Yeni bölüme yine hoş geldiniz, keyifli okumalar dilerim 🎀
***
Bir şey yapmam gerekiyordu. Saat 18.37 geçiyordu. Ve hala odamdaydım. Bu saate kadar odadan hiç çıkmadım. Arda'da şaşırtıcı bir şekilde hiç odaya gelmemişti. Zaten gelmesini de istemezdim. Gelmemesi daha iyiyidi.
Ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu da. Fakat artık yavaştan harekete geçmem gerekiyordu. Yoksa yarın cidden de nikah kıyılacaktı. Ve ben bu işin olmaması için elimden geleni yapacaktım. Oturduğum yataktan kalktım. Cam kenarına gidip dışarıya bir göz attım. Benim odam arka tarafta kalıyordu. Ve arka tarafta sadece iki adam nöbet tutuyordu. Ön tarafta ise dört veya beş kişi nöbet tutuyordu. Ön tarafa tam bakmamıştım. Arka tarafı ise şuanda net bir şekilde görüyordum.
Kapım kilitli değildi, bu yüzden cam kenarında ayrılıp kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı ses çıkarmamaya özen göstererek açtım. Başımı hafifçe kapıdan dışarı çıkardım etrafı kontrol etmek amaçlı. Evde zaten Arda'nın adamları olmuyordu. Sadece Arda ile ben oluyordum. Etrafa baktığımda şuanlık kimse yoktu. Arda'da dahildi. Benim odamın tam karşısında oda vardı, o oda da Arda'nın odasıydı galiba.
Kapıyı hafifçe aralık bırakarak odadan çıktım. Arda'nın odasına doğru ilermeye başladım. Arda'nın odasının tam önüne gelince durdum. Umarım oda da değildir. Derin bir nefes alarak odayı sakince açtım. Bu oda da tıpkı benim odam gibiydi. İçeriye hafifçe göz gezdirdim. Arda yoktu. Yatak toplu bir şekilde duruyordu. Banyodan da ses falan gelmiyordu. Arda'nın oda da olmadığını anlayınca odadan çıktım yavaşça.
Odanın kapısını kapattım ses çıkarmamaya çalışırak. Odanın kapısını kapatınca merdinvenlere yöneldim. Ahşap merdivenleri sakince indim. Burası küçük olduğu için Arda'nın burada da olmadığını anladım. Dışarıda işi olmalıydı. Hazır o yokken fırsat bu fırsattı.
Üst kata çıkmadan önce, köşedeki şöminenin yanında, yerde bir kaç odun vardı. Oraya doğru ilerledim. Yere eğilip en kalın odunu aldım elime. Eğildiğim yerden doğruldum. Ahşap merdivenleri çıkarak kendi odama girdim. Kapıyı da kapattım.
İkinci kattı burası. Pek de yüksek sayılmazdı. Cam kenarına yaklaştım. Adamlar biraz ötede duruyorlardı. Ve arkaları bana dönüktü. Camı hafifçe açarak aşağıya baktım. Fazla yüksek gözükmedi gözüme. Oda da hiç bir şeyim yoktu zaten. Kendimi yukarıya doğru ittirdim. Camın kenarına oturarak ayaklarımı aşağı doğru sarkıttım.
Kendimi hazır hissedince aşağıya bıraktım kendimi. Aşağı düşünce tabiki de ses çıkardım. Adamlar tam arkasını döneceği sırada arkamda ki duvarın dibine sindim. Sağ bacağımın bileği çok acımıştı. Hala da acıyordu. Derin derin nefesler alıp veriyordum.
"Kim var orada!" Diye bağırdı Arda'nın adamlarından birisi. Korkudan titremeye başladım. Elimde ise şöminenin yanından aldığım odun vardı. Lazım olur diye almıştım. Ama olmayacaktı. Zaten odun ile onları bayıltmam imkansızdı.
Derin derin nefesler aldım. İçimden bir kaç saniye saydım. bir, iki ve üç!
Hızla sindiğim duvarın dibinden çıkıp hızla koşmaya başladım. Sağ bacağımın bileği acıyordu ama buna rağmen son gücümle koşuyordum. "Elvin hanım durun," diye bağırdığını duydum arkamdan, adamlardan birinin. Ama umursamadan koşmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN DOKTORU
RandomMafya olan Semih yaralanır ve doktorunun eline düşer, Semih o gün o kıza bağlanır. E~ "görüşüz" S~ "görüşüz tabii"