Eski zamanlarda fakir insanların pis işlere karıştığı yerde o zor bela bulmuş olduğu gemideki işinde yeni kaptanın kendisine takıntılı olacağından habersizdi.
Başımdaki ağrı ile uyandım yüzüme vuran beyaz ışıkla gözlerimi kapadım. Nerede olduğumu bilmiyordum oturup gözlerimi zor bela açarak etrafı incelemeye başladım büyük ihtimal bir hastahane odasıydı.
Ben odayı incelerken kapı açılmıştı içeriye çekik gözlü bir adam girmişti muhtemelen doktordu. Gülümseyerek yanıma gelmiş ve bir kaç kontrol yapmıştı arada bir kaç şey söylese de ne dediğini anlamıyordum.
Kontrolleri bitmiş elindeki kağıda bir şeyler yazıp bana uzatmıştı kağıdı elime aldığımda İngilizce bir şeyler yazıyordu ama ben İngilizcede bilmiyordum. Kağıda öylece bakarken kapı açılmıştı kaptan gelmişti ilk önce bana daha sonra doktora bakmıştı. Kaptanın doktorla olan konuşmasını dinliyordum ustaca hangi dil olduğunu bilmediğim bir dil konuşuyordu ben hayranlıkla onu dinlerken konuşmaları bitmiş doktor bir kaç şey söyledikten sonra bana dönüp bir şeyler söyleyerek eğilip çıkmıştı.
-Atilla.
Kaptan yanıma gelip küçük koltuğa oturmuştu.
-İyi misin başın ağrıyor mu?.
Başımı olumsuz anlamda salladım.
-Bir yerin ağrırsa bana söyle tamam mı.
-Tamam.... Efendim neredeyiz?.
Gözlerimin içine hüzünle baktı.
-Her şeyi anlatacağım önce uzan sen.
Uzanmamı sağlayıp küçük koltuğa geri oturdu.
....
Duyduklarım karşısında şok geçiriyordum bunca zamanın en büyük fırtınasından sağ çıkmayı başarmıştık ve şimdi Çin'de tatil yapıyorduk. (Aynen canım tatil yaparsınız:/)
-Peki efendim fırtınadan nasıl sağ kurtulduk.
-Senin sayende.
-Nasıl benim sayemde?.
Nasıl benim sayemde olmuştu ben fırtına esnasında bilincim yerinde bile değildi.
-Fırtına öncesi bana etrafından dolaşabileceğimizi söyleyen sendin seni dinlememiş olsaydım bugün burda olamazdık.
İkinci bir şok daha yaşıyordum demek benim sayemde hayatta kalabilmişti üstelik ben bunları söylediğimi bile hatırlamıyordum.
-Seni dinlemeseydim hiç birimiz sağ çıkamazdık çünkü bizimle aynı güzergaha giden gemilerin hepsi fırtınadan sağ çıkamamış her şeyi sana borçluyuz Atilla.
Söyleyecek sözüm yoktu o yüzden buruk bir gülümseme sunmuştum. Kaptanın abiden sarılmasıyla öyle kalmıştım kalbim hızlı hızlı atıyordu bana bir şeyler oluyordu. Elimi kaldırıp sarılıp sarılmamak konusunda gidip geliyordum bana ne oluyordu bir kaç gün öncesine kadar bu adamla aynı yatakta yatmış üstelik banyosuna yardım bile etmiştim şimdi ne olmuştu da böyle davranıyordum. Ben düşüncelere dalmışken kaptan çekilmişti yüzünde pişmanlık ve üzüntü dolu bir ifade ile ayağa kalkmıştı.
-Ben çıkayım sen biraz dinlen daha sonra senin için yiyecek bir şeyler getireceğim.
Bir şey söylememi beklemeden odadan çıkmıştı ne olmuştu birden. Az önce yaşananları düşünerek arkama yaslandım sanırım aşık oluyordum.
Umarım beğenirsiniz uzun zamandır bölüm atmıyordum stajdan dolayı bugün evdeyken bir şeyler yazayım dedim hatalar varsa kusura bakmayım keyifli okumalar❤️🔥✨💖.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AKIN❤️🔥😍❤️🩹
Bir sonraki bölüm hakkında minik bir spoi : En iyi kaptanlar için bir balo düzenleniyor😌.