"Seni Akademi'de gördüğüm ilk an,hakkında duyduklarımın çok daha fazlası olduğunu anladım."
....
"Nerine, gökyüzüne meydan okurcasına yükselen gotik kuleleri, baş döndürücü spirallerle çevrelenmiş mermer sütunları ve her bir taşına işlenmiş kadim mühürleriyle, sanki evrende bir şehrin değil de, doğrudan bir efsanenin parçasıymış gibi durur.
Şehrin sokakları, yüzyılların gölgesinde saklı kalmış sırlarla dolu, birbirine geçmiş labirentler gibidir.
Dar geçitler, yüksek taş duvarlarla çevrilmiş olup, üstlerinden sarkan kalın sarmaşıklar ve yıllara meydan okuyan yosunlarla örtülüdür.
Her köşe başında, taş heykellerin boş gözleri bir ziyaretçiyi süzercesine bekler.Sanki her biri şehrin derinliklerinde saklı kalan hikayelere tanıklık etmiştir.
Gökyüzü ise, Nerine'nin üzerinde büyünün ince bir perdesi gibi dalgalanır.Gün ışığı bile burada farklı bir renkte, mavi ve sarı tonlarında akar; hafifçe titreşen bu ışık, Nerine'yi dünyadan kopararak başka bir boyuta ait kılar.
Gece olduğunda, şehir bir sis bulutuna bürünür, yıldızsız karanlık, her köşeyi gizemli gölgelerle doldurur.
Nerine'nin sokaklarında yürüyen biri, yalnızca taş yolların soğuk dokusunu değil, aynı zamanda yerin derinliklerinden yayılan bir nabız gibi atışları hissede.Sanki şehir kendi başına yaşayan, nefes alan bir varlık gibi.
Şehrin tam ortasında, kadim yasaların koruyucusu olarak bilinen büyük kule yükselir.
Bu kule, karanlık ve ışık arasında bir sınır, büyüyle mühürlenmiş bir anıt gibidir.
Onun duvarları, eski ritüellerle işlenmiş sembollerle bezelidir.
Kireçle kazınmış her çizgi, her figür, adeta büyüyü bir nakış gibi işlemektedir.Hafif bir rüzgar estiğinde, Orman Ana'nın kokusu şehre yayılır, dalların ve yaprakların fısıltısı duyulur gibi olur.
Ama aynı zamanda gölgeler derinleşir, kara büyünün kasvetli ve soğuk soluğu hissedilir. Nerine, hem hayat veren bir doğa ananın evi, hem de gölgelerden beslenen karanlık büyücüler için bir barınaktır. ""Abi yine mi aynı şeyler?"
Kafamı Nerine'nin Zihni ansiklopedisinden kaldırıp önümde dikilen, açık sarı saçları omuzlarına dökülen kız kardeşime baktım.
Mavi gözlerindeki sabırsız bakış, bir şeyler söylemeye hazırlandığını ele veriyordu.Gözlüğümü, saçlarımın üstüne çıkarıp tek kaşımı kaldırdım ve konuşmaya başladım.
"Evet, yine aynı şeyler Işıt. Mâlum akademide tek öğretmen ben kaldığım için" Konuştukça dişlerimi sıkıyordum.Ağzını açıp kendisini haklı çıkarmasına izin vermedim.
"Tekrardan başlamayalım istersen kardeşim, seçtiğim tüm eğitimcileri yoldan çıkardığın için, ki fark ettiysen ayarttığın için demiyorum.Sana uymayanlara bile kara büyü yapan bir manyak olduğundan bu sene akademiyi bitirip toz olcaksın. Kesin ve net. Tamam? "
"Abi!"Mavi gözlerini sinirle açtı.
"Ne abisi!Ne abisi !?Senin yaptıklarını temizlemekten zevk aldığımı mı zannediyorsun?"
"O zaman beni rahat bırak!"
"Gözümün önünde başkalarını götürmeni mi izleyeyim!?"
Umursamazca omuzlarını silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİHNİ ZEHİR
FantasyFantastik Kurgudur ~Zihni Zehir adıyla yazılan ilk ve tek kurgudur. ~ Tanrının cezasına maruz kalan Reyhan Alker, farklı bir zihin ve bedende 1980 lerde kendini bulur. Ancak hafıza kaybı içindedir ve ailesi olduğunu söyleyen insanlarla yaşamaya başl...