8. Bölüm: PARTİ

179 38 7
                                    

Yine uzun bir bölüm oldu diye düşünüyorum.
Umarım okurken keyif alırsınız.
Her türlü eleştiriye açığım.^^
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin:)

KEYİFLİ OKUMALAR:)

....

''Sen neden... garsonlar için hazırlanan kıyafeti giydin?''

Dediğine gerçekten anlam verememiştim. Dalga geçmenin hiç sırası değildi. Kollarımı iki yana açtım.

''Gerçekten garson kıyafeti giymiş gibi mi görünüyorum? Beğenmemiş olabilirsin ama bu şekilde dalga geçmen hiç hoş değil.''

Kendini ne sanıyordu bu çocuk? Tamam yakışmadı biliyorum. Ama garson ne demek ya?

Ben gözlerine dimdik bakarken kollarımdan tuttu ve geriye döndürdü.

''Görüyor musun?'' dedi sakince.

''Neyi?!''

Hadi ama daha fazla saçmalama Aras.

''Sadece dikkatli bak. Dalga geçmediğimi görmeni istiyorum.''

Şu anda tüm salonu görebiliyordum. Ve de... içecek dağıtan garsonları. Bir dakika! Fiyonklu siyah elbise, sımsıkı bir topuz ve o.. fular.

Hızla arkama döndürüldüğümde gözlerim tekrar Aras'la buluştu.

''B-ben sadece... ama''

Aras'ın 'gördün mü' dercesine bakışları beni daha da eziyordu sanki. Şirin bir elbisenin altından bunun çıkacağını nereden bilebilirdim ki?

''Bak, Sedef ve annem partinin çok güzel olmasına özen gösteriyorlardı ve garsonların klasik giyinmesini istemediler. Bu yüzden onlara özel kıyafet dikildi. Ve davetlilere benzer bir şey giyilmemesi söylendi. Ama sorun şu ki sen bunu neden giyiyorsun ve nereden buldun?''

Tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Acaba bu elbiseyi Sedef'in verdiğini söylemeli miydim?

Neyseki buna gerek kalmadı. Biricik kuzenim Sedef sırıtarak yanımızda bitti.

''Abi, elbisesi ne kadar da şirin değil mi? Tıpkı Masal diyarından gelmiş gibi.''

Aras gözlerini benimkilerden ayırıp Sedef'e döndü.

''Sedef bu senin işin değil mi?''

Dişlerinin arasından konuşuyordu. Sedef 'ne olmuş yani'
dercesine kaşlarını kaldırınca sesini daha da yükseltti.

''Artık şu kötü kız havalarından çık. Çocuk gibi davranıyorsun!''

Sedef gözünü döndürerek konuştu. Aslına bakılırsa umrunda bile değildi.

''Ne var ya, sadece biraz eğlendim. Hem fena mı oldu baksana.''

Otuz iki dişini birden görebiliyordum. Gerçekten şunu yere yatırıp kafasını duvarlara sürtmek istiyordum. Tek bir sorunum vardı. O kalabileceğim tek yerin, yani bu evin sahibiydi. Lanet olsun.

Beni bir güzel süzdükten sonra

''Neyse, size iyi eğlenceler!'' dedi ve yanımızdan uzaklaştı.

Aras elini saçlarının arasından geçirdikten sonra tekrar bana döndü. O anda üzerindeki takımın ona ne kadar yakıştığını fark ettim. İlk gördüğümde giydiği deri ceket kadar yakışmıştı. Aman ne diyorum ben?

''Hadi sen de git üzerine başka bir şey giy. Bununla daha fazla dolaşmak istemezsin sanırım.''

Haklıydı, bu elbiseyle dolaşmayı tabiki de istemezdim. Ama... benim başka elbisem yoktu ki.

MASALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin