13.

159 8 1
                                    

Elimi bırakıp karşıma geçmişti. Otelin havuzun olduğu yerdeydik. Etrafta kimse yoktu. Burası içeriye göre daha aydınlıktı ve sessizdi.

"BİRAZ DAHA GEÇ KALSAYDIM HERİF SANA NELER YAPACAKTI VE SEN OTURMUŞ ONUN İYİ OLUP OLMADIĞINI KONTROL EDİYORSUN. "

Birden bağırmaya başlamasını beklemiyordum.

"SARHOŞTU. KENDİNDE DEĞİLDİ VE ONU BURAYA BEN GETİRDİM. BUNDAN SA-"

"BUNDAN BANANE Mİ? İYİ. PRENSES NİSRİNA. TABİ ÇANTANA TELEFON NUMARASINI BIRAKAN HER ERKEĞİ PARTİYE GETİRİRSEN BÖYLE OLUR. "

"İZİN Mİ ALMAM GEREKİYORDU? SEN KİMSİN HA? NE DİYE BENİ SORGULUYORSUN? "

Söylediklerine sinirlenmiştim. Cevap vermesini beklemeden bir şezlonga oturdum. Cevap vermemeyi tercih edip karşıma oturmuştu.

Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama ikimizde tek bir kelime etmemiştik. Olanları düşünürken sessizliği bozdum.

"Benimle beklemene gerek yok. "

Gülerek yüzüme baktı. Sinirli değildi.

"Senin için beklemiyorum. İçeriden sıkıldım. "

Yine. Aynı. Şeyi. Yapmıştı. Omuzlarımı silkip kalkarken kolumdan tuttu.

"Normalde olsa birşeyler söyler, huysuzlanırdın. "

Yerime oturdum.

"Az önce içinde bulunduğum durum pek normal değildi. Ve buda istisnalar arasına girer. "

"Az önce biraz ileri gitmiş olabilirim. Ben.."

Söyleyeceği şey ağzından çıkmıyor, adeta kıvranıp duruyordu.

"Sorun değil, sonuçta beni korumaya çalıştın. Ben özür dilerim. "

Yerinden kalkıp benim oturduğum şezlonga otururken bir gürültü koptu. Girişe doğru baktığımda Dylan çarptığı şezlongdan sendeleye sendeleye kalkmaya çalışıyordu.

Cameron benden önce atılmıştı fakat koşup önüne geçtim. Dylan'ın kolunun altına girip onu bir şezlonga oturttum. Cameron tekrardan sinirlenmiş, alev saçan gözleriyle bizi izliyordu. Dylan'ı bırakıp Cameron'a döndüm.

"Cameron, lütfen. Kendinde değil görmüyor musun? Kaba olmak istemiyorum ama burda durmak zorunda değilsin. İstemiyorsan gidebilirsin. "

Ceketini çıkarıp yandaki şezlonga attı.

"Eee, napıyoruz?"

Kaldığı için sevinmiştim. Gülerek ellerimi çırpmam onuda güldürmüştü. Gergin hava dağılmıştı. Dylan'a bakıp konuşmaya başladım.

"Ailesini aramalıyız, nerde kaldıklarını bilmiyorum. "

Cameron'a döndüğümde yadırgarcasına bana bakıyordu.

"Tamam haklısın, tuhaf tuhaf bakma bana. Telefonu nerde ki? "

Cam ceplerini karıştırıp telefonu bulduğunda açmak için Dylan'ın elini telefonun orta tuşuna yerleştirmeye çalışıyorduk ama yerinde durmuyordu. En son denemede telefon açıldı. Ben daha çok Dylan'la ilgileniyordum. Cam'de telefonla.

Unknown ID ✎c.dallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin