5

300 15 0
                                    

Cameron'a sonsuza dek veda ettiğimde penceremden Sam'lerin bahçesine bakındım. Ordaysalar onlara katılabilirdim. Sam ile Nova oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Elisa ise ortalıkta yoktu. Onları yalnız bırakmalıydım.

Hemen duş alıp yatmayı planlıyordum.

Sabah uyandığımda bugünün pazar olduğundan bi haber mutfağa doğru uykulu bir şekilde yürüyordum. Bir anlığına geri dönüp tekrar uyumaya odama gitmeye karar verdim fakat odama yürüyeceğim mesafe mutfağa kalan mesafeden 2872 kat daha fazlaydı. Hemen vazgeçip mutfağa doğru yürümeye devam ettim.

Bir kadın mutfakta bir şeyler yapıyordu. Annem miydi o? Annem olduğundan emin olmak için önüne doğru eğilip yüzüne baktım. Oydu ve elbette bugün günlerden pazardı. Çalışmadığından kahvaltı hazırlardı. Hayalkırıklığım yüzümden okunuyor olmalıydı. Annem ise az önce yaptığım saçma harekete anlam vermeye çalışıyordu.

Huysuzca Günaydın dedim. Artık buna dayanamıyordum. Yani şu pazar günleri bütün hafta boyunca olamadığı annem olmaya çalışmasına. Normalde olsa bu kadar takmazdım. Okulun son haftaları ve can sıkıntısı beni bunaltıyordu.

Benim aksime neşeli bir ses tonuyla Günaydın tatlım diye cevap vermişti. Masaya göz gezdirip yapmam gereken bir şey olup olmadığına baktım. Her şey hazırdı bende her zamanki yerime oturdum.

"Yaz için heyecanlı olmalısın. Babanla konuştum senin için mükemmel bir yaz planlamış. Kıskandım doğrusu."

"Ne güzel"
Bugün gerçekten iyi hissetmiyordum.

" Bu hafta içerisinde biletlerini almayı planlıyorum. Bir hafta önce gitmen için okulla çoktan konuştum. Bir problem olmayacağını söylediler."

"Benden bu kadar çabuk kurtulmaya çalışacağını düşünmemiştim."

Ona karşı ilk kez düşündüklerimi söylüyordum. O ise ifadesiz bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Ben mutlu olacağını düşünüyordum... Babanla... en son geçen yaz burda görüşmüştünüz... Sana böyle hissettirdiğim için özür dilerim."

" Bana hissettirdiklerini önemsiyor musun sanki? Birde özür diliyorsun. Affettim gitti ne olacak ki" deyip omuz silkmiştim çocukça.

Hiç bir şey söylemiyordu. Gözleri dolmuştu. Onu ilk defa böyle görüyordum. Bir arkadaşımı böyle görsem yapacağım tek şey ona sarılmak olurdu. Ama büyüdükçe ondan uzaklaşmıştım. Çekiniyordum.

Ayağa kalkıp ona doğru yaklaştım. Sarılma konusunda hala çekiniyordum. Elimi omzuna koydum. Göz yaşlarını çoktan serbest bırakmıştı.

İkimizin de farkında olduğu şeyi dile getirmiştim. Bir çok şey saymamıştım belki ama ikimiz de olan bitenin farkındaydık. Bana ilgi göstermediğini kendisi de biliyordu. Bunun eksikliğini hissettiğimide . Konuşurken yüzüme bakmazdı, utanıyormuş gibi. Uzun süreli konuşmazdıkta. Bir şeyden kaçarmış gibi kısa keserdi. Sözleriyle olmasada hareketlerinden bunu sezerdim.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Beceriksizce ona sarıldığım an hıçkırarak benden özür dilemeye başlamıştı. Kalbimde bir sıcaklık hissetmiştim. Ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu fakat daha fazla göz yaşlarıma hakim olamadım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece sarılmış onu dinliyordum.

Yaptıklarından dolayı özür diliyordu. Zor bir çocukluk geçirdiğini ve bana aynılarını yaşatmak istemediğini anlatmıştı bende daha fazlasını sormak istememiştim. Her cümlesinin sonunda özür dileyip beni daha sıkı sarıyordu.

Unknown ID ✎c.dallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin