15

542 28 8
                                    

Karşımda ki kapıya bir kaç kez vurduğunda gel sesiyle içeri girdim. Masasının başında durmuş önündeki dosyalara bakan adam bana dönmeden içeri girip elimdeki kağıdı önüne koydum.

"İstifa dilekçem." Başını kaldırıp beni gördüğünde hızla ayağa kalktı. "Herhangi bir referans istemiyorum. Mümkünse beni sormak için sizi ararlarsa bile konuşmayın."

"Kabul etmiyorum."

"İyi ki size sormuyorum o zaman. Merak etmeyin sizin çevrenizde olmayacağım. Bu ülkede bile olmayacağım."

Karşıma geçip kolumu tuttuğunda bedenimi kendine çekti. "Özür dilerim. Tamam hayvanlık yaptım kabul ediyorum. Ailelerimizi de susturacağım ama gitme."

"Biriniz beni anlasa keşke."

"Anlıyorum. Hepimiz ayıp ettik sana karşı. Ama yemin ederim ben saklamak istemedim. Daha bir hafta olmadı zaten bu konu açılalı." Ve o bana bir haftadır yakındı. Ben bir haftadır onu kendime sıcak hissediyordum.

Bilmiyordum ki o ateşin beni cayır cayır yakacağını. "İstifamda her şey yazıyor İlker Bey. Son sözlerim onlardır." Son kez hem odasını hem şirketi terk ettim.

Demek ki benim de şirkette ki son günüm gelmişti.

Siz: Sena canım Saye hanımla konuştun mu?

Dr. Senaker: Ablam sandığımızdan inat çıktı. Sen konuşmak ister misin?

Siz: Numarasını at lütfen.

Dr. Senaker: 05** *** ** **

***

Siz: Merhaba Saye hanım. Ben Başak Şeren. Sizinle Londra hakkında konuşmak için yazmıştım.

Saye Hanım: Merhaba Başak. Senanın attığı cv ve projelerini inceledim. Birinin buyruğu altında çalışamayacak kadar başarılısın.

Saye Hanım: Bizim sana sunabileceğimiz işi bir iş imkanı yok. Eğer hakkettiğin yerlerde olmak istiyorsan değer gördüğün yerlerde yükselmelisin.

Siz: Anlamadım Saye Hanım. Başarılı bir insan her yerde yükselebilir.

Saye Hanım: Pek tabii. Ama çömez değilsin. İşe ne kadar zirveden başlamamış olsan bile en dibi tekrar görmeye sabrın olmayabilir.

Siz: Siz olmasanız bile başka bir iş bulabilir orada.

Saye Hanım: Bulabilirsin tabii ki de canım ama benim sana tecrübelerimi paylaşmam da lazım.

Saye Hanım: Londra dipsiz bir kuyu. Eğer yüzebilirsen hayatta kalırsın ama o kuyudan çıkamazsın.

Siz: Burada kalmamı mı öneriyorsunuz?

Saye Hanım: Orada kalmanı ve kendi işimi kurmanı öneriyorum. Eminim para konusunu dert etmeyecek konumdasın.

Saye Hanım: Senelerdir yüklü miktarlarda projeler yapmışsın.

Siz: O kadar cesaretim yok Saye Hanım.

Saye Hanım: Emin ol bilmediğin bir ülkede başkasının işinde çalışmaktan daha kolay olacak.

Siz: Peki düşüneceğim teşekkürler.

Saye Hanım: Teşekkürü kendi işini kurduğunda istiyorum. Ziyarete geldiğimde bir kahvenin içerim.

Siz: Umarım Saye Hanım umarım.

***

Dört gündür tam dört gündür uyumadan Saye Hanımın dediklerini düşünüyordum. O kadar çok sıkışmış gibi hissediyordum ki çıkmaz sokak içinde uykusuz kalıyordum.

Bugün ise harekete geçmek için evden çıkıp evi satılığa çıkardığım için emlakçıya gelmiştim.

Bu evi çok severek almıştım. Çok beğendiğim için bir kısmını anne ödemişti. Ve yıllardır ödediğini yüzüme vurmaktan asla çekinmemişti. Ev hemen satıldığı için emlakcıdan parayı alıp annemin ev için verdiği parayı faiziyle hesabına yatırmıştım.

Sabah çağırdığım babamın şoförüne de arabamı vermiştim. O da babamın 18 yaş doğum hediyesiydi. Ne kadar bugüne kadar hiç yüzüme vurmamış olsa da işime başladığımda vurmayacağının garantisi yoktu.

Hiçbir yardımlarını almadan başlamak istiyordum.

Biri bile gelip iyi ki başardın demeyeceği için en azından başıma vuracakları bir yardımları olmasın istiyordum.

Emlakçının bulduğu apartman dairesine geldiğimde 1+1 eve iç çekip baktım. Çok yeterliydi hem bana hemde yeni hayatıma atacağım adımlara çok yeterliydi...

KALPSİZİN BİRİ +18  | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin