Soğuk gecenin karanlığında tir tir titriyordum karşımdaki yabancının gözlerinde barınan cehennem ateşi bu soğukta bile beni bir nebze olsa ısıtmıştı.belkide ben psikolojik olarak öyle hissediyordum bilmiyorum.
Bildiğim tek şey şu an korkuyu doruklarına kadar hissettiğimdi.
Ellerimi yere bastırmış yerde sürüne sürüne geriye doğru ilerlerken içimden binlerce defa dualar ediyordum karşımdaki yabancı bana zarar vermeden def olup gitsin diye.
Sırtım duvarla buluştuğunda gidecek başka yerim olmadığını anladım.
Korkak bir ceylanınkini anımsatan gözlerimi onun keskin, duygu barındırmayan gözlerine çevirdim avını köşeye kıstırmış her an saldıracak bir kurt gibiydi.
Titredim korku bedenimi çoktan ele almıştı yaşlar yanağımdan sel misali akarken ellerimi üzerime siper ettim.
"L-lütfen zarar verme bana" sesimin titremesine engel olamadım.
Dudağının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. Gecenin karanlığında ayın ışığı esmer tenine yansıyordu.
Sip siyah giyinmişti geceye karışmak istercesine keşke karışıp gitseydi, gitseydi de beni bu denli korkutmasaydı.
Kafasındaki siyah şapka yüzünün net görünmesini engelliyordu. Dizlerinin üzerine çökerek boyunu benimle eşitledi keskin bakışları şimdi daha da yakındı.
"Bak çekmecede bir miktar para var al onları başka da değerli bir şeyim yok zaten lütfen kimseye söylemeyeceğim seni zarar verme bana sadece"
Dilini damağına bastırarak bir kere cıkladı kaşları yukarı kalkarken başı geriye doğru gitti.
"Para falan istemiyorum daha değerli bir şey lazım bana"
Hıçkırdım. İyide benim değerli hiç bir şeyim yoktu ki ?
"Bak gerçekten başka değerli bir şeyim yok yemin ederim ki"
Şapkasını çıkardı koyu kahve saçlarını eliyle dağıttı.
"Var aslında" dedi başını aşağıya yukarıya doğru sallarken.
"Ne gibi ?" Ne saçmalıyordu bu yabancı ? Çenesiyle beni işaret etti.
"Sen gibi, Seni istiyorum" dedi.
Gözlerim dehşetle açıldı beni neden istiyordu ? Ne yapacaktı bana ?
Göz yaşlarım daha çok akmaya başladı öyle çoktular ki hıçkırmaya başlamıştım.
Cebinden bir bez ve ilaç gibi bir şey çıkartı sanırım eterdi. Bayıltacaktı beni bayıltırsa savunmasız olurdum her kötü şeyi yapabilirdi bana buna izin veremezdim.
İçimden üçe kadar sayıp bacağımı kendime çektim ve bir anda iki bacağının arasına tekme attım.
Acıyla yüzünü buruşturup kıvranmaya başladı. Hemen ayağa kalkıp kapıya koştum.
"BİTTİN SEN ARIN !" Adımı nerden biliyordu ? yakalarsa cidden bitirirdi beni gözlerinden bile anlaşılıyordu bu.
Çelik kapıyı açtım ama açılmadı "kahretsin !" Ne yapacaktım şimdi.
Kapı kolunu zorladım ama ne yaptıysam kapıyı açamadım kitlenmişti.
Ne ara kitlemişti adi herif.
Camdan da atlayamazdım çok yüksekti.
Arkamı dönüp hâlâ yerde kıvranıyor mu diye bakacaktım fakat dibimde olduğunu görmemle büyük bir çığlık attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
Adventure"Suskun insanın içi Sözcük kuyusudur derler." |Hasan Ali Toptaş *** "Ne istiyorsun benden ? Benim değerli bir şeyim yok ki" "Var aslında" "Ne gibi ?" "Sen...