Kurşun [Bölüm~24]

137 7 28
                                    

Yeni bölüme hoş geldinizzz, bu arada on bin okunmaya ulaştık, hepinize teşekkür ederim, keyifli okumalar dilerim, 🎀







***

Silah sesleri git gide arttı. Ben Evet bile diyememiştim. Açıkçası bu işime gelirdi. Arda panikle ayağa kalktı. Nikah memuru da kalktı, "ne oluyor burada,!" dedi paniklemiş bir ifade ile. Arda öfkeyle ona döndü, "kes sesini," dedi, ardından adamlarına döndü, "götürün şunu," dedi sadece. Adamlar hemen ayağa kalktı. Nikah memurunun kolundan tuttuğu gibi üst kata sürüklemeye başladılar. "Bırakın beni, ne oluyor burada,!" diye bağırsada pek bir fayda etmedi.

Onlar gözden kaybolunca Ardaya döndüm. Keyfim yerine gelmişti birden. Nikahın bölünmesi işime geldiği için azıcıkta olsa keyiflendim. Arda bana döndü sinirle. Başımı ne bakıyorsun anlamında salladım,
"Ben bir yapmadım, haberim bile yok," dedim. Bu işin benim başımın altından çıktığını düşünüyordu galiba. Ama maalesef ben yapmamıştım. Yapanda şuan iyi yapıyordu.

"Umarım öyledir güzelim," dedi buna inanmak ister gibi. Onun bana inananması pek'de umrumda değildi açıkçası.

Silah sesleri daha da yaklaşmaya başladı. "Berat önüne bak lan," diyen Sametin sesini duyunca Arda kısık bir sesle küfretti. Kayifle dudaklarım iki yana kıvrıldı. Keyfim işte şimdi yerine gelmişti. Arda benim kolumu kavradığı an kendisine doğru çekti.
"Arda bırak, yoksa,-" diyordum ki evin kapısı tekme ile açıldı.

İçeri önden Berat arkadan Samet, onun arkasından ise Semih girdi. Birde arkalarında bir kaç adamları vardı. Hepsi baştan aşağı siyah giyinmişti. Üçününde elinde silah vardı. Ellerinde aynı zamanda kan da vardı. Üçüne de tek tek baktım. En son Semih'e baktım. Ben ona bakarken o vücudumu süzüyordu, bir yerimde bir şey var mı diye.

Bakışları en son sol kolumda durdu. Kaşlarını belli belirsiz çattı. Ardından bakışlarını yüzüme çevirdi. Bakışlarımız kesişti. "Bırak lan kızı," dedi Berat kapının önünde dururken.

"Ben Elvini alıp gideceğim ve sizde bizi takip etmeyeceksiniz," dedi, beni sağ kolumdan tutarken. Canımı acıtmayacak şekilde tutuyordu kolumu.

"Sen öyle san," diye Samet bize doğru bir adım atınca, Arda belindeki silahı çıkartıp birden başıma dayadı. Sertçe yutkundum. Silahın soğuk namlusunu daha çok bastırdı şakağıma. Arda'dan böyle bir tepki beklemiyordum.
Benim korktuğum anlamış olacak ki kulağıma fısıldadı, "korkma, senin kılına zarar gelmeyecek," dedi çok kısık bir şekilde. Diğerleri duymamıştı Arda'nın dediklerini.

Arda eliyle boğazımı tutmak yerine belimden tutuyordu. Samet ve Berat aynı anda silahını Ardaya doğrulttu. Ancak Semih kılını bile kıpırdatmadı.
"Bırak o silahı,!" dedi Berat öfkeyle.

"Sakın yaklaşma," dedi Arda tekrardan.

Semih Sametin ve Beratın ortasına bir adım atarak geçti. "Hemen, şimdi bırak o silahı," dedi sakince.

Arda bakışlarını Semih'e çevirdi,
"Yoksa ne yaparsın Kandemir," dedi alayla.

Semih soğuk bir şekilde güldü. "Ben birşey yapmam," dedi, ardından bana baktı, hiç bir şey anlamdım. Ama sonradan ne işaret vermek istediğini anladım. Arkadan bacak arasına tekme atarak Arda'dan kurtuldum. Elindeki silahı da hemen elime aldım.
Arda yüzünü buruşturarak bana baktı, "Elvin, güzelim, gidecek misin onlarla gerçekten," dedi zorlukla.

MAFYANIN DOKTORUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin