13. Bölüm: KÜTÜPHANE (part 2)

50 10 4
                                    

Biraz zor da olsa bölümü tamamladım. Umarım beğenirsiniz:)
Yorumlarınızı eksik etmeyin. Özellikle sonunu okuduğunuzda fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın;)
Seviliyorsunuz♡♡

....

''Ben değiştirdim. Bir sorun mu var?'' Birden sesin geldiği tarafa döndüm. Bu kulağa oldukça sert gelen buz gibi sesin sahibi, açık kumral saçlarının daha da belirginleştirdiği masmavi gözleriyle Doruk'tu.

Bu durum gittikçe trajikomik bir hal alıyordu. Türk filmi falan mı çekiyorduk burada? Yoksa aşk romanı mı yazıyorduk? Kapana kısılmış kızı kurtarmaya gelen beyaz atlı prens ha? Zeynep'in hatrı olmasa kendimi bu durumlara düşürmezdim ama... Artık ne olacaksa olsun, diye geçirdim içimden. Bu iş iyice kabak tadı vermişti. Neden abarttığımı da anlayamıyordum. Psikolojik sorunlara sahip olduğumu kabullenmeli miydim? Ah, kesinlikle katılıyorum.

Ne kadar da güzel. Herkesin hayatından aksiyon macera eksik olmaz, benim uğraştığım şeylere bak. Çocukça, sıradan, klişe...

Anlamsız gözlerle baktım Doruk'a. Tam anlamıyla öküzün trene baktığı gibi, boş boş... Yoksa teşekkür mü etseydim? Hah.

Herkes durumu fazla uzatmak istemediğinden olsa gerek yerine oturdu. Cenk de Doruk'a ters bir şekilde baktıktan sonra sırasına yöneldi. Ayakta yalnızca ikimiz kalmıştık.

''Boş boş bakma.'' dedi gözlerini gözlerime kenetlerken. ''Senin için yalan falan söylemedim. Zaten ben değiştirmiştim.'' Dudağını kenarı kinaye yaptığını haykırırcasına kıvrılmıştı.

Ne diyebilirim ki? Teknik olarak doğruydu. Aslında küçük bir olayı bu kadar büyüttüğüm için kızıyordum kendime. Ama bunun iki sebebi vardı. Birincisi; kesinlikle onunla aynı ortamda bulunmak istemiyordum, ikincisi; kimsenin onun için eş değiştirdiğimi düşünmesini istemiyordum. Ama yine de...

''Biliyor musun? Çok fazla kuruntu yapıyorsun.'' dedi sırasına yönelirken. Anlamadığımı belli edercesine baktım.

''Anlamadım?'' Sırama oturduktan sonra vücudumu ona çevirdim. Aramızda bir buçuk metre kadar mesafe vardı.

''Kuruntu işte.'' dedi ifadesini değiştirmeksizin bana dönerken. ''Neden takıntı yaptığını anladım.'' Omzunu silkti. ''Çocuk gibisin.''

Kaşlarımı çattığımı fark edince duruşumu düzelttim.

''Ne?'' Tamam. Saçma sapan şeyleri takıntı ediyorum kabul. Ama sonuçta ben sıradan bir insanım. Hayatımda başka ne gibi bir aksiyon olabilir ki?

''Herkesin bana aşık olduğunu düşünmesinden korkuyorsun.''

''Hayır.'' Evet.

''O zaman bana aşık olduğunu öğrenmelerinden korkuyorsun.'' Yine o kinayeli gülümseme. Samimiyet yüzdesi hesaplanıyor. Veriler taranıyor. Hiçbir ize rastlanmadı.

''Hayır.''

''Pekala. Sadece ilgi çekmeye çalışıyorsun.''

''Ne? Hayır.'' Kesinlikle ilk seçenekti. Ama bunu söylemeli miydim? Elbette hayır.

''İlk söylediğim olmadığına emin misin?''

''Medyum bozuntusu.''

''Ha?'' Ah, yine mi sesli düşünmüştüm? Lanet olsun.

....

Öğle molası verilmiş, herkes yavaş yavaş sınıftan çıkmaya başlamıştı. Tam sıradan kalkmaya hazırlanıyordum ki Uzay'ın öksürmesiyle ona döndüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASALSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin