye durumu anlatmış. Büyücü ona demişki 'abe gızım ben sağa yardım ederim amma baran varmı baran bea' . Prenses büyücüye kaç para istediğini sormuş. Amanın! Büyücü tam 100.000.000 dolar istemiş.

Ağzı iki metre açık kalan prenses konuşmuş 'Dunumuda alaydın bea. Anacım sen beni ne sandın. Ahanda avucunu yalarsın. Bi dakika ya ben ne biçim konuşuyorum böyle. Büyücü teyze kaf dağının ardındaki bu çok uzak diyarda bu aksanın işi ne yaa tövbe tövbee. Ben gidiyorum ya sen beni enayi mi sandın. Tamam prensesim zenginim ama bu kadarı da fazla. Ben don alırken bile pazarlık yaparım. Tasarrufluyum yani. Haddini bil de konuş taammı. Hadi bay!'

Prensesin bu tavırlarına o kadar sinirlenmiş ki büyücü ' seni gidi hadsiz gız senin aazını caart diye yırtarım sen kendini ne sanıyon. Güzelim prensesim diye havalara bak. Abra kadabra bu kız bir ay boyu erkek kala os poss pufıdıkk cıkıcıkcık tıssss...' demiş ve güzel prenses normal standartların biraz üstünde bir erkeğe dönüşmüş.''

MASALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin