Özel Bölüm II: En Güzel Hallerinde (Son Kısım)

89 21 40
                                    

Selam, çiçeklerim! Panoya yazdım ama buraya da yazayım istedim. Bir kitap devamı olmadığı için detaylarda boğulabilecek vaktimiz yoktu ama ben size sorularınızın cevabını bulabileceğiniz ve Maya ile Tuna'yı biraz daha okuyabileceğiniz iki bölüm hazırlamış oldum. Neredeyse 7.000 kelime sürdü biraz uzun anlayacağınız... Maya ve Tuna'yı çok sevdiğinizi biliyorum, onların kavuşması sizi bir nebze olsun mutlu edebildiyse ne mutlu bana. Umarım sonu bu sefer sizi mutlu eder. 

Gösterdiğiniz ilgi ve sevgi için teşekkür ederim, iyi ki ama iyi ki varsınız. Size bir şarkı bıraktım bile. Hadi ikinci bölümün sonunda buluşalım sürpriz fotoğraflarım var, iyi okumalar!

Hala yanımda olduğuna/olabileceğine inanamadığım Tuna'yı kendimden uzaklaştırırken o, elini belimden çekmemeyi ve yakınımda kalmayı tercih etmişti.

Yüzümde hala anlamlandıramadığım soru işaretlerinin hayret dolu ifadesi var iken bir de Beren'e açıklayamayacağım kocaman bir durumun içine düşmenin getirdiği panikle afalladım. Beren, bir basamak yukarıya attı adımını ve bakışlarını benden Tuna'ya çevirdi.

''Merhaba?'' derken sesi şüpheciydi.

Kahvaltı esnasında yaptığım tuhaf aşk acısı konuşmamın üzerine bu sahneye şahit olması kafasındaki bazı parçaları yanlış veya doğru bir şekilde birleştiriyor gibiydi.

''M-Merhaba.'' dedi Tuna şaşkınca ve hemen arkasından gülümseyerek el salladı.

Dirseğimle karın boşluğuna doğru vurdum ve ona imalı bir bakış gönderdim: Bu sıradan bir tanışma olabilir mi sence?

Tuna'nın gülüşü büyüdü ve kısık sesle fısıldadı. ''Yaralarım iyileşmişti, tam zamanında geldim.''

Kendimi hiç gülmemem gereken bir noktada iken kıkır kıkır gülerken buldum. Yaşadığım hiçbir duygu, onun bana hissettirdiğinden kuvvetli olamazdı. Şu an bir uçurumun kenarında dahi olsam ona gülümsemekten, yanımda olduğuna inanamamaktan kendimi alıkoyamayacaktım.

Beren boğazını temizledi ve basamakları bize bakmaktan ziyade yere bakarak çıkmayı tercih etti. Hızla telefonu bana uzatırken en yakın arkadaşımdan utanacağım aklıma gelmezdi. Telefonumu ondan alırken ''Bunu da ne ara sana vermişim?'' diye mırıldandım. ''Geri döndün o kadar.''

Beren, tüm günün tuhaflığı yetmezmiş gibi bir de bu ana şahit olarak daha da şaşırmış, benim normal davranma çabam hiçbir işe yaramamıştı.

Gözlerimin içine içine bakarken soru sorar gibiydi. Bir ona bir yanımdaki Tuna'ya baktım ve ne diyeceğimi bilemeyerek konuşmaya gayret gösterdim.

''Iıı... Tuna ile tanış...''

Tuna hemen yanımdan elini uzattı ve ''Memnum oldum.'' dedi.

Beren, onun elini sıkarken hala gülümsemekten çok uzaktı fakat daha normal gözüküyordu. ''Beren ben de, memnum oldum.''

Konuşma buradan sonra ilerleyemezdi.

Tuna kimdi, nereden tanıyordum, neden buradaydı ve tam olarak neyim oluyordu? Sabah kahvaltıda bahsettiğim o imkânsız kişi o muydu? Ta kendisiydi. Peki, nereden çıkmıştı ve bunca zaman neden Tuna'nın T'sinden bile haberi yoktu?

Paniklemeli, arkadaşıma yapacağım açıklama üzerine kafa yormalıydım hatta belki telaşlanmalıydım ama hiçbirine aklımı veremiyor, aksine ayaklarımı yere vura vura sevinmek, Tuna'ya bir kez daha sarılmak ve geldiğine inanamadığımı söylemek istiyordum.

''Sanırım...'' diye mırıldandı Tuna. ''Sohbet burada bitti. Ne yapsak?''

Şirin bir gülümsemeyle bir bana bir Beren'e bakıyordu. Beren kafasını hızla salladı ve kendine gelmeyi çalıştı. Hayatımda kimse olmadığına emindi, bu sabaha kadar birinin varlığından haberdar bile değildi. Şimdi ise yanımda gördüğü kişiyi açıklamam, merakını gidermem için büyük bir beklenti içindeydi.

MAVİ AY (Düzenlendi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin