3 BÖLÜM-YABANCI

6.2K 315 92
                                    

(not;Henüz karakterlerin belirli bir modeli yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(not;Henüz karakterlerin belirli bir modeli yok. Açıkça şu sıralar model konuları baya tartışıldığı için model bulmakta zorluk çekiyorum ki başka bir kitapın modelini kullanmak istemem.
Bu yüzden bir modele karar verene kadar karakter resimleri böyle gele bilir veya da siz kafanızda nasıl kurarsanız öyle devam ettire bilirsiniz💫🦋)

Hafsa Polatlı.

Bazen insana en büyük yardımı bir yabancı ederdi. Gerçi ben buna inanmazdım. Çünkü şu yaşıma kadar karşılıksız iyilik yapan birisine hiç rastlamamıştım. Her iyiliğin bir bedeli vardır, bana yapılan bu iyiliğin bedeli neydi bilmiyordum. Ama ölmek istemiyordum

Eğer ayağımı burkmasaydım bir yabancıdan yardım alacak kadar aciz değildim. O meydandan kendi başıma kurtulurdum, ama bu ayakla pek bir yere gidebileceğimide düşünmüyordum.

Sürücü koltuğunda oturan adama bakarken bir tarafdanda acıyan bileğimi tutmakla meşguldüm. Göğüs kafesim hızla inip kalkarken etrafta ki insanlar merak dolu gözlerle arabaya bakıyordu.

"İndir ulan kızımı aşağı!" Babam arabanın önünden çekilmiyordu, ve bu manyak adam arabayı babamın üstüne sürüyordu.

"Çok boş yapayisin." Homurdandı kendi kendine, yüzünde sıkıntının aksine keyif dolu bir ifade vardı. Hiç çekinmeden arabayı babama doğru sürmeye devam ediyordu. Ve babamında çekilmeye hiç niyeti yoktu.

"Öldüreceksin onu." Dedim ayağımdan dolayı acı dolu sesimle. Gözleri dikiz aynasından bana kaydı.

"Acıyor mu çok?" Bileğimi kasettiğini anladığımda yutkundum sertçe. Babamla olan konuyu tamamen görmezden gelmiş, ayağımın nasıl olduğunu soruyordu. Babam silahını üstüne doğru sürülen arabaya doğrulttuğunda yabancı gözlerini devirerek gaza daha fazla bastı.

"Eğ kafanı." Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ne?" Sesli bir nefes verdi. "Kafanı eğ aşağı!" Daha fazla itiraz etmek istemedim, kafamı aşağı eğdiğimde koltuğun arkasına saklandım.

Aynı anda arabanın ön camını delen kurşunla ağzımdan şok dolu bir cıyaklama kaçtı. Göğüs kafesim hızla inip kalkarken başımı kaldırıp ona baktım. Gayet sapa sağlam bir şekilde oturuyordu yerinde. Başını hafifçe sola eğerek son anda kurtulmuştu arabanın camını delen kurşundan.

"İyi misin sen?" Dediğimde göz ucuyla baktı bana. "Hiç olmadığım kadar." Dudaklarında yumuşak bir tebessüm vardı.

Çatışmanın ortasında olduğumuzun farkında mıydı?

Camı aşağı indirip kafasını çıkardığında arabayı biraz yavaşlattı. "Cihan, çekiliyor musun? Yoksa bir fotokopini çıkarayım mı yere?" Babam öfkeden kudurur bir halde arabanın sürücü koltuğunda oturan yabancıya bakıyordu.

"İndir kızımı aşağı!" Sesi tüm meydanda yankılandığında boşta ki elim gelinliğin eteğini sıktı.

"Yok diyorsun yani." Tekrar bastı gaza. "Emrin olur." Arabayı babamın üstüne sürerken korkuyla izledim olanları.

Lafügüzaf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin