Miyabalarrr👋👋💛
bölüm sonu açıklamasına bakın lütfen önemliiiBölüm fotoğrafı:
(Yeşim+Umay+Bade)
Bim'in önünde buluştuğumuzda Umay her zamanki gibi biraz gecikmişti.
"Ne bu acele kızzz? Sakin ol" diye bağırdım. Azıcık laf atmadan duramıyorum zaten."Bir çocuk yanlış numaraya mesaj atmış onu hallediyorum." dedi Umay parmaklarıyla ekranı hızla kaydırarak.
Tam bir şey söyleyecektim ki, Bade araya girdi. "Geç kalacağız şimdi hadi" diye homurdandı.
Markete girdiğimizde, bir anda kendimi market arabasının içinde buldum.
"Uçur beni içecek reyonuna Umayyy" dedim.
"Emredersiniz hanımım!" dedi Umay. Reyonun ortasında durduk ve altı tane Sprite'ı sepete attık. O sırada Bade geldi ve elindeki üç paket çekirdeği sepete değil, doğrudan üzerime fırlattı.Her zamanki gibi, 6 şişe Sprite ve 3 paket çekirdek alınmıştı.
Tam kasaya ilerleyecektik ki Umay sağ kolumdan Bade ise sol kolumdan tutup beni market arabasından dışarı çıkardılar. Paraları birleştirip tek bir ödeme yaptık ve dışarı çıktık.
"Şimdi olay tam olarak ne?" diye sordum, hala olan biteni kafamda toparlamaya çalışarak.
"Anlatıyorum," dedi Umay, ellerini havaya kaldırarak. "Füsun teyzeyi tanıyorsun, değil mi? İşte, onun karşısına Sevgi teyze yeni bir dükkan açtı. Bu ikisi sabahtan akşama kadar birbirlerini yiyorlarmış. Neyse, geçen akşam Füsun teyzenin dükkanının camlarını kırmasınlar mı?"
"ABOO E sonra?" dedim, gözlerimi açarak.
"Camını mı kırmışlar kadının?" diye Bade hemen ekledi.
Umay başıyla onayladı. "İşte onu dinlemeye gidiyoruz şimdi. Önce Füsun teyzenin dükkanına, sonra Sevgi teyzeninkine...""İyiymiş." dedim omuz silkip.
Yolda, koçun grup toplantısında söylediği şeylerden bahsetmeye başladık.
"Aklıma takıldı," dedim. "Yarıyıl tatili için ara vereceğimizi söylemişti ya, maçlar ne zaman başlayacak tekrar?"
"Açıkçası hiç dinlemedim. " dedi Umay omuz silkerek.
"Adam on defa anlattı, dinlemediniz mi gerçekten?" diye çıkıştı Bade.
Şey... bakışarak sustuk."Ben biliyorum sizi. Neyse, maçlar 20 Şubat'ta tekrar başlayacak. Koç bizi hiç boş bırakmayacak belli."
"O kadar az süre mi kaldı, cidden? Of.." diye mırıldanıyordum.
"Halederiz." dedi Umay, kendinden emin bir şekilde.Konuşarak Füsun teyzenin dükkanına varmıştık. Tam iki saattir Füsun teyzenin konuşmasını dinliyorduk. Gözlerim dolmaya başlamıştı, o ise hâlâ devam ediyordu. Umay bir burnunu çekiyor, ben gözyaşlarımı silerken Bade, "İkiniz de malsınız gerçekten." anlamında bir bakış atıyordu. Ama nasalım yazık değil mi bu kadına ha?
Füsun teyze derin bir nefes alıp başını hafifçe salladı. Gözleri nemlenmişti, sesi bir an duraksadı. "Kızlar," dedi, sesi titrek bir tonda, "şu Sevgi var ya... Yıllardır aynı mahalledeyiz. Ekmeğimi, aşımı paylaşmışımdır onunla. Çocuğunun sünnetinde bile koşturmuş yardım etmiştim. İnsan komşusuna böyle yapar mı? İnanamıyorum hala."
Umay sabırsızca, "Ama ne oldu ki, Füsun teyze? Kim yaptı bunu nasıl kırıldı camlar?" diye üsteledi.
Füsun teyze derin bir iç çekti, ellerini masaya koydu, parmakları hafifçe titriyordu. "Gece bir vakit," dedi, sesi bu kez daha kararlı ama içinde bir kırıklık vardı, "birileri gelip camları indirivermiş. Sabah erkenden geldim, dükkanın önü... Her yer cam kırıklarıyla doluydu. O kadar emek verdiğim, alın terimle kurduğum yer... Sanki içimi paramparça etmişler gibi."
Gözlerini yere dikti. "O camlar kırılırken ben de kırıldım, kızlar. Düşünsene, emekle aldığın domatesleri, biberleri çöp poşetlerine dolduruyorsun. Kim yapar bunu? Kim bu kadar zalim olabilir? Malzemelerime zarar vermişler, rafları devirmişler. Akşam burayı kilitlerken bir umutla bırakıyorsun sabah geldiğinde hayalin yere serilmiş oluyor."
Bir an sustu, yüzünde hem öfke hem de bir çaresizlik vardı. "Polise gittim şikâyet ettim ama... Ne çıkar ki? Sevgi, 'Ben yapmadım' deyip duruyor. Ama düşünün bir, benim dükkanın camları tuzla buz onun dükkânına bir çizik bile yok. Bu işin içinde onun olmadığını kim iddia edebilir? İyi niyetimle, komşuluk hakkıyla ne yaptımsa... Şimdi karşıma dikilmiş, beni bitirmeye çalışıyor. Birde müşterilerimi çalıyor ben ne yapayım söyleyin bana."
Ne yapsın daha ne yapsın kadın??
Sesi çatladı, "O camları ben temizlerken aklıma bir şey takıldı. Dedim ki, 'Allah'ım, benim hakkımı koru, kim yaptıysa ona bırakıyorum.' Ama içim içimi yiyor kızlar... İnsan komşusundan bunu bekler mi?"
Umay birden şiddetle ağlamaya başladı. "Bu kadın daha ne yapsın, ha?" dedi, gözyaşlarını silerek. Onu başımla onayladım, burnumu silerken, "Daha ne yapsın? Ne ne?" dedim.
"Allah sizi kahretmesin, yürüyün!" diye çekiştirmeye başladı Bade. "Bırak bizi bırak Kadın neler çekmiş görmüyor musun?"
Şu an Bade bizi bir köşeye çekmiş, sessizce sabır diler gibi bize bakıyordu. Ben ise Umay'ı sakinleştirmeye çalışıyordum,"Ağlama canım ağlama..."
Ama Umay, burnunu mendille silerek daha da hıçkırmaya başladı. Çaresizce ekledim,
"Sen ağlama bebeğim. Ben dayanırım, ama sen..."Bu lafımın üzerine Umay daha da sesli ağlamaya başlayınca Bade bir anda patladı,
"Kesin ya! Allah aşkına kadın üzgündü siz ne hale getirdiniz? Mal mısınız ya siz?"Umay gözyaşlarının arasından hışımla cevap verdi,"Ya sensin mal!"
Bade elini anlına vurarak, gözlerini devirdi.
Artık Sevgi Teyze'nin dükkanına gitmek için yoldaydık. Yürürken Bade arkamızdan sert bir sesle uyardı,"Bakın orada sakın aynı rezilliği yapmayın. Yoksa vallahi sizi ortada bırakırım.
Umay mendilini cebine koyarken mırıldandı,"Tamam ya anladık."
Şimdi kısa bir açıklama yarı yıl tatilinde oldukları için bir kaç gün okul olmayacak. O yüzden aklınızda bir soru kalmasın. Bölüm yine kısa biliyorum 2 kurgu aynanda yazmaya başlayınca sonuç bu. Neyseee kendinize iyi bakın mutlu huzurlu günler aylar yıllar bayyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buyurun Benim?? ( biyolojik ailem)
General Fiction"geliyorsunuz benle değil mi?" "Tabiki geliyoruz." "geliyormuşuz."