otuz bir

231 28 28
                                    

Michael

Kendi evimden çıktıktan sonra bir markete gidip kondom aldım ve Julia'nın verdiği adrese yürümeye başladım, çok uzak değildi zaten. Hatta yakın bile sayılabilirdi. Bu düşünceyle yüzüme bir gülümseme yerleşti.

Yalan değildi, Julia'yı fena istiyordum.

Beyaz tenine kırmızı ve mor izler bırakmak, dolgun dudaklarını daha şişkin görmek ve o küçük poposunu kavramak istiyordum.

Evin bahçesine girene kadar adımlarımı sıklaştırdım ve zili çaldıktan sonra Julia'nın kapıyı açmasını bekledim. Daha önce yüz kere kız düzmeme rağmen Julia'yı düşündükçe kalbim atmayı unutacakmış gibi geliyordu.

Kapıyı açınca bir şey demeye fırsat bırakmadan kollarımı beline doladım ve kokusunu içime çekerken onu duvara yaslayana kadar yürüdüm. Dişlerimi boynuna sürttüğümde titrek bir nefes aldı ve görünüşe göre benim de ondan pek bir farkım yoktu.

"Merhaba, kedicik." diye arsızca kulağına fısıldadığımda yüzünü buruşturup siktir git, diyecek sandım ama sadece başıyla içeriyi işaret etti ve sırıttı.

Odasına girdiğimizde etrafa bakındım, gözüme takılan şeyleri söyleyecek olursam yatağı haricinde duvarlar ve yerdeki kilimin ne kadar davetkar göründüğüydü.

Julia'ya baktım ve gülümsedim, "Anı bozmak istemiyorum ama, kavga etmediğimizin farkında mısın?"

Başını sallayıp onayladı. "Evet, bu bayağı garip."

Ben de onun gibi ağır ağır başımı sallarken ona yaklaştım ve uzun zamandır tadını merak ettiğim dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Öpüşüme karşılık vermekte gecikmedi ve az önce omuzlarımda olan ellerini enseme çıkarıp orada oyalanmaya başladı.

İnleme ve kendimi ona bastırma isteğimi yoksaymaya çalışarak dudaklarına odaklandım ve boş bir anında dilimi içeri ittirdim. Omuzlarıma tırnaklarını batırdığında alt tarafımdaki rahatsızlığı iyice hissetmeye başlamıştım. Julia benden ayrılınca ve nefeslerimiz birbirine karışırken şişmiş dudaklarına baktım ve nedeninin ben olduğunu düşünüp sırıttım.

Dudaklarına bir öpücük kondurdum, sonra çene çizgisine ve boynuna. Kokusunu içime çektiğimde bende afrodizyak etkisi bırakıyordu ve her an daha fazla dayanamayacağımı düşünüyordum ama dayanıyordum.

Boynuna küçük izler bıraktıktan sonra geri çekilip onlara baktım ve tekrar gülümsedim. Julia kulağımla çenemin arasındaki yere dudaklarını bastırdıktan sonra, "Yatağa geçmeliyiz." dedi ve ben başımı salladıktan sonra onunla birlikte yattım.

Birbirimizin tişörtlerini çıkardıktan sonra sütyeninin kopçasını uzandım ve açmaya çalıştım ama bunu yapmak bir bulmaca çözmek gibiydi, ben bulmaca çözemiyordum. Julia kıkırdayıp kopçasını açtı ve çıkarmasına yardım ettim.

Onu yatırıp altıma aldıktan sonra göğüslerine sayamadığım kadar çok öpücük bıraktım, dudaklarıyla tekrar buluştum ve belini okşadım.

Sonunda ikimiz de daha fazla dayanamayacağımızı hissettiğimde tamamen soyundum ve birkaç saniye sonra tamamen birlikte olmuştuk.

Birbirimizin zirvesine eşlik ederken gözümü bile kırpmadan ona baktım, bu halini görse Afrodit onu kıskanırdı. Kendimi ona bıraktıktan sonra ikimiz de nefes alış verişlerimizi düzene sokmaya çalıştık ve sonra ona sarıldım, göğsünün ortasına dudaklarımı bastırdım.

Bir şey söylemedik, kavga etmemek için.

Bu bölüm tamamen Venus, Marine ve Vienna'nın ısrarı yüzünden yazılmıştır.

Lol

Hate You | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin