VERA'NIN HİKAYESİ.
Bu bir son değil, bu sonun başlangıcı.
Sevgili Vera, bu mektup eline geçtiyse ben uzun bir yolculuğa çıkmışım demektir. Ne kadar üzgün olduğum hakkında hiçbir fikrin yok. Seni buna hazırlamayı ne kadar istesem de yapamadım. Çünkü ölüm, hazırlanabileceğin bir şey değil. Bana hastalığımı senden gizlediğim için ne kadar öfkeli olduğunu biliyorum. Teşhis konduğunda sen üniversite sınavlarına hazırlanıyordun ve ben senin aklının bunlarla dolup taşmasını izleyemezdim. Eğer yaşayacağımı dair biraz olsun umut olsaydı inan denerdim Vera, seni yarı yolda bırakmazdım kızım. Yoluna devam etmeden önce şunu unutmamanı istiyorum. Her zaman yanındayım ve sana inancım tüm bu şeylerin üstünde bir yerlerde. Ve bende seni izliyor olacağım. Sen başaracaksın Vera. İkimiz için, yolun geri kalanına bensiz devam edeceksin. Yolun sonunda seni çok güzel şeyler bekliyor olacak. İnan bana güzelim, acını yaşa ve yoluna devam et. Sana çok fazla şey bırakabilmeyi dilerdim ama durumlar her zaman zordu. Sana bir banka hesabında bir süre geçineceğin kadar para yatırdım. Avukatın numarası mektubun içerisinde, onu ara Vera. Zor da kalmadan paraya dokunma. Hayallerinin peşinde git ve bir gün sen o kemanı çalarken seni dinleyeceğimden emin ol. Seni seviyorum, baban.
Kalbimde batan bir ağrıyla mektuba bakarken gözyaşları gözlerimden süzülüyordu. Onu kanserden kaybedeli tam iki ay olmuştu. Tanımadığım bir adamdan aldığım bu mektup babamdan gelen son şeydi. Köhne bir parkta salıncakta oturuyordum. Babamla güzel anılarımızın olduğu son yer... Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım. Mektuptaki numarayı tuşladım ve nefesimi düzene sokmayı başardım. Kısa bir süre sonra tok bir erkek sesi cevap verdi.
'' Buyrun Demirkan Hukuk Bürosu ''
'' Merhaba '' dedim güçlükle. '' Ben Tarık Bakırcıoğlu' nun kızıyım. Sizinle görüşmem mümkün mü? ''
'' Bir saniye bekleteceğim ''
'' Peki '' deyip sabırsızca saniyeleri saymaya başladım. Babam tüm bunları annemden gizlediğine göre ona söylememi de istemezdi. Annemle aramız hiçbir zaman fazla yakın olmamıştı. Ben daha çok babamın kızıydım.
Kırk altı saniye sonra adam bana '' Afedersiniz sormak zorundayım. Tarık bey vefatı sonrasında sizinle görüşme şartını koymuş. Bu durumda eğer babanız... ''
'' Babam iki ay önce öldü '' dedim adamın sormayı çekindiği şeyden kurtararak.
'' Başınız sağ olsun, sizin için bu salı görüşmemiz uygun mu? ''
'' Evet, olur '' dedim ve sekreterle geri kalan detayları konuştuktan sonra telefonu mektupla beraber çantama tıktım. Eve doğru amaçsızca yürürken o günü düşünmeden edemiyordum. Üniversite sınavlarının sonuçları açıklanmıştı ve iyi bir puan almıştım. Güzel sanatlara girebilecek kadar da iyiydi üstelik. Haberi babama vermek, ona başardığımı söylemek için okuldan çıkacakken müdürün yanıma gelip bana onun öldüğünü söylemesiyle olduğum yere çökmüştüm. Şimdi hayallerime ortak olan tek insan da gitmişti. Artık önemi yoktu, artık istemiyordum ama bu mektup beni darmadağın etmişti. Onun yoluma devam etmemi istemesi beni yeniden inanmaya teşvik etmişti.
O istiyorsa yapacaktım elbette. Tercihlerimi yapmadan önce annemle konuşmam gerekecekti. Eve girip odama geçmeden önce etrafa bakındım. Bu aralar işten eve geç dönüyordu. Babamdan sonra daha özensiz biri olmuştu. Ev işlerini okuldan arda kalan zamanlarda ben yapıyordum. Okulda bitip yaz tatili başladığına göre daha fazla sorumluluk üstüme binecekti. Mutfağa girip bir şeyler hazırlamak için kolları sıvadım. O sırada anahtar sesiyle irkilsem de annem bezgin bir sesle '' benim '' dedi mutfağın kapısına yaslanarak.
'' Makarna yapıyorum ''
'' Aç değilim ofiste yedim bir şeyler. Yorgunum ilaç alıp yatacağım ''
'' Tamam ''
Kendine bir bardak su alıp çıkarken konuya girmek için öksürdüm ve ne var dercesine bana döndü.
'' Şey, ben tercih yapacağım ''
Kafası karışmış, ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bocaladı. Gözlerinden bir sürü duygunun gelip geçişini izledim.
'' Vazgeçtiğini söylemiştin ''
'' Vazgeçmiştim '' dedim dikkatlice. '' Ama babam devam etmemi isterdi. Uzun zamandır ders alıyorum biliyorsun. Emeklerinin boşa gitmesini istemiyorum ''
'' İyi düşün Vera. Bu öylece alabileceğimiz bir karar değil. Üstelik ben... '' dedi öfkelenerek. '' Ben altüstü sekreterlik yapıyorum. Okul masraflarını karşılamayı bırak, evi zor geçindiriyorum! ''
'' Senden istediğim bir şey yok ''
'' Nerde kalacaksın? Yurt mu? Ne yiyip içeceksin? Okul masrafların? Bunları nasıl karşılamayı düşünüyorsun? ''
Kollarımı göğsümde kavuşturup '' bir yolunu bulurum, merak etme. Sana yük olmam '' dedim sertçe.
'' Alınganlık yapma. Bak gerçekten başım ağrıyor, bunu sonra konuşuruz ''
Arkasını dönüp gidince öylece kaldım.
'' Yarın tercihlerin son günü! '' diye bağırdım arkasından.
Cevap alamayınca makarnanın altını kapatıp odama geçtim. Masama oturup tercih formunu doldurdum ve saati kurup erkenden yattım. Yarın ilk işim ösym bürosuna girip tercih formumu teslim etmek olacaktı ama uyandığımda yaşadığım şokla öylece kaldım. Tercih formum en az kalbim kadar parçalara ayrılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Vera
Teen Fiction‘’ Sen sadece benim Vera’msın. Bana ait ve bir o kadar da bana yabancı. Her şeyi öğrendiğinde benden kendin kaçmak isteyeceksin. O yüzden şimdi git. Çünkü kalırsan bu sonsuza dek benim olacağın anlamına gelir ‘’ ‘’ Kalıyorum ‘’ Vera, yeni hayatına...