1.BÖLÜM

108 49 217
                                    

Bölüm şarkısı:Adamlar, Mavi ekran.

Birinci bölümle karşınızdayımm. Başlama tarihinizi buraya yazarsanız çok sevinirimmm.

Ben yayınlama tarihini yazayım. 191124. Saat 08.26

Keyifli okumalar!






En çok yağmur yağdığında seviyorum bu şehri.Her kesin yüzü ıslak, başı öne eğik. Sanki herkes suçunu kabul etmiş gibi..."

Sefiller

Değerinin büyük olduğunu düşünen insanlar sözde alt tabakalarında olan insanlara hükmetmeyi severdi. İnsanları rencide etmekten çok hoşlanırlardı. Ve bu onların 'tabakalarını artırırdı'. Halbuki bu kavramlar böyle açıklanmamalıydı. Oldukça yanlış bir algıydı.

Ben hiç bir zaman öyle bir insan olmamıştım. Kibirli insanlara tahamüllüm yoktu.
Onlarla aynı masada bulunmazdım mesela.
Onlar da benim masamda olmak istemezdiler.
Ben de onları çeker vururdum.

Eğer hakk ediyorlarsa.

Şimdi de öyle bir masadaydım. Adını anmak istemediğim, baş harfi Eşref bey olacak şerefsiz yüzünden burdaydım.Sözde babam. Ona hiç bir zaman baba diye hitap etmemiştim. Etmek gibi de bir düşüncem yoktu.

Güya iş arkadaşlarının çağırdığı yemeğe gidememiş,hasta olmuştu. Yerine de benim gitmemi gerek bilmişti.
Masa kibirli insanlarla doluydu. Gerçek olmayan kahkahalarla gülüyor, garsonlar geldiğinde yüzlerinden tiksinçlik yağıyordu.

Bir çoğu gerçek sıfatlarını makyajla gizlemeyi gerek bilmişti. Makyajın sadesine hiç bir zaman karşı değildim,ama her gün gelinin kız kardeşi gibi gezmelerini doğru bulmuyordum.

Kıyafetleri ise kendilerine göre şık, bana göre gereksiz derecede abartılıydı.
Benim kombinim ise siyah mini etek, bordo kazak ve çok da uzun olmayan çizmeden ibaretti.

Masaya göz gezdirdiğimde bir tane 25 yaşlarında kız gördüm. Benim gibi sade makyaj ve giyimle buraya gelmişti. Yüz ifadesi burada olmaktan hoşlanmadığını açık ediyordu. Yanında bir adam oturmuş, onu göz tacizi dene bilecek şekilde süzüyordu. Kız ise dünyaya kapalı şekilde telefon kullanıyordu. İyi bir taktikti. Ben de bunu yapabilirdim.

Telefona gömüldüğümün beşinci dakikasında o kızın yanında olan adam"Bence yeter Nevra, burada köklü ailelerin konukları var ve sen konuşmalara katılmak yerine telefonla uğraşıyorsun. Bir kere de babnı dinle ve telefonu yere bırak", sesini fısıltılı olduğunu düşündüğü ama normal sesle konuştu.
Bu adam kızın babası mıydı? Babasıysa nasıl babaydı, ve nasıl kızını göz tacizi edebiliyordu?

"Her zaman söylediğim gibi, hiç bir zaman senden izin almadım. Hiç bir zaman da almayacağım. Burda bir yığın şerefsizle oturup sohbet etmeyeceğim." diye kız hemen cevabını verdi. Kızın son cümlesini yüksek sesle söylemesini taktir etmiştim.

Şükür ki o bir yığın şerefsizden biri değilim.

Babası olucak şerefsiz kızı derin bir sırıtışla süzdü. Onun bu hareketini kız görmemişti çünkü sözlerinden sonra başını yeniden telefonuna eğmişti.

Karşımda oturan ve adının Nebahat olduğunu bildiğim kadın bana bakarak, "Mira, bu kadar sade giyinmeğe ne gerek var? Yüzün de kireç gibi. Birazcık makyaja ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. İstersen tualete gidip sana makyaj yapabiliriz", diye samimi olmayan gülüşle söyledi. Ben de abartıyla yüzümü buruşturarak, "Sizin gibi giyinebileceğimi düşünmüyorum. Gereksiz abartılı olan kiyafetlerle kendi rahatlığımı kısıtlamaktan hoşlanmam. Makyaj konusuna gelirsek, makyajın cilt için sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Arada kafama esse yaparım. O da eğer istersem. Sizlik bir durum yok. Ben böyle rahatım.",diye cevabını verdim. Bu cevabın onun için yeterli olduğunu düşünüyordum. Ancak o cevabını almamış olacak ki,"Rahatlığından ödün vermemek istiyorsan buraya eşortmanla gel. Ve onu söylemek isterim ki güzellik kurban gerektirir. Ben bizim kıyafetlerimizin abartı olduğunu düşünmüyorum."

Bir Gece Kadar KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin